NATO Mükemmeliyet Merkezleri işlevselliğini sürdürüyor mu?
NATO Mükemmeliyet Merkezleri ne için kurulmuştu, işlevi neydi? Güvenlik ve terör konularındaki tutum ve kararları ile "mükemmeliyet" kavramının hakkını veriyor mu? Hazırladıkları doktrin başarısız mı oldu? Gelin, bu sorulara birlikte yanıt arayalım.
NATO Mükemmeliyet Merkezlerinin kurulması fikri NATO’nun Soğuk Savaş sonrası dönüşüm çalışmaları ile eş zamanlı bir döneme denk gelmektedir. 2002 yılı Prag Zirvesi’nde ABD’deki Atlantik Komutanlığı’nın (Allied Command Atlantic- ACA), NATO’nun değişim ve eğitim faaliyetlerinden sorumlu İttifak Dönüşüm Komutanlığı’na (Allied Transformation Command-ACT) dönüştürülmesi kararı ile ABD’deki bu karargâh; NATO’nun yeni döneme hazırlanması, yeni doktrin oluşturulması ve bu çerçevede ittifakın özel yeteneklere odaklanması görevlerini üstlenmiştir.
NATO Mükemmeliyet Merkezlerinin kurulması fikri, bu çerçevede ortaya çıkmıştır. Nitekim 11 Eylül Saldırıları, NATO’nun alan dışılık konseptini kabul etmesi, Afganistan harekâtına hazırlık ve devralınması süreci göz önüne alındığında NATO’un ilk Mükemmeliyet Merkezlerinin, Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi (Türkiye) ve Müşterek Hava Harekâtı Kabiliyeti Mükemmeliyet Merkezi’nin (Almanya) olması önemlidir. Bir anlamda merkezler ittifakı, yeni döneme hazırlama görevi üstlenmiştir.
O dönemden bu zamana gelişen teknoloji, eğitim ve harekât ihtiyacı gibi hususlar göz önüne alındığında NATO Mükemmeliyet Merkezleri daha da yaygın hâle gelmiştir. 2024 yılı sonu itibarı ile 2 tanesi Türkiye’de olmak üzere toplam sayı 30’a ulaşmıştır.
Mükemmeliyet Merkezlerinin kuruluş ve çalışma prensibi farklılık göstermektedir. Gönüllü ülkelerin kurduğu merkezler, NATO tarafından akredite edildikten sonra hizmete girmektedir. Merkezlerin temel fonksiyonu müttefik personeline ve NATO’nun ortaklarına eğitim vermek ve kendi konularına ilişkin doktrin geliştirme sürecine katkı sağlamaktır.
İttifakın ihtiyaçlarına çözümler sunuluyor mu?
2005 yılından bu yana kurulan merkezlerin uzmanlık alanları incelendiğinde genel olarak ittifakın askerî alandaki ihtiyaçlarına göre merkezlerin kurulduğu görülmektedir. 2006 yılında Türkiye’de Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi, 2008 yılında Estonya’da Müşterek Siber Savunma Mükemmeliyet Merkezi, 2010 yılında İspanya’da El Yapımı Patlayıcılarla Mücadele Merkezi, 2014 yılında Letonya’da Stratejik İletişim Mükemmeliyet Merkezi, 2020 yılında Türkiye’de Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi ve 2023 yılında Fransa’da Uzay Mükemmeliyet Merkezi kurulması buna örnektir.
Diğer merkezler daha çok ilgili devletlerin kabiliyetlerine ve askerî bir örgütün genel ihtiyaçlarına göre teşkil edilmiştir. Norveç’te Soğuk Havalarda Harekât Mücadele Merkezi, Belçika/Hollanda’da Deniz Mayınları ile Mücadele Mükemmeliyet Merkezi gibi merkezler de buna örnektir.
Esas konu, bu merkezlerin işlevi ve etkinliğidir. Soğuk Savaş sonrası dönemde NATO’nun geçirdiği dönüşüm, zaman içinde ortaya çıkan ihtiyaçlar, teknolojik gelişmeler, ittifakın icra ettiği misyonlar ve en nihayetinde Rusya-Ukrayna Savaşı göz önüne alındığında söz konusu merkezler, ittifakın ihtiyaçlarına çözümler sunmaktadır. Merkezler ittifak tarafından kabul edildiği ölçüde kendi alanlarına ilişkin doktrinlere katkı sağlarken, müttefik personeline kendi konularına ilişkin eğitimler sağlamaktadır. NATO’nun en büyük amaçlarından biri olan ve İngilizcede “interoperability” kavramı ile ifade edilen “birlikte çalışılabilirlik” hedefine büyük katkı sağlamaktadır. Bu süreç içerisinde de merkezler kendilerini geliştirmekte ve doğal olarak ilgili devletin ve ittifakın gelişimine katkı sağlamaktadır.
Ancak çok farklı güvenlik tehdit ve algısına sahip bu devletlerin terörizmle mücadele, insan istihbaratı, siber güvenlik gibi hassas konularda tüm bilgi ve birikimlerini bu merkezlere ve ittifaka sağladığını düşünmek çok iyimser bir tablo olacaktır.
Doktrin başarısız mı oldu?
Türkiye’nin 2006 yılından beri Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi’ne ev sahipliği yapmış olmasına rağmen, PKK ve PYD’nin terör örgütü olarak kabul edilmesine yönelik süreçte yaşadığı zorluk, PKK/PYD terör örgütünün saldırılarını ittifakın 5. Maddesi çerçevesinde saldırı olarak kabul ettirememesi ve en kötüsü de müttefiklerinin PKK ve özellikle de PYD terör örgütünü ortak kabul edip silah, mühimmat ve mali destek sağlaması Mükemmeliyet Merkezi çerçevesinde ortaya konan, “Terörizm nedir?”, “Terör örgütü nedir?”, “Kim terör örgütü kapsamına girer?” sorularında bile müştereklik sağlanamadığını ortaya koymaktadır. Bu örnek, geliştirilmiş olsa bile doktrinin uygulamada başarılı olamadığını açıkça göstermektedir. Bu da NATO Mükemmeliyet Merkezlerinin henüz mükemmeliyet kavramından uzak olduğunu gözler önüne seriyor.
Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.