Dünya siyaseti yaşlılara mı emanet ediliyor?
Joe Biden ve Donald Trump arasında gerçekleşen başkanlar münazarası bir defa daha yaşlı lider kavramını gündeme taşıdı. Dünya siyasetinde yaşlıların en üst perdede yer alması ve genç liderlerin ortaya çıkmamasının altında ne yatıyor? Gelin beraber bakalım.
Joe Biden ve Donald Trump arasında gerçekleşen başkanlar münazarası sonrası Amerikalı seçmenler büyük bir hayal kırıklığına uğramış durumdalar. Ekranda kendine ayrılan sürede karşı tarafa cevap geliştirmeyi bırakın karşı tarafın ne dediğini dahi anlayamayan bir siyasetçi izlediler ve büyük bir hüsrana kapıldılar. Bu durum dünyanın geri kalanındaki yaşlı liderleri ve siyasetin yaşlanmasını bir tartışma konusu haline getirdi. Wall Street Journal’in yayınladığı bir makalede başlık olarak dünya liderleri için yeni 50’nin 70 olduğunu yazdı. Yine aynı makalede dünyada en kalabalık nüfusa sahip ülkelerin 10’unun 8’inin 70 yaş ve üzeri liderler tarafından yönetildiğini dile getirip sorunu analiz ediyor. Sadece o makale değil birçok farklı mecrada yaşlanan dünya liderleri ve sergiledikleri performanslar gündem oldu. Peki yaşlıların siyasetin en üst perdesinde bu kadar açık bir şekilde kalması ve genç liderlerin ortaya çıkmamasının altında ne yatıyor? Gelin beraber bakalım.
Yaşlıların egemenliği ve dünyada tecrübeye olan ilgi
Guardian yazarı Kenan Malik kaleme aldığı yazıda sadece ABD’nin değil dünyanın geri kalanında da yaşlı siyasetçilerin nasıl baskın olduğunu verdiği örneklerle ortaya koyuyor. Vladimir Putin 71 yaşında, Şi Cinping de öyle. Hindistan'ın Narendra Modi'si 73 yaşında, Pakistanlı mevkidaşı Şahbaz Şerif bir yaş daha genç, Bangladeş'in Sheikh Hasina'sı ise üç yaş daha yaşlı. Binyamin Netanyahu 74, Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas 88 ve İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney 85 yaşında. Şu anki en yaşlı dünya lideri olan Kamerun Devlet Başkanı Paul Biya 91 yaşında ve Biden'dan tam on yaş daha büyük diyerek var olan tablonun aslında ne kadar da yaşlı olduğunu gözler önüne seriyor.
Peki, bu yaşlı liderlerin görevde kalmasının nedeni olarak ne öne çıkıyor? Dünyada var olan belirsizlikler özellikle pandemiden sonra ortaya çıkan düzen ve var olan kaoslar insanların deneyimli siyasetçilere olan ilgisini perçinlemiş görülüyor. Bu deneyim sahibi “yaşlı liderlerin” var olan karmaşık durumda onları daha iyi bir şekilde yöneteceğine dair bir inancın da bir yansıması olarak görülüyor. Ancak bu deneyim sahibi olma durumu insanların beklentilerini karşılamanın ötesinde kalmış görünüyor. Deneyimlerine güvenilerek liderlikler emanet edilen yaşlı siyasetçilerin çeşitli durumlarda donuk kalması, anlık tepkisizlikleri çeşitli videolar ve sekanslarla sosyal mecralarda alay konusu olmaya başladı.
Gençliğin ortaya çıkışı ve siyasetten dışlanması
Gençlik dediğimiz evre ise modern zamanlarda daha net bir tanımlama ile son halini aldı. Özellikle modernleşmeyle birlikte okullaşmanın artması ve gençlerin daha uzun süre eğitim hayatında kalarak “hayata atılmalarının” ertelenmesi onlara yeni bir tanımlama yapma gereği doğurdu. Burada da gençlik olarak bildiğimiz kavram doğdu. Bourdieu’ya göre gençlik sadece bir laftan ibaretti çünkü geçmiş dönemlerde hayata atılabilen bir yaş aralığı artık eğitim ve donanım ihtiyacı sebebiyle bekletilmek durumunda kaldı bu da onların aslında biyolojik olarak değil daha ziyade bir kurgusallık olarak açığa çıkmasına neden oldu. Bu kurgusal devirde sıkıştırılan nüfus ise aynı zamanda hayata neden “atılamadığını” sorgulamaya başladı. Gençlerin gelecek için hazırlandığı ve yarınların onlara emanet edildiği anlatısı bir dönem işlese bile günümüzde hayatlarındaki durumlarda siyaseten alınan kararların etkilerini gören gençler; neden bu kararlarda söz sahibi olamadıklarını daha çok sorgulamaya başladı. Özellikle onlar için ileriye dönük olarak daha uzun erimli sorunlar oluşturan iklim krizi gibi konularda var olan yaşça büyük liderlerin tepkisizliği onların bu sorgulamalarını daha da artırmış durumda.
Gençlerin siyasetin aslında bir rant dağıtma aracı olduğunu keşfetmesi ve bu rant dağıtımının dışında bırakılmalarını fark etmeleriyle birlikte siyasal olarak taleplerde bulunma halleri de artmış durumda. Özellikle dünyada yaşanan liberal demokrasilerin krizleri ve onların hayatlarına daha çok yansıması “büyükleri” tarafından uygulanan reçetelerin onların sorunlarına çözüm getirmiyor oluşu da onların durumunu etkiledi. Burada gençliğin ikiye ayrıldığını gözlemlemek mümkün; kimi gençler var olan sorunların karşısında seslerinin duyulmadığını ve dinlenilmediklerini görerek politikadan ve özellikle kurumsal siyasetten soğurken kimi gençlerse daha eylemsel ve hareketli bir pozisyona girerek yine sistemin dışına çıkmış durumdalar. Ancak günün sonunda var olan siyasal düzenin içinde “kendi sırasını” bekleyen gençlerin sayısının azaldığını görüyoruz, bu da siyasal sistemler adına yeni bir kriz demek.
Gençlerin önünü kesen sorunlar
Sistemik Engeller: Gençlerin siyasi arenaya girmesini zorlaştıran birçok yapısal engel bulunuyor. Bu engeller arasında, politik bağlantılar ve finansal kaynaklara erişim eksikliği, siyasi partilerin gençlere yönelik yeterli destek sağlamaması yer alıyor. Türkiye'de, 30 yaş altı gençlerin siyaset sahnesinde yetersiz temsil edilmesi, bu yapısal engellerin bir sonucudur. Bu dünyada da benzer durumdadır. Gençler temsil edilme konusunda nüfusa oransallıklarına karşın oldukça az sayıda koltuğa sahiptirler.
Finansal Sorunlar: Seçim kampanyalarının yüksek maliyetleri, genç adayların bu süreçlere katılımını kısıtlıyor. Gençler, daha iyi bağlantılara ve daha fazla finansal kaynağa sahip olan yaşlı adaylarla rekabet etmekte zorlanıyor.
Toplumsal Algılar: Toplumun gençlere karşı olumsuz algıları ve yaşlıların gençlerin sorunlarını yeterince anlayamaması, gençlerin siyasette etkin rol oynamasını engelliyor. Özellikle, gençlerin sorunlarının daha az önemli olduğu veya yaşlıların gençlerin çıkarlarını yeterince temsil edebileceği gibi yaygın inanışlar, gençlerin siyaset sahnesine girmesini zorlaştırıyor.
Peki, çözüm ne?
Gençlerin Kapasite Gelişimi: Çeşitli sivil girişimler, gençlerin siyasi arenada daha aktif rol alabilmeleri için gerekli bilgi ve becerileri kazanmalarına yardımcı oluyor. Bu kapsamda, kampanya planlaması, saha çalışmaları, halkla ilişkiler ve yerel yönetim mevzuatı gibi konularda gençlerin kapasiteleri bu sivil girişimler sayesinde masrafsız olarak onların güçlenmesini sağlayabilir.
Ağ Kurma ve İş Birliği: Genç adayların, siyasi liderler, stratejistler ve danışmanlarla tanışmalarını sağlayacak ağ kurma etkinlikleri düzenlenmelidir. Bu tür etkinlikler, gençlerin siyasi kariyerlerini ilerletmeleri için gerekli bağlantıları kurmalarına yardımcı olacaktır.
Finansal Destek: Genç politikacıların finansal engelleri aşmalarını sağlamak amacıyla, vakıflar ve diaspora ağları üzerinden fon toplama girişimleri desteklenmelidir. Ayrıca, siyasi partilerin genç adaylara yönelik giriş ücretlerini kaldırmaları teşvik edilmelidir.
Siyasette yaşlanma sorununu çözmek, gençlerin enerjisi, yenilikçi fikirleri ve dinamik bakış açıları ile mümkün olacaktır. Gençlerin siyasette daha fazla yer alması, toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği daha kapsayıcı ve demokratik bir yapı oluşturacaktır. Bu doğrultuda, yukarıda belirtilen çözüm önerileri hayata geçirilerek, siyasette gençlerin daha aktif rol alması sağlanabilir. Aksi halde dünyada yaşanan bu yaşlı lider krizi birçok siyasi krizi de beraberinde getirecektir.
Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.