17 December 2024

Çin “ejderha ateşini” daha ne kadar koruyabilecek?

Trump’ın seçilmiş başkan olarak verdiği gümrük vergisi tehditleri manşetleri süslüyor. Ancak Çin’in sanayi üretimindeki aşırı kapasitesi, önümüzdeki yıllarda küresel ekonomi için daha büyük bir sorun olacak. Peki, gelişmiş ekonomilerin uyguladığı yeni vergiler, Çin’i nasıl etkiliyor?

2018’de Washington ile Pekin arasında karşılıklı vergilerle başlayan ticaret savaşı, yaklaşık yedi yıldır sürüyor ve diğer ülkeleri de küresel bir ekonomik kaosun içine sürüklüyor. Donald Trump’ın ikinci dönemi öncesinde vergiler yeniden gündeme otururken 2025 yılı kimse için kolay geçmeyecek. Biden yönetimi de Çin’e karşı ticaret önlemlerinden geri adım atmış değildi. 2024 Mayıs’ında Amerika, Çin’de üretilen elektrikli araçlara uygulanan vergileri %25’ten %100’e yükseltti ve aşırı üretim kapasitesinin küresel pazarlara etkisini gerekçe göstererek başka ürünlere de ek vergiler koydu.

Hâlihazırda ABD dâhil olmak üzere; Çin’e ekstra gümrük vergisi uygulayan ülkelerin sayısı artıyor:

  • ABD ve Kanada; Çin’de üretilen elektrikli arabalara %100, Avrupa ülkeleri yaklaşık %35 ve Türkiye %10 vergi,
  • İngiltere elektrikli bisikletlere %19 ila %79 arası ve Avrupa bölgesi %62’lik vergi,
  • Hindistan yarı iletkenlere %20, Amerika ise %50,
  • Vietnam, Çin’den gelen otomobillere %50 vergi uyguluyor.

En büyük tehdit, Çin’in hızla büyüyen elektrikli araç sektörü

Küresel sanayi üretimi için en büyük tehdit, Çin’in hızla büyüyen elektrikli araç sektörü…. Çin’in elektrikli araç ihracatı, 2023’te 42 milyar dolara ulaşarak, küresel pazar payında ciddi bir sıçrama yaşadı. Çin, şu anda dünya çapındaki elektrikli araç üretiminin yaklaşık %70’ini elinde bulunduruyor. Çin’in bu sektördeki başarısı, kapsamlı hükûmet desteğine dayanıyor. Bu destek; üretici teşvikleri, devasa bir iç pazar ve tedarik zincirinde dikey entegrasyonu içeriyor. Avrupa Birliği’nin Çin menşeli elektrikli araçlara yönelik son gümrük vergisi kararı, sektörün hızlı büyümesiyle tetiklendi. Bölgede Çin’in pazar payı, 2020 ile 2023 arasında pazar payı %3,9’dan %25’e yükseldi. Avrupa otomotiv sektöründeki iş gücü ve sanayinin sürdürülebilirliği konusunda endişeleri artırdı. Çin'in endüstriyel kapasite fazlası “kalıcı” bir sorun oluşturuyor. Yabancı şirketlerin ve ülkelerin kısa süre içerisinde buna uyum sağlaması gerekecek.  Küresel ticarette Çin, şimdilik yerini korumayı sürdürüyor; son dönem verileri bunun en çarpıcı örneği. İşte, öne çıkan birkaç başlık:

  • Çin’in ihracatı, bir yıl öncesine göre Ekim ayında %12,7 arttı ve bu, iki yıldan uzun süredir görülen en hızlı aylık büyüme oldu. Ekim ayındaki ihracattaki büyüme, Çin mallarına yönelik yurt dışı talebinin devam ettiğini gösterirken, iç pazardaki talep zayıf kalmaya devam ediyor.
  • Kasım ayında ise ihracatın ithalatı geride bırakmasıyla Çin’in ticaret fazlası 97,4 milyar dolara yükseldi.
  • ABD’ye yapılan ihracat, geçen yılın aynı dönemine kıyasla Kasım ayında %8 artarken, Avrupa Birliği'ne giden mallar %7,2 arttı.
  • Ulusal İstatistik Bürosu tarafından yapılan resmî bir anket, Çin’in fabrika faaliyetlerinin Kasım ayında üst üste ikinci ay arttığını ve yedi ayın en yüksek rakamı olan 50,3’e yükseldiğini gösterdi. 50’nin üzerindeki bir okuma büyümeyi, 50’nin altındaki bir okuma ise daralmayı gösteriyor.
  • Çin, küresel güneş enerjisi pazarının neredeyse tamamına sahip. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, güneş paneli üretim zincirinin her aşamasındaki payı %80’i aşıyor. Geçtiğimiz yıl rekor seviyede 227 gigawatt (GW) güneş paneli ihraç etti; bu, Amerika Birleşik Devletleri'nin kurulu tüm güneş enerjisi kapasitesinden daha fazla.

Avrupa’nın (özellikle Almanya ve Fransa) ve diğerlerinin asıl endişesi, büyümenin ölçeği ve hızı. Daha önce Japon arabalarına uyum sağlamakta zorlanmayan kıta ülkeleri, Çin arabalarına uyum sağlamak zorlanıyor. Çünkü ölçek çok büyük. Ticaret önlemleri konuşulduğunda bunun yalnızca bir vergi meselesine indirilmesi oldukça yanlış gözüküyor. Amerika bu konuda fazlaca politize olmuş durumda. Ancak korumacı ticaret önlemleri ve politik retorik arasında denge kurulması şart. İdeal çözüm, çok taraflı bir çerçeve etrafında şekillenebilir. Belki de çözümün bir tarafı, ters yatırımlar olabilir. Örneğin, Çin’in Avrupa’ya daha fazla yatırım yapması ve böylece gerçekleşecek ters teknoloji transferi.  Artık Çin’in teknoloji ihraç etme zamanı geldi. Örneğin, pil üretimi konusunda dünyanın öğrenilebileceği dersler var.

Gümrük vergilerinin yan etkileri

Çin’in stratejik hedeflerinden biri üretim tesislerini vergilerden kaçınabileceği ülkelere kurmak... BYD’nin Türkiye’ye fabrika açması tam olarak bu strateji kapsamında atılmış bir adım. Çin'in denizaşırı üretimindeki artış, küresel ekonomiyi ve Çin'in küresel ekonomi içerisindeki rolünü yeniden şekillendiriyor. Amerika ve diğer ülkelerden tarafından uygulanacak ekstra gümrük vergileri kısa vadede bazı ülkeler için fırsatlar sunabilir. Ancak uzun vadede ticaretin serbest akışını engelleyerek küresel ekonomide ciddi riskler oluşturabilir. Üretim kaymaları ve küresel korumacılık, ekonomik dengesizlikleri artırabilir, ülkeler arasındaki iş birliğini bozabilir. Küresel ticaretin daralması ve küresel büyümenin yavaşlaması da olası gözüküyor.

Çin’i küresel ticaretten ayrıştırmak ve umutsuzca etkisini azaltmaya çalışmak hiç kimsenin yararına olmayacak. Çin yalnızlaştıkça Rusya gibi müttefiklerle iş birliğini artıracaktır. Rusya’nın Çin ile “sınırsız” ortaklığı, küresel ekonomi için pek de iyi olmayabilir. Hâlihazırda, 2021-23'te Rusya’nın Çin’e ihracatı %63 artarken, Çin’in Rusya’ya ihracatı %65 arttı.

Çin deflasyona doğru mu sürükleniyor?

Öte yandan, Çin’in iç ekonomisinde de sorunlar yaşanıyor. Ülkede tüketimi artırmak için çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Çin'in son teşvik planı, hükûmetin zayıf iç talebi kabul etmesine rağmen, makroekonomik yeniden dengelemenin hâlâ gündemde olmadığını gösteriyor. Çin’de perakende satışlar Kasım ayında beklentilerin altında kaldı. Bu da ekonomiyi canlandırmak isteyen politika yapıcıların üzerindeki baskıyı artırdı. Reuters’a göre %4,6 artış beklenirken, perakende satışlar yalnızca %3 yükseldi ve bir önceki ayki %4,8’lik artışın gerisinde kaldı. Çin'in deflasyona doğru sürüklenmesinin düzeltilmesi zor görünüyor. Dünyanın ikinci büyük ekonomisindeki fiyatlar üst üste altı çeyrektir düşüyor. Komünist Parti, geçen hafta düzenlenen Merkezî Ekonomik Çalışma Konferansı’nda tüketimi ve iç talebi artırmak için “güçlü” adımlar atılması çağrısında bulunmuştu. Ancak beklenenden zayıf gelen bu büyüme rakamları, ekonominin toparlanma sürecinde ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğuna işaret ediyor. Çin’de ekonominin yapısal reformlara mı, yoksa daha fazla makroekonomik teşvike mi ihtiyacı olduğu konusunda çok fazla tartışma yaşanıyor. Gerçek şu ki her ikisine de ihtiyacı var.

IMF, yayımladığı raporda Çin’in emlak sektöründe beklenenden daha derin veya daha uzun süreli bir daralma görmesi durumunda yaşanabilecek domino etkisi konusunda uyarmıştı. Dünyanın en büyük tüketici pazarları olan Çin’in dezenflasyon ile mücadelesi kötü küresel ekonomide bir kartopu etkisi yaratabilir.

Ülkedeki enerji, ham madde ve gıda talebinde düşüş, küresel ihracatı oldukça olumsuz etkiler. Şirket gelirleri de zarar görecek, yatırımı engelleyecek ve daha fazla maaş kesintisine ve işten çıkarmalara yol açacak. Bu sarmalın harekete geçtiğine dair işaretler şimdiden var. Amerika hapşırdığında dünyanın geri kalanının nezle olduğunu söyleyen bir söz vardır. Bu artık, Çin için de geçerli.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...