Trabzonspor dışarı! Şenol Güneş dışarı!
Teknik direktör Şenol Güneş, 3 Eylül 2024 tarihinde 5’inci defa Trabzonspor’da göreve başladı. Peki, bu geri dönüşü diğerlerinden ayıran en temel fark neydi? Gelin hep birlikte değerlendirelim.
Trabzonspor tarihi başarılar olduğu kadar kırgınlıklar tarihidir de... Herkesin bir gün kıran, bir gün de kırılan olduğu, mağrur ve mağdurların sürekli değiştiği ve ama herkesin de bir şekilde haklı olduğu bir tarih... Hatta hacim olarak değilse de yöntem olarak Trabzonspor; bugün bir Bayern Münih modeline sahip değilse bunun nedeni prensip değil, şahsiyet kavgalarıdır. Şenol Güneş ile anlaşıldığı haberi yayıldığında bazı taraftarların ifadesiyle “helalleşme fırsatı” bu anlamda çok iyi bir izah idi müstakbel sürece... Hocanın onlarla, ihtiyarların ve gençlerin de hocayla helalleşmesi, zira karşılıklı cam kırığı yaraları hepsinde var(dı).
Bir yayında görüştüğüm kişilerden duyduğum sloganı dile getirmiştim: “İnsanların gönlü Fatih Tekke aklı Şenol Güneş diyor” diyerek. Bu aslında benim fikrim değil, bir nevi tercümanlık yapmıştım. Günümüz dünyasında ne dendiğinden ziyade ne anlaşıldığı önemli olduğu için varsın kayıtlara benim sözüm olarak geçsin ziyanı yok. Hem Şenol Güneş efsane kadronun da “akıl” tarafında dururdu daha çok. O takım tekdüze bir takım değildi. Tıpkı Trabzon şehri gibi... Renkli ve çok sesli bir takımdı. Bir yanda biraz haylaz, yaramaz, gönlünün peşinde koşanlar, diğer yanda onları dengeleyenler. Şenol Güneş futbolculuk döneminde de ikinci grubun temsilcisi oldu. Birinci gruba karşı değil ama onlarla birlikte. Zaten takım olmak tam da böyle bir şey değil miydi?
İlk kez bu kadar “duygusal”
1990- 2013 yılları arasında 4 kez geldiği göreve bu kez uzun bir aradan sonra tekrar başladı Şenol Güneş. İlk kez bu kadar duygusal gördüğümü söyleyebilirim hocayı. Oysa dediğim gibi o hep akıl tarafına düşenlerdendi. İlk kez dedim ama Özkan Sümer ve Suat Özyazıcı’nın gidişleri sonrası fark etmiştim Şenol Güneş’teki bu duygusallığı... Hoca kabul eder mi bilmiyorum ama bu kez yani 5’inci kez görevi kabul edişini biraz onlarla da sahada helalleşme arzusu diye yorumluyorum içten içe...
1990-2012 sürecinde Şenol Güneş'e bir alternatif çıkaramamak, söz gelimi Ali Kemal Denizci gibi başka yerden bakan birini sürece dâhil edememek bence Trabzonspor’un ciddi eksikliklerinden biri oldu. Zira Ahmet Suat-Özkan mücadelesi (mücadele ifadesi umarım doğru anlaşılır) bir prensip mücadelesiydi. Aynı yöne farklı pencerelerden, aynı hedefe farklı yollardan giden iki büyük adam… Şenol Hoca ile o dönem tekleşti.
Sonraları Ünal Karaman ile “Tamam yenisini bulduk” derken hikâye yarım kaldı, hatta çeyrek... Gariptir hep akıl tarafına düşen Şenol Hoca’nın alternatifini ararken daha da akılcı, hatta kelimenin tam anlamıyla bir pozitivistle şampiyonluğa ulaştı Trabzonspor. Tüm modernler gibi geleneğe ihtiyaç duyunca atıf yapan, gelenek kendi mutlak doğrularını destekleyecekse onu hatırlatan biri ile…
Abdullah Avcı ile kazanılan şampiyonluk sonrası oluşan mutlak akıl, giderek kayboldu ve şehir ruhsuzlaştı. İletişim beceriksizliği ile de birleşince tahammül edilemez bir hâl aldı. Tecrübe edinmişlerin “Çığ geliyor” uyarıları, “Siz nereden bileceksiniz, ölçümler öyle demiyor” gerekçeleri ile geçiştirildi ve çığ geldi, o mutlak aklı yıktı...
Ardından Şenol Güneş, 5’inci kez Trabzonspor’a imza attı. Neyse ki Şenol Güneş’in yokluğunda müzeye çeşitli kupalar konuldu. Geçmiş ile hesap kapandı. Trabzonspor geleceği aramaya koyuldu. Bu zamana kadar aklı ve mantığı temsil eden Şenol Güneş, imza töreninde duygusaldı. Hislerini saklasa da ilk kez bu kadar duygusaldı. Ben iyimser bir romantik olarak bu kez Özkan-Suat karışımı biri olarak izledim Şenol Hoca’yı. Belki de hep öyle görmek istediğim için… Konuşmasında dile getirmedi belki ama içinde bu kez Özkan Hoca’nın çok uzun yıllar önce “Trabzon dışarı!” sloganlarına cevap olarak yazdığı yazıyı tuttuğunu biliyorum.
Ve şunu umut ediyorum: Trabzonspor, Şenol Güneş ile dışarı çıkacak ve ülkeyi başarıyla temsil edecek. Hatta bunu sürdürülebilir hâle getirecek. Başlığı kuvvetle hep bir ağızdan tekrar hatırlatalım: “Trabzonspor dışarı! Şenol Güneş dışarı!”
Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.