11 April 2025

Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşı Türkiye için bir avantaj mı?

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşında Türkiye’nin alacağı pozisyon nasıl olmalı? Bu savaş, Türkiye için bir fırsata dönüşebilir mi? Türkiye ile ABD arasında yapılacak olası bir serbest ticaret anlaşması, rekabeti nasıl etkiler? Türkiye’nin pazara girmesi için hangi yolları izlemesi gerekiyor?

ABD Başkanı Donald Trump’ın ilan ettiği gümrük vergileri, küresel ticaret dengelerini değiştirme potansiyeline sahip bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yeni politikanın Türkiye’ye etkilerini derinlemesine incelemek hem mevcut ticaret yapısını hem de olası fırsatları değerlendirmek açısından kritik önem taşımaktadır.

ABD ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişiminde önemli rol oynayan TABA-AmCham’ın yayımladığı “ABD İlave Gümrük Vergilerinin Dünya Ticaretine ve Ülkemize Etkileri” başlıklı rapor; ABD’nin yeni gümrük politikalarının Türkiye’ye etkilerini değerlendiriyor. Rapor; iki ülke arasındaki ticaret hacminin genişletilmesi için stratejik öneriler sunarak, Türkiye’nin rekabet avantajını nasıl daha verimli kullanabileceğine ışık tutuyor.

Çin kaybederken…

Küresel ticaret dengelerini değiştirme potansiyeline sahip bir gelişme olan gümrük vergilerindeki değişiklik ile ABD’nin küresel ticarette uyguladığı yeni politikalar, Çin başta olmak üzere pek çok ülkenin ihracat kapasitesini kısıtlamayı hedefliyor. Rapora göre; ABD’nin ithal ettiği mallar için tarifeleri artırması, özellikle Çin gibi büyük tedarikçilerin rekabet gücünü zayıflatabilir ve bu durum Türkiye gibi alternatif ihracatçılar için bir fırsat doğurabilir. Yine Türkiye’nin mevcut ihracat kompozisyonu, özellikle tekstil, otomotiv, kimyasal ürünler ve makine aksamları gibi sektörlerde Çin’e kıyasla daha avantajlı bir konuma gelmesine olanak tanıyabilir.

Raporun dikkat çektiği bir diğer konu, ABD’nin Çin’den ithal edilen ürünlere uyguladığı vergilerin dramatik ölçüde artırılmasının, Çinli firmaların fiyat avantajını kaybetmesine neden olacağı yönünde. Bu noktada, Türkiye’nin ihracat kapasitesini genişletmek adına rekabet avantajını göz önünde bulundurması gerektiğine dikkat çeken rapora göre, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün, ABD pazarında büyük bir fırsat yakalama potansiyeli bulunuyor.

Türkiye için fırsatlar

Türkiye’nin ABD ile olan ticari ilişkilerini güçlendirmek adına stratejik bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir. Ticaret hacminin artırılması için lojistik altyapının güçlendirilmesi, ihracat destek programlarının genişletilmesi ve ABD pazarında marka bilinirliğinin artırılması gibi faktörler önemli rol oynayacaktır. Ayrıca Türkiye’nin ABD ile olası bir serbest ticaret anlaşması müzakeresi yürütmesi, ihracatçıların rekabet gücünü artırabilir ve uzun vadeli ticari kazanımlar elde edilmesini sağlayabilir.

Öte yandan, her ne kadar raporda Türkiye’nin özellikle ABD’nin Çin ile giriştiği ticaret savaşında yakalayabileceği fırsatlara odaklanılmış olsa da Türkiye ekonomisinin bu tür bir rekabet avantajını kalıcı olarak elde edebilmesi için uzun vadeli makroekonomik istikrar ve sanayi politikalarını gerçekleştirmesi, bu kapsamda Ar-Ge yatırımlarını güçlendirmesi ve yüksek teknolojili ürün ihracatında iddialı bir konuma gelmesi gerektiğini vurgulamak ve hatırlatmak gerekir. Kuşkusuz bu sürecin sürdürülebilir olmasının sağlanması bir yönüyle, ABD ile ekonomik ilişkilerin dikkatle yönetilmesine ve stratejik ortaklıkların zamanında devreye sokulmasına bağlı olduğu kadar, yabancı üreticileri Türkiye’ye yatırım yapmaya teşvik etmek ve üretimlerini buraya kaydırmalarını sağlamak adına, Türkiye’de hukuk sistemine duyulan güvensizlik ve adalet mekanizmasındaki sorunlar gibi büyük engellerin ortadan kaldırılması gerektiği aşikârdır.

Geleceğe yol alırken…

Türkiye ve ABD, uzun yıllara dayanan ticari ilişkilerinin derin izlerini günümüze taşımakta ve bu iki ülkenin geçmişte ördüğü ekonomik köprü, geleceğin belirsizlikleri arasında sağlam bir rehber olarak konumunu korumaktadır. Yıllar boyunca sergilenen karşılıklı güven, iş birliği ve ortak kazanç temelli ilişkiler, bugün ve yarının ticaret politikalarının biçimlendirilmesinde vazgeçilmez bir referans noktasıdır. Gelecekte atılacak her adım, geçmişin deneyimlerinin ve mirasının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu nedenle Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik iş birliğini, mevcut ve gelecekteki gelişmelerin bağlamından kopararak değerlendirmek doğru olmayacaktır.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...