03 July 2025

Sovyetler Birliği’nden günümüze: Rus Yahudileri

1917-1991 yılları arasında Sovyetler Birliği'nde kalan 2,5 milyon Yahudi, başlangıçtaki hoşgörünün ardından Stalin döneminde baskı gördü. Böylelikle de Sovyet Yahudiliği hareketi Batı'nın desteğiyle ortaya çıktı. Peki, İsrail’e göç nasıl başladı?

Bir önceki yazımda tarihsel köklerini anlatmaya çalıştığım Rusya’daki Yahudi toplumunun modern dönemde Sovyetlerden İsrail’e uzanan Sovyet dönemi aliyaları (göçler), alternatif vatan arayışları ve son durak olarak Filistin'deki varlıklarını bu yazıda incelemeye çalışacağım. Sovyet yönetimi altında geçen süreçten başlayalım. 1917-1991 yılları arasında neler oldu?

Ekim Devrimi’nden sonra çok sayıda Yahudi, Sovyetler Birliği'nin dışında kalmış ancak yaklaşık 2,5 milyon Yahudi, Sovyet kontrolünde kalmıştı. Bolşevikler başlangıçta antisemitizmi reddetmiş ve Yahudiler üzerindeki sivil kısıtlamaları gevşetmişlerdi. Fakat bu durum çok uzun sürmedi. Stalin, Siyonizm’i “burjuva milliyetçiliği” olarak gördü ve yasakladı; sinagoglar kapatıldı, Yidiş (Avrupa Yahudilerinin kullandığı İbranice) kültür kurumları tasfiye edildi. Sovyetler Birliği tarafından ilhak edilen bölgelerdeki Yahudiler, büyük dalgalar hâlinde doğuya sürüldüler. 1934’te Sovyet devleti, Rus Uzak Doğusu’nda Yahudi Özerk Oblastı’nı kurmuş ancak bu bölge hiçbir zaman büyük bir Yahudi nüfusuna sahip olmamıştır. Sovyet Yahudiliği hareketi, Sovyetler Birliği'ndeki Yahudilerin Batı'ya göç etme hakkını savunan bir insan hakları kampanyasıydı. Göç izni verilmeyenler genellikle “refusenik” (reddedilenler) terimiyle anılıyordu. Batı'nın harekete katılımı 1960'ların ortalarında başlamış, Amerikan Yahudi kuruluşları çabalarını koordine etmiş ve taban örgütleri önemli bir rol oynamıştır. Natan Sharansky (eski İsrail İç İşleri Bakanı) gibi isimler, Batı’yla dayanışma ağları kurarak sessiz bir mücadele yürüttü. Bu iş birliği Yom Kippur Savaşı’ndan sonra SSCB’den ayrılma izinlerinde kademeli bir artışa yol açmıştır.

Sovyetlerin dağılmasıyla, ekonomik çöküş ve yükselen milliyetçilik 1,6 milyon Yahudi’yi harekete geçirdi. İsrail, “Kanun-i Dönüş” ile otomatik vatandaşlık tanırken, “Operasyon Süleyman” adlı hava köprüsüyle binlerce Etiyopyalı Yahudi’nin yanı sıra Rus göçmenleri de acilen tahliye etti. 1989-2006 arasında gelen 1 milyon Rus Yahudisi, İsrail nüfusunu %20 artırdı. Bu kitle, nitelikli insan gücüyle dikkat çekiyordu: Sovyet eğitim sisteminin titizliğiyle yetişmiş mühendisler, doktorlar, bilim insanları ve sanatçılar…

Sovyet sonrası aliyanın muazzam boyutu 1,1 milyondan fazla göçmenin İsrail nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturması, İsrail toplumunu temelden yeniden şekillendiren demografik bir şok dalgasını temsil etmektedir. Bu sadece sayılarda bir artış değil; bilim, yüksek teknoloji ve akademi gibi kilit sektörlere hızla entegre olan ve bu sektörleri önemli ölçüde güçlendiren "yüksek eğitimli" bir topluluğun akınıydı.

İsrail’in kuruluşundaki roller “nerede”?

  • Filistin: Geleneksel ve dinî bağlar nedeniyle çoğunluğun tercihiydi. Rus Siyonistlerin büyük çoğunluğu bu görüşteydi ve pratik çalışmaları (yerleşim, altyapı) Filistin’de yoğunlaştı.
  • Uganda Planı (1903): Uganda Planı, 1903 yılında İngiliz sömürge sekreteri Joseph Chamberlain tarafından İngiliz Doğu Afrikası’nın bir bölümünde (günümüz Kenya'sında) bir Yahudi vatanı oluşturulması önerisiydi. Herzl, pogromlardan kaçan Rus Yahudilerine acil bir sığınak sağlamak için bu planı ciddiye aldı ve Dünya Siyonist Örgütü’ne sundu. Ancak Rus delegasyonu başta olmak üzere, büyük çoğunlukla Rus Yahudilerinin şiddetli muhalefetiyle karşılaştı. Dinî ve tarihsel bağlara vurgu yapan Rus delegeler, planın reddedilmesinde kilit rol oynadı. Plan büyük çoğunlukla reddedildi.
  • Arjantin: Herzl ve bazı erken dönem Siyonistler, özellikle Avrupa’daki antisemitizmden kaçan Yahudiler için Arjantin’i bir olasılık olarak değerlendirdiler. Arjantin’in ekonomik olarak gelişmekte olması, büyük toprak alanlarına sahip olması ve göçmen kabul eden bir politika izlemesi bu fikri destekliyordu. Jewish Colonization Association – JCA 1891'de Alman-Yahudi banker Baron Maurice de Hirsch tarafından kurulan bu dernek, Rusya ve Doğu Avrupa’daki zulümden kaçan Yahudilerin Arjantin’e ve Brezilya'ya yerleştirilmesini amaçladı. JCA, Arjantin’de Entre Ríos, Santa Fe ve Buenos Aires eyaletlerinde 500.000 dönüm toprakta tarım kolonileri kurdu. 200.000 Yahudi yerleşti ancak bir "devlet" değil, diaspora topluluğu olarak kaldı.
  • Kırım / Sovyet Yahudi Özerk Bölgesi (Birobidzhan): Sovyetler, 1930’larda Uzak Doğu’da Birobidzhan’ı bir Yahudi özerk bölgesi ilan etti. Ancak bu, Siyonist bir proje değil; Sovyet ulusal politikasının bir parçası ve Filistin’e alternatif olarak sunulan bir girişimdi. Başarılı olamadı ve çok az nüfusu çekti. Rus Siyonistler bu projeye karşıydı ve İsrail’in kuruluşu için Filistin’de mücadeleye devam etti.

İsrail toplumunun oluşumundaki etmenler

SSCB Yahudileri; özellikle bilimsel, yüksek teknoloji, politika ve eğitim/kültür alanlarında İsrail toplumuna katkılarda bulunmuşlardır. 1990’lı yıllarda SSCB’nin çöküşüyle Filistin’e göç eden Yahudiler kısa sürede demografik yapı içerisinde güçlü bir nüfusa sahip oldular. Bu göçmenler, zamanla kendi siyasi oluşumlarının temellerini atmış İsrail meclisinde Rusya kökenli politikacıların varlığına zemin hazırlamışlardır. Natan Sharansky’nin kurduğu Yisrael Ba’Aliyah ve Avigdor Lieberman’ın liderliğindeki Yisrael Beiteinu (Evimiz İsrail) gibi partiler, koalisyon hükûmetlerinde vazgeçilmez ortaklar hâline gelmiştir. Evimiz İsrail, laik Rusça konuşan göçmen tabanını hedef alırken; Haredi Yahudilerin askere alınmasını desteklemekte ve Filistinlilere karşı agresif güvenlik politikalarını savunmaktadır. Rus göçmen topluluğu, İsrail'in siyasi arenasında önemli bir seçmen bloğu oluştursa da seçmen ağırlıklarına rağmen kendi siyasi lobilerinin yapılarını sağlamlaştırmakta zorluklar yaşamış ve hem ulusal hem de belediye düzeyindeki İsrail iktidar yapılarında hâlâ az temsil edilmektedirler.

Sovyetler Birliği kökenli Yahudiler, İsrail’in bilimsel ve akademik kapasitesinde âdeta bir sıçrama yaratmıştır. Göç edenler arasında binlerce bilim insanı, mühendis, matematikçi ve doktor bulunuyordu. Bu uzmanlar, özellikle fizik, matematik, bilgisayar bilimleri, havacılık ve tıp gibi alanlarda üniversitelerde, araştırma merkezlerinde ve sanayi kuruluşlarında etkili görevler üstlenmiştir. İsrail’in dünya çapında saygın üniversiteleri olan Technion, Hebrew University ve Weizmann Institute gibi kurumlar, bu beyin göçünden doğrudan yararlanmıştır.1990’larda gelenler, İsrail’in yüksek teknoloji ihracatını üretti. Sağlık sektöründe ise doktor sayısı arttı; hastaneler modernize edildi.

İsrail'in ekonomik kalkınmasında ve inovasyonunda, 1990’lardaki “teknolojik devrim”, GSYİH’deki hızlı büyüme ve yüksek teknoloji endüstrisindeki etkileyici genişleme, büyük ölçüde Sovyet Yahudisi göç dalgasının bir sonucu olarak tanımlanmaktadır. Rus Yahudilerinin teknik bilgisi ve mühendislik becerileriyle küresel ölçekte hızla büyümüş, İsrail’in “Start-up Nation” (Girişimci Ulus) kimliğinin inşasında bu katkılar belirleyici olmuştur. Intel ve Microsoft’un İsrail araştırma merkezleri, Check Point gibi siber güvenlik devleri, bu göçmenlerin teknik becerisi sayesinde pazardaki paylarını aldılar.

Sovyet kültüründe yetişmiş bu göçmenler, İsrail’in sanat, müzik, edebiyat ve tiyatro alanlarına yeni bir soluk getirdi. Rusça, ülke genelinde en çok konuşulan ikinci dil hâline gelirken Rusya kökenli gazeteler, televizyon kanalları, yayınevleri ve kültür merkezleri açıldı. Ayrıca tiyatroda Moskovalı oyuncular ve yönetmenler tarafından kurulan topluluklar, İsrail sahne sanatlarını hem estetik hem de içerik açısından zenginleştirdi. Rusya’nın en çok ödül alan sanatçısı ve “Rus Sinetra” olarak anılan Joseph Kobzon , Polonya asıllı David Grossman gibi yazarlar, Doğu Avrupa edebiyatının derinliklerini İbraniceye taşıdı.

Diğerleri ile etkileşim

İsrail toplumunun bel kemiğini temel iki Yahudi topluluğu oluşturmaktadır. Mizrahi Yahudileri -“Doğu Yahudileri”- Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden (Irak, İran, Yemen, Fas, Tunus vb.) göç eden topluluklardır. Hem kültürel hem dinsel pratikleri Aşkenazlardan oldukça farklıdır. Aşkenaz Yahudileri, çoğunlukla Orta ve Doğu Avrupa kökenlidir. Ruslar ise bu sınıfın önemli temsilcilerini oluşturuyordu. Siyonist hareketin öncülerini ve İsrail Devleti’nin kurucu elitini büyük ölçüde bu grup oluşturmuştur. Bunlar dışında ayrı bir grup olarak Etiyopya Yahudileri de bulunmaktadır. İsrail’in ilk yıllarında Aşkenaz Yahudiler, devletin kurumlarını kontrol eden ve Batı eğitimiyle yetişmiş elit sınıfı temsil ediyordu. Bu durum, Mizrahi Yahudilerin çoğunlukla alt sınıf pozisyonlara yerleştirilmesiyle sonuçlandı. Mizrahiler çoğu zaman ekonomik, kültürel ve eğitimsel anlamda orta sınıf muamelesi gördü. Etiyopya (Afrika) Yahudileri ise en alt tabakayı toplumsal olarak “en istenmeyen”i temsil ediyordu. SSCB’den göçen Yahudiler ise SSCB eğitiminin verdiği laik eğitim değerleri yüzünden “beyaz” Avrupalı ve öteki Yahudiler arasında mesafeli bir tutum sergiledi. Yahudi dahi olsa başka milletlerden evliliklerin önüne geçip, kültürel normlarını korumaya dikkat ettiler. İsrail’de bugün yaklaşık 1,5 milyon Rus Yahudi bulunuyor. Beyaz adamın “üstün aklı” ile şekillenmiş bu sözde devlette Yahudi olmak, var olabilmek için bir araç olarak kullanılıyor. Rakamlarla var olan bu devlette teninin rengi ise hâlâ toplumdaki yerini belirliyor.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...