Türk futbolunda “Göztepe mucizesi” yaşanır mı?
Haberin Eklenme Tarihi: 15.08.2025 14:56:00 - Güncelleme Tarihi: 15.08.2025 15:21:00Göztepe’nin transfer politikası, son yıllarda hem sportif başarıyı sürdürülebilir kılma hem de kulübün mali yapısını koruma hedefleri üzerine inşa edilmiş durumda. Kulüp, özellikle Süper Lig’e yeniden yükselmesinin ardından, kısa vadeli başarı uğruna yüksek maliyetli ve yaş ortalaması yüksek oyunculara yönelmek yerine; genç, potansiyelli ve yeniden satış değeri yüksek futbolculara yatırım yapmayı tercih ediyor. Bu yaklaşımla Göztepe’nin uzun vadede kendi kadro iskeletini oluşturmasını ve istikrarlı bir yapı kurmasını hedefleniyor.
Transfer stratejisinde öncelikli olarak Türkiye iç pazarındaki yetenekler taranıyor. 1. Lig ve alt liglerdeki genç oyuncular, düşük maliyetle kadroya katılıp teknik ekibin gözetiminde geliştirilerek ilerleyen dönemlerde hem takıma katkı sağlayacak hem de yüksek bonservis geliri getirecek potansiyel isimler olarak görülüyor. Bunun yanı sıra, yabancı transferlerde ise genellikle Avrupa’nın ikinci ve üçüncü seviye liglerinden, uyum sorunu yaşamayacak ve Süper Lig temposuna ayak uydurabilecek oyuncular tercih ediliyor. Ayrıca Güney Amerika’daki yeni oluşturulan izleme ağı sayesinde özellikle Brezilya’nın Flamengo, São Paulo, Cruzeiro ve Botafogo gibi takımların gözetiminde olan fakat daha alt liglerinde forma giyen oyuncularını takip ediyorlar.
Altınbaş Holding 2007 yılında üstlendiği Göztepe yetkilerini 04 Haziran 2014 tarihi itibarıyla İzmirli iş insanı ve Göztepe taraftarı olan Mehmet Sepil'e 9 milyon euro karşılığında devretmişti. Kulübün orta vadeli hedefleri arasında Süper Lig’de istikrar sağlamak ve Avrupa kupalarında yer almak yer alıyor. Transfer stratejileri, bu hedefler doğrultusunda dikkatli kadro planlaması ve marka güçlendirme üzerine planlar yapılmasına rağmen sürdürülebilir bir sistem tam anlamıyla kurulamadı.
Öne çıkan aklın mucidi: Rasmus Ankersen
2021-2022 sezonunu 19. sırada tamamlayan takım, Süper Lig'e veda etti. 19 Ağustos 2022'de yapılan ortaklık anlaşmasıyla kulübün %70 hissesi Sport Republic'e devreden Mehmet Sepil ve yönetimi yeni bir dönemin başlangıcına öncelik etti. CEO Rasmus Ankersen, Göztepe'nin yeni başkanı oldu. Hızlı başarı peşinde koşmak yerine doğru yapı, kültür ve zamanı geldiğinde doğru seçimler üzerine kurulu bir model benimsediklerini sıklıkla vurgulayan Rasmus Ankersen, büyük isimlerden ziyade, kulüpteki oyun anlayışına uygun, sahada katkı verecek oyunculara odaklandı. Rasmus Ankersen, Göztepe'nin Sport Republic, stratejik anlamda kulübe yön veren ve kadro planlanmasında söz sahibi olan, yatırımcı grubuna strateji onaylatan aktif bir başkanlık rolü sergiliyor. Şef scout Sam Stanton, Luke Coles önderliğinde Jaime Ferrero, Alessio Del Sarto, Yağmur Akyol ve Lee Scott ile oyuncu arama ve tarama operasyonunu yürüten Göztepe, Sport Republic’in de oyuncu izleme departmanıyla birlikte resmî olmayan rakamların söylediği yaklaşık 100.000 fazla oyuncunun arama taramasını yapmış durumda.
İngiltere Championship takımı Southampton ile ortaklık hâlinde bulunan Göztepe, bu kapsamda her iki kulüp arasında anlamlı ve fayda odaklı transferler gerçekleştirmeye açık bir yapı oluşturdu. Göztepe'nin resmî organizasyon yapısına göre Sporting Director (Sportif Direktör) pozisyonunda görev alan kişi Ivan Mance’dir. Bu pozisyon, transfer politikasının teknik kısmını yürüten ve transfer kararlarında kilit isimdir. Örneğin, Mateusz Lis’in İngiltere’den Göztepe’ye transferi buna örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca İngiltere’deki futbol operasyonuna dâhil edilebilecek oyuncularda son dönemde Göztepe kadrosuna dâhil ediliyor.
Türk futbol tarihinin kaderini değiştirecek transfer başarısı
Kulüp, transfer sürecinde istatistiksel analiz ve veri odaklı scouting yöntemlerini de aktif biçimde kullanıyor. Oyuncular yalnızca saha içi performanslarına göre değil; sakatlık geçmişleri, karakter yapıları ve takım uyumu gibi faktörler de dikkate alınarak değerlendiriliyor. Böylece yalnızca “isim transferi” değil, sistemin bir parçası olabilecek oyunculara yönelen Göztepe, son üç sezonda özellikle kadrosuna kattığı yabancıların kariyer ilerleyişi konusunda diğer ülke takımlarının da yönetiliş biçimlerine yön veriyor. Héliton, Lundqvist, Emersonn oyuncuları 2,5 milyon euroyu geçmeyen bonservis bedelleri ile transfer eden Göztepe, ayrıca Afrika’dan Anthony Dennis gibi genç yetenekleri de akademisine dâhil etti ve ilk on bir oyuncusu yaptı.
Geçtiğimiz sezon Brezilya’nın Athletico Paranaense takımından kiralanan ve sonrasında 2,5 milyon euroya bonservis bedeliyle alınan Romulo, Türk futbol tarihinin kaderini değiştirecek bir olaya imzasını attı. Süper Lig’de 29 maçta forma giyen Brezilyalı oyuncu 13 gol 9 asistlik performansı ile dikkatleri üzerine çekti. Geçtiğimiz yıl ligin ikinci haftasında Fenerbahçe maçında attığı golle birlikte hemen hemen her maçta skora katkı yapan Brezilyalı oyuncu, Maringá altyapısında başladığı futbol yaşantısına, şimdi Bunseliga’nın liderlik yarışı içerisinde bulunan RB Leipzig’e 20 milyon euro karşılığında transfer oldu. Profesyonel kariyerine 16 Kasım 2021'de Brezilya Série A'da Atlético Mineiro'ya karşı oynanan maçta yedek kulübesinde ilk resmî maçına çıkan Brezilyalı, 63 maçta forma giydi ve 7 gol kaydetti. Paranaense’nin 2021 Copa Sudamericana ve 2023 Campeonato’yu kazanmasına yardımcı olmasına rağmen Süper Lig’de gösterdiği hareketliliği, ceza sahasındaki içinde ve çevresindeki etkinliği göstermemişti.
Aslında Göztepe futbol operasyonunun kulüp altyapısının transfer süreciyle entegre çalışması, Gürsel Aksel Tesisleri’nde yetişen genç oyuncuların A takıma kazandırılması, kulübün maliyetlerini düşürürken taraftar nezdinde de aidiyet duygusunu arttırması, dış transfer kadar iç kaynakların verimli kullanılması da stratejinin temel unsurlarından biri. Bu sayede kulüp hem taraftar nezdinde hem de oyuncular nezdinde aidiyet oluşturuyor ve bu durum hem kadroya yapısında hem de transfer politikasında istikrar getiriyor.
Sonuç olarak, Göztepe’nin transfer politikası; kısa vadede rekabetçi bir kadro oluşturmayı, uzun vadede ise kendi oyuncu havuzunu yaratıp ekonomik sürdürülebilirliği sağlamayı amaçlayan, dengeli ve planlı bir model üzerine kurulmuş durumda. Bu yaklaşım, kulübün hem sahada hem de mali tablolarında istikrar yakalamasına olanak tanıyor.