
Engelliler depremde ne yapmalı?
Deprem esnasında hepimizin aklındaki tek soru, “Buradan nasıl çıkarım?”dı. Peki, o esnada kendini depremden korumak, dışarı çıkmak için yardıma ihtiyacı olan engelli bireylerin hisleri, bocaladıkları sorular nelerdi? Deprem anında engelli bireyler ve yakınları ne yapmalı, gelin birlikte bakalım.
Ülkemizin en önemli gerçeklerinden bir tanesi deprem. 23 Nisan Çarşamba günü 6.2 şiddetinde İstanbul’da yaşanan deprem, unuttuğumuz bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Vatandaşlar deprem anında can havliyle evlerinden veya işyerlerinden dışarıya attılar. Birçok kişi gece evlerinde kalmak yerine dışarıda uyumayı tercih etti.
Deprem herkesin korkusu ve bu çaresizlik durumunda kimse ne yapacağını bilemiyor. Peki engelli bireyler için deprem ne demek? Onlar depremde ne yapabilirler? Kendilerini nasıl koruyacaklar? Veya binalardan nasıl çıkacaklar?
Deprem anı veya sonrası, hangi engele sahip olurlarsa olsunlar engelliler için büyük bir sorun. Fiziksel engeli olan, hatta tekerlekli sandalye ile hayatına devam eden engelliler için bulundukları binadan hızlı bir şekilde ayrılmaları tek başlarına mümkün değil. Görme engelli bireyler için depremin sarsıntısı sonrası hızlı hareket etmeleri depremin olası zararından daha vahim kazalara sebebiyet verebilir.
Elbette bunlardan daha büyük ve zarar verici olanı depremin engelli bireye verdiği çaresizlik duygusu. Engelli bireylerde çoğu zaman bastırılmış olsa dahi var olan tek başına bazı durumların üstesinden gelememe sorunu deprem gibi doğal afetler esnasında daha güçlü bir şekilde ortaya çıkabilir. Belki bunları bilerek, kabullenerek hazırlıklı olmak lazım.
Çök, kapan, tutun
Görme engelli veya işitme engelli bireyler, sürekli bulundukları yerlerde eşyaların sabitlendiğinden emin olmalı. Bulunduğu alanda çök, kapan, tutun yöntemini uygulamalı. Eğer bulunduğu alandaki eşyaların yerini biliyorsa, çamaşır makinesi, yatak gibi ezilme ihtimali az olan eşyaların yanında paniğe kapılmadan, yakınında birisi varsa yardım isteyerek cenin pozisyonu almalı. Bunu deprem anında paniğe kapılmadan yapabilmek için mutlaka belirli aralıklarla tatbikat gerçekleştirmeli.
Fiziksel engelli bireyler için deprem anı ve sonrası biraz daha zor olacaktır. Çünkü onların hareket kabiliyeti daha kısıtlı olduğu için muhakkak dışarıdan bir yardıma ihtiyaçları olabilir. Ancak eğer tek başınıza depreme yakalanırsanız… Tekerlekli sandalyedeyseniz, kendinizi sandalyeden yere atmayın. Tekerlek frenini devreye sokun, tutunun. Başınızı korumaya çalışın. Oturuyorsanız yerinizde kalın ve mümkünse kafanızı koruyun. Ayaktaysanız oturun veya düşmeyi engellemek için vücudunuza destek verin ve başınızı koruyun. Gece yatarken protez veya ortez gibi özel cihazlarınızı yakınınızda ve kolay ulaşabileceğiniz bir yerde bulundurun. Kendini koruyabilecek konumda olanlar, sarsıntının başlamasıyla birlikte hedef küçültmeli ve “çök-kapan-tutun” hareketi yapmalıdır.
Bunları yaptıktan sonra tahliye ve elbette sonrası çok önemli. Binadan asansör kullanmak tehlikeli olacağı için veya elektrikler kesik olursa dışarı çıkabilmeleri için yardıma ihtiyaçları olacaktır. Aslında burada yerel yönetimler devreye girmesi gerekiyor. Belediyelerin kayıtlarında bulunan engelli adreslerine muhakkak ulaşmaları gerekir, çünkü tek başlarına tahliye olamayacak engeli olan bireyler var.
Çaresizlik korkusunu yenmek
Bütün bu anlatılanlar işin gördüğümüz ve bir şekilde halledilebilecek boyutu. Asıl sorun, depremin engelli birey üzerinde yaratacağı mental çöküntü.
Bir yazı okudum. “Deprem, ölüm korkutmuyor, çaresizlik korkutuyor” demişti bir engelli birey. Kaçamamak, bakmak, sadece beklemek, bitmesini istemek... İnsanlar panik yapıp sağa sola giderken belki 15 saniyenin engelli bireylere 15 yıl gelmesi. Zamanın durması, ne yapacağına karar verememesi, gözü önünde sevdiğine yardım edememesi, hatta yardım istemekten üzülmesi.
Bunların verdiği zarar, depremin vereceği zarardan daha büyük bir engelli için. Bazen ofislerde deprem sonrası “Çok korktuk” diyenler var. Ve bunları duyan engelli bireylerin onlara bakışı. Engelli bireyler sadece korkmuyor, çaresizliği tüm vücutlarında alevle kaplanmış gibi hissederken korkunun uzun bir süre akıllarından gitmeyecek hasarlar bırakacağını biliyorlar.
Engelli yakınlarınız varsa onların korkularını paylaşın, çaresizliklerini tek olmadıklarını hissettirerek azaltın.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.