21 August 2024

Güney Kore’nin nükleer kararı ABD seçimlerine mi bağlı?

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un her fırsatta nükleer kapasitesiyle Güney Kore’yi tehdit ediyor. Son yıllarda Güney Kore’de de güvenlik endişelerinden kaynaklı olarak nükleer program üzerinden tartışmalar yaşanıyor. Peki, ABD seçimlerinin Güney Kore’nin nükleer kararıyla ilgisi ne?

Güney Kore'deki kamuoyunun büyük bir kısmı, Kuzey Kore'nin artan nükleer tehdidine karşı ülkenin kendi nükleer silahına sahip olması gerektiğini savunuyor. Bu durum, ABD'nin Güney Kore'ye verdiği güvencelerin yeterli olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor. Özellikle Donald Trump’ın ABD başkanlığı yaptığı dönemdeki politikaları ve yeniden başkan seçilme ihtimalinin her geçen gün artması, Güney Kore'nin güvenlik endişelerini artırıyor ve nükleer silahlanma kararını daha cazip kılıyor.

Güney Kore'nin nükleer silah edinmemesi için birçok neden bulunuyor. Böyle bir karar alındığında Kuzey Kore, Çin ve Rusya ekonomik baskı veya savaş tehdidinde bulunabilir ya da doğrudan saldırabilir. Nükleer Silahsızlanma Antlaşması'ndan (NPT) çekilmek de Güney Kore'nin uluslararası statüsüne zarar verebilir. Ülkenin ticaret bağımlılığı olan ekonomisi, yaptırımlar uygulanırsa zarar görecek ve bu halkın refahını olumsuz manada etkileyecek. Bundan hareketle Güney Kore elitleri, risklerin farkında olmayan ortalama seçmenlere göre nükleer silahlanmaya sıcak bakmıyorlar. Tüm bunlara rağmen Amerikalı bir düşünce kuruluşu olan Center for Strategic and International Studies (CSIS)'in 2024’te gerçekleştirdiği araştırmaya göre Güney Koreli uzman ve yetkililerin üçte biri bağımsız bir nükleer cephaneye destek veriyorlar.

Trump ve ele avuca sığmayan siyaset tarzı

Güney Kore’nin ABD ile kurduğu organik ilişki, bu zamana kadar gerçekleştirilen başkanlık seçimlerinden çok etkilenmedi. Fakat Donald Trump’un “ele avuca sığmayan” siyaset tarzı seçilmesi durumunda ilişkilerin muhtevasını nasıl şekillendirecek sorusuna cevap vermek oldukça zor. Trump’ın bir önceki başkanlık döneminde Güney Kore’nin itirazlarına rağmen Kuzey Kore lideri ile buluşması ve “dostane” ilişkilerin ABD ile Kuzey Kore arasında kurulabileceğine dair açıklamaları hayli ilginçti. Hatta o dönemde Trump’ın Kuzey Kore’nin aralıklarla gerçekleştirdiği füze denemelerinin bu etkiyle sona ereceğine dair güçlü inançları olan araştırmacılar ortaya çıktı. Ama çok geçmeden Kim Jong-un füze denemeleriyle bölge barışını tehdit etmeye kaldığı yerden devam etmişti.

Trump’ın yeniden seçilmesi hâlinde siyaset tarzındaki bilinmezlerden kaynaklı sorunların çıkacağını iddia eden isimlerin yanında bu durumun korkulan kadar yıkıcı olmayabileceği savunanlar da var. Esasında demokratlar ile de hâlihazırda iyi ilişkileri bulunan Güney Kore’de ABD başkanlık seçimlerinde Kamala Harris’in seçilmesi durumunda mevcut politikaların devam ettirileceğine dair fikir birliği var. Unutmamak gerekiyor ki Güney Kore’nin başkenti Seul'ün güneyindeki Camp Humphreys, Amerika'nın en büyük yurtdışı askerî tesisi ve Asya'nın başka yerinde herhangi bir örneğinin kısa zamanda oluşturulması da pek mümkün görünmüyor. Trump’ın ticaret ve para üzerinden oluşturmaktan hoşlandığı dış siyaseti doğrultusunda Güney Kore'den Amerika'nın birliklerine ev sahipliği yapmak için çok daha fazla ödeme yapmasını isteyebilir.  İttifakları korumak ve güvenliği sürdürmek adına Güney Kore için en kolayı da bu yol olabilir.

Ancak Trump’ın ilk başkanlık macerasında uyguladıkları Amerika'nın verdiği sözlere bağlılığı konusunda şüphe uyandırabilir. Trump’ın seçilmesi hâlinde Güney Kore, Çin ile daha geniş bir ticaret savaşını göze almak zorunda kalabilir veya Kuzey Kore diktatörü Kim Jong-un ile Trump’ın yapabileceği bir anlaşmayla daha da köşeye sıkışabilir. Zira Trump, Kuzey Kore lideri ile daha önceki görüşmeleri sırasında Güney Kore ile büyük çaplı askerî tatbikatları durdurmuştu.

Güney Kore'nin nükleer potansiyeli

1970'lerde Amerika'nın Vietnam'daki yenilgisinin ardından Güney Kore'deki Amerikan birliklerinin sayısı azaltılmıştı. Bu durum, Güney Kore'nin güvenliğini tehdit ederken o dönemki Güney Kore lideri Park Chung-hee, gizlice nükleer silah teknolojisi edinme girişiminde bulunmuştu. Ancak bu girişim, ABD tarafından engellenmişti. Yukarıda zikrettiğimiz olumsuz faktörlerin aksine Trump başkan seçilirse Güney Kore’nin nükleer silah edinmesi konusunda daha toleranslı olabilir. Bu da Güney Kore'nin nükleer silah edinme kararını da etkileyebilir.

Güney Kore hâlihazırda nükleer teknolojide gelişmiş bir devlet olarak dikkat çekiyor. Ülkenin sivil nükleer enerji alanında sahip olduğu bilgi birikimi ve deneyim, nükleer silah üretimini kolaylaştırabilir. Fakat Güney Kore, nükleer silah üretiminde gerekli olan ham maddelere sahip değil ve bu ham maddeleri elde etmek için yeni tesisler inşa etmesi gerekecek. Güney Kore'nin mevcut sivil nükleer tesislerindeki nükleer materyalin 4000'den fazla bomba yapımına yeteceği tahmin ediliyor. Elbette bu ihtimal gerçekleşirse özellikle komşu ülkeler olmak üzere diğer devletler de benzer adımlar atmak isteyecekler. Bunun yanında Güney Kore’nin coğrafi yapısı ve yoğun nüfusu, nükleer testlerin gerçekleştirilmesini zorlaştırabilir. Ayrıca nükleer silah edinmeleri uluslararası tepkilere neden olabilir ve ekonomik yaptırımlarla karşılaşabilirler.

Güney Kore’nin nükleer silah edinmesi bölgesel ve küresel güvenlik üzerinde olumsuz etkilerde bulunabilir. Elbette tüm bunları dile getirirken nükleer silahlanmanın bir silahlanma yarışına yol açabileceği ve bölgedeki gerginliği artırabileceği de hesaba katılmalı.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...