25 October 2024

PKK'nın TUSAŞ saldırısının perde arkasında ne var?

Ankara'da TUSAŞ’ın Kahramankazan tesislerine yapılan saldırıda 5 kişi yaşamını yitirdi. PKK bu hain saldırıyı neden gerçekleştirdi? PKK, Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a yaptığı teklife cevap mı verdi? PKK, Türkiye’nin BRICS’e üye olmasını engellemek mi istiyor? PKK’nın asıl hedefi Davut Koridoru mu?

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Kahramankazan yerleşkesine düzenlenen terör saldırısının yankıları sürüyor. Ülkemizin başkentinde gerçekleşen saldırı, Türkiye’de yaşayan vatandaşların din, dil ve ırk ayrımı yapmadan birbirlerine daha sıkı sarılmasına vesile oldu. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere diğer siyasi liderler ve TUSAŞ çalışanlarının gür bir sesle, “Hiçbir terör örgütü, hiçbir şer odağı emellerine ulaşamayacaktır” diyerek birlik ve kararlılık mesajı vermesi acılarımızı bir nebze de olsa hafifletti. BM, Avrupa Birliği, ABD, Rusya ve Fransa başta olmak üzere çok sayıda ülke teröre karşı Türkiye’nin yanında yer aldıklarını vurguladı. Hain saldırı sonrası sis perdesi de yavaşça aralanmaya başladı. Siyaset bilimciler ve uluslararası ilişkiler uzmanları PKK tarafından yapılan eylemin perde arkasını Tercüman’a değerlendirdi.

Dünyada; Havacılık ve Uzay Sanayii gelişimi bakımından sayılı ülkeler arasında yer almamıza vurgu yapan siyaset bilimci Enes Bayraklı, “Türkiye’nin savunma sanayii alanında kalbi olan ve stratejik otonomi alanında elini güçlendiren TUSAŞ’a yapılan saldırı ülkemizin moral motivasyonunu kırmaya ve stratejik otonom yönünden gelişimini önlemeye yönelik bir girişimdir. PKK, İHA ve SİHA'lar eylem kabiliyetinin sınırlandırılmasını yedirememiştir. Ayrıca hatırlarsanız darbenin yönetim merkezi Akıncı Üssü'nün bulunduğu Kazan ilçesi 15 Temmuz'un en büyük direnişlerinden birine sahne olmuştu. PKK’yı yöneten aktörlerin saldırı için burayı seçmesi de gözlerden kaçmamalı. Bu acı veren olay sonrası bizleri yegâne mutlu eden unsur TUSAŞ çalışanlarının gür bir sesle, ‘Hainlere inat daha fazla çalışacağız ve korkmuyoruz’ demesi olmuştur” dedi.

“Devlet Bahçeli stratejik bir açıklama yapmıştır”

“Terör örgütleri her zaman siyasi bir mesaj verme kaygısı güder. Bu saldırının hiç şüphesiz teröristler ve dış odaklar bakımından bir anlamı vardı” diyen Bayraklı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, teröristbaşı Abdullah Öcalan için “Meclis'te örgütün lağvedildiğini ilan etsin” açıklamasını da şu sözlerle değerlendirdi: “Bahçeli’nin bu çağrısı ‘köprüden önce son çıkış’ anlamı taşıyordu. Kendisi Orta Doğu’daki istikrarsızlığı ve savaş hâlini net bir şekilde gözlemliyor. Ülkemizi de içine alacak şekilde daha zor günler yaşanmadan önce PKK’nın başını tamamıyla ezebilmek için stratejik bir açıklama yapmıştır.”

Bayraklı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BRICS Zirvesi kapsamında düzenlenen "Genişletilmiş BRICS+ Oturumu"nda konuştuğu gün bu saldırının gerçekleştirilmesini manidar bulanlardan. Ünlü siyaset bilimci, “Erdoğan’ın dış politika hususunda önemli adımlar attığı bir anda bu saldırının gerçekleşmesi tesadüf olamaz. PKK, Türkiye’nin küresel anlamda söz sahibi olmasını ve stratejik otonomunu güçlendirmesini istemiyor” ifadelerini kullandı.

İsrail’in hedefinin Davut Koridoru olduğunu vurgulayan Bayraklı, bu noktada Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için PKK ile iş birliği yapabileceklerini de vurguladı. Bayraklı, “Davut Koridoru, Golan Tepeleri'nden başlayıp Irak'ın kuzeyine ulaşan ve bölgedeki federatif yapılar ile İsrail arasında bir enerji koridoru. Türkiye’ye yönelik yapılan bu saldırı sonrası bu koridorda gündeme getirilmeli. Ticaret yollarının değiştirilmesi ABD ve İsrail’in işine gelecektir” yorumunu yaptı.

“Türkiye’de barış iklimi oluşmasını istemiyorlar”

Türkiye’nin son yıllarda savunma alanında yaptığı yatırımlara vurgu yapan Prof. Dr. Hasan Köni, “Türkiye, yangın yerine dönen Orta Doğu’da savunma sanayiine yatırım yaparak kendini korumak adına güçleniyor. Ancak PKK ve YPG başta olmak üzere terör örgütleri ve bazı devletler bu durumdan aşırı rahatsız. Bu saldırı bir karakola da yapılabilirdi. Neden savunma sanayinin kalbine yapıldı bir düşünmek lazım. Aslına bakarsak bu kalleşçe saldırı PKK’nin ve ona destek veren tüm yapıların gerçek yüzünü göstermiştir. Türkiye’de barış iklimi oluşmasını istemeyen çok sayıda terör ile bağlantılı yapı var” dedi.

“Bahçeli’nin çıkışından ziyade önceden planlanmış bir saldırı gibi duruyor”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim'de PKK lideri Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" için çağrı yapmasıyla bu saldırı arasında bağ kuramayan Köni, Bayraklı’nın aksine şunları söyledi: “PKK denen örgüt bu kadar hızlı bir saldırı girişimi organize edemez. Bu saldırıyı çok daha önceden planladıklarını düşünüyorum. Hem Öcalan denen teröristin bu yapıya ne kadar etki edip edemediği de tartışmalı bir diğer konu...”

İsrail’in Davut Koridoru projesinin hayal olduğunu ifade eden Köni, “Bu konuda PKK ile iş birliği yapacaklarını düşünmüyorum. Hem bu projenin gerçekleşme imkânı yok. Bir tarafta 7 milyon Yahudi diğer tarafta 300 milyon Arap’ın yaşadığı bölgeden bahsediyoruz. ABD’de de dünyaya hükmetmek istiyordu ama görüyoruz ki başaramadı. İsrail, Türkiye-İran sınırında Kürt devleti kurulmasını Arapları nakavt edeceğini düşünerek canı gönülden ister” açıklamasını yaptı.

Emekli Özel Harp Subayı Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Bayraklı ve Köni’nin söylediklerini destekler nitelikte sözler sarf etti. Ağar, “Türkiye’nin savunma sanayinde gelmiş olduğu nokta ve tam bağımsızlığa doğru yürüyor olması terör ile bağlantılı grupları rahatsız etti. Terörden ekmek yiyenler, nemalananlar 30 yılı aşkın süredir kurdukları düzenin devam etmesini istiyorlar. Orta Doğu’daki istikrarsızlık yumağına Türkiye’de dâhil edilmek isteniyor” yorumunu yaptı.

“Saldırı sonrası stratejik akıl başka bir tarafa kaydı”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BRICS Zirvesi kapsamında düzenlenen "Genişletilmiş BRICS+ Oturumu"nda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile konuştuğu esnada bu saldırının gerçekleştiğine vurgu yapan Ağar, “İlk defa NATO üyesi olan bir ülke, Rusya ve Çin’in baş unsur olarak yer aldığı bir organizasyona katılmak için inisiyatif kullandı. Bu toplantı Tataristan’ın başkenti Kazan’da gerçekleşti. Saldırı da ülkemizin başkenti olan Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde oldu. Sonuç itibarıyla stratejik akıl başka bir tarafa kaydı. Burada önemli olan Türkiye’nin doğru faile ulaşmasıdır” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin izlediği politika PKK’nın korkulu rüyası haline gelmiştir”

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Halit Hamzaoğlu da Bayraklı, Köni ve Ağar gibi TUSAŞ'ın önemine değindi. Hamzaoğlu, “TUSAŞ’ın savunma sanayisi açısından arz ettiği stratejik önem bu terör saldırısında ana motivasyon kaynağı olabilir. Çünkü Türkiye'nin savunma sanayisinin gelişiminde izlediği istikrarlı politikalar PKK’nın korkulu rüyası hâline gelmiştir. Ayrıca savunma sanayisindeki atılımlar PKK’nın ipini elinde bulunduran dış mekanizmaları da rahatsız etmektedir. Bu çerçevede söz konusu dış mekanizmalar, PKK eliyle Türk savunma sanayisini hedef almaktadırlar” görüşünü savundu.

Terörist Abdullah Öcalan’ın PKK üzerindeki etkinliğinin zayıfladığını vurgulayan Hamzaoğlu, “PKK bu saldırıyla iç cephenin pekişmesini arzulamadığını ortaya koydu. Özellikle İsrail'in bölgedeki eylemleri nedeniyle yakın çevremizde bir jeopolitik türbülans olduğu söylenebilir. Bu türbülansı bertaraf etmek bağlamında iç cephenin pekiştirilmesi elzemdir” dedi.

“Türkiye’nin tutumu sabote edilmektedir”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BRICS Zirvesi kapsamında düzenlenen "Genişletilmiş BRICS+ Oturumu"nda konuştuğu gün bu saldırının gerçekleştirilmesini Enes Bayraklı gibi manidar bulan Hamzaoğlu, “ABD ve İsrail’in bölgedeki taşeron örgütü olan PKK, Türkiye’nin BRICS’e katılmasını kendi çıkarları açısından arzulamamaktadır. PKK ve arkasındaki güçler Türkiye’nin tutumunu sabote etmektedirler” açıklamasını yaptı.

Hasan Bayraklı gibi İsrail’in hedefinin Davut Koridoru olduğunu vurgulayan Hamzaoğlu, “PKK, Suriye topraklarında devlet kurmayı önemsiyor. Bu bağlamda koridoru da hedef olarak gördüğünü ifade edebiliriz. PKK, bu koridorun oluşumunda İsrail’i ‘doğal müttefiki’ olarak görmektedir. Bu süreç ABD’nin desteğiyle konsolide edilmektedir” diyerek sözlerini tamamladı.

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Hazar Vural Jane, söz konusu saldırının birçok anlamda farklı boyutları içerisinde barındırdığını ifade etti.

Jane, “Saldırının zamanlaması, seçilen kurumun önemi, bölgede devam eden savaşın geldiği nokta bunlardan bazıları. Fakat en çok vurgulanması gereken terörün çok yüksek oranda başka devletler tarafından araçsallaştırılmış olması. Söz konusu saldırı yapısı itibari ile çok detaylı ve uzunca planlanmış görünmektedir. Ankara’da, Türkiye'nin göz bebeği olarak kabul edilen ve en önde gelen Savunma Sanayi şirketlerinden TUSAŞ'ın seçilmiş olması, en yalın hâliyle, yüksek oranda yerlileşme hedefiyle yürütülen ve son dönemde dışa bağımlılığın düşürülmesi açısından da oldukça stratejik öneme sahip şirketlerin başında gelmektedir. Türkiye yaşadığı bölgenin de riskleri düşünüldüğünde tam bağımsızlığın ancak savunma sanayisinde kendi kendine yeterlilikle gerçekleşeceğini uzun yıllardır vurgulamakta ve bu yoldaki kararlılığını sürdürmektedir” ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, teröristbaşı Öcalan için "Meclis'te örgütün lağvedildiğini ilan etsin" çağrısı sonrası saldırının zamanlamasının manidar olduğunu ifade eden Jane şunları söyledi:

"Fakat konunun daha öncelikli olarak öne çıkan boyutu bölgesel savaş riskinin bu denli yükseldiği bir zamanda bir yanda güç dengeleri değişirken bir diğer yanda jeopolitik risklerin de önemli ölçüde arttığı dönemdeyiz. Türkiye bununla birlikte aktif ve millî dış politika çerçevesinde çeşitli uluslararası örgütlerle de dış politikasında bir tamamlayıcı olarak ilgilendiğini belirtmiştir. Dolayısıyla saldırının BRICS toplantısına denk gelmesi de manidardır. Öte yandan bölgede terör örgütü ve türevlerinin ABD ile olan ilişkileri de terörün araç olarak kullanıldığı noktada bir diğer dikkat çeken ve kabul edilmeyecek bir husustur..."

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...