
Çiftlik evinden oyuncu fabrikasına: La Masia
La Masia de Can Planes ya da kısaca La Masia. Katalancada çiftlik evi demek olan bu kelime, futbol dünyasının son 40 senesinde en çok duyduğumuz kavramlardan biri. Peki, nedir bu çiftlik evi? Neden bu kadar önemli? Haydi gelin, Katalonya semalarında beraber bir gezintiye çıkalım.
Barcelona’nın Les Corts ilçesinde bulunan eski bir çiftlik evi düşünün. Senelerdir kimsenin uğramadığı, harabe hâline gelmiş ve oldukça geniş yer kaplayan bir çiftlik evi... 1702 senesinde yapılan bir evin iki asır sonra futbol dünyasına damga vuracak sporcular yetiştirmesini tahmin etmek hayli zor olurdu. Ancak Barcelona Futbol Kulübü, istikrarlı bir yapılanma ve doğru plan ile çok ilginç bir hikâyeye imza attı.
Hayat okulu
1950 senesinde Barcelona kulübünün Nou Camp Stadyumu yapımında çalışan mühendislere lojman amacıyla satın aldığı bu çiftlik evi, 1979 senesinde kulüp yetkililerince bir oyuncu akademisine dönüştürüldü. Son 45 senede 500’den fazla futbolcu, bu akademide eğitim gördü. Futbol dünyasına, akademik kariyerine ve iş hayatına burada gördüğü eğitimlerle atıldı. La Masia’da eğitim gören sporcuların bazıları tarihin en iyi futbolcuları arasına girerken bazıları mühendis, fizyoterapist veya doktor oldu. Hülasa, buraya futbol okulundan ziyade hayat okulu demelerinin sebebi bu anlattıklarımdan dolayıydı.
La Masia’yı La Masia yapan…
La Masia’yı La Masia yapanın bir Hollandalı olması da hikâyenin bir diğer ilginç yanı. Büyük bir futbol teorisyeni olan Johan Cruyff, Barcelona’daki futbol kariyerini sonlandırdıktan sonra kafasındaki kültür devrimini o dönemin Barça Başkanı Josep Luiz Nunez’e açtı. Cruyff, bir futbol akademisi istiyordu. Fakat bu akademi, aynı zamanda Barcelona’ya ve Katalonya’nın özgür kalbine de yakışacak bir organizasyon olmalıydı. Ezcümle, 2017 senesinde Tek Taraflı Bağımsızlık Deklarasyonu ile özgürlüğünü eline alan Katalonya, aslında 1979 senesinde futbolda da bağımsızlığını kazanmıştı.
Yeteneğe sadakat
La Masia sadece Katalonya’da değil, dünyanın neresinde yetenekli bir futbolcu varsa fiziksel yapısını sorun etmeden bünyesine katmaya çalışan bir organizasyon. Örneğin, Messi’nin büyüme hormonlarında çok büyük problemler olmasını ancak La Masia gibi bir akademi dert etmeyebilirdi. Arjantin’de izledikleri Lionel adındaki yetenekli ve çelimsiz çocuğu bir süper kahraman hâline getirmenin o dönemlerde çok da inandırıcı olduğunu söyleyemeyiz. Elbette dünyanın başka başka yerlerinden buldukları çocuk yetenekleri bünyelerine katmak için önlerinde aile gibi bir engel de bulunmaktaydı. Messi’nin ailesinde olduğu gibi, çok inandıkları bir yeteneğe ellerinden gelebilecek her imkânı sağladılar. 10 yaşında bir çocuğun tüm ailesini Barcelona’ya taşımak pahasına bile olsa…
İstikrarlı tekrar, hakikattir
La Masia hikâyesinin mimarı olan Johan Cruyff’un en çok dikkat çektiği konu ise genç yaş takımının oynadığı sistem ve taktiğin A takımla aynı olması gerektiğiydi. 10, 11 veya 12 yaşındaki bir sporcu adayının sisteme ve plana büyük bir saygı gösterip bir asker gibi her yaşında aynı planla oynaması, organizyonu kusursuzlaştırmanın ilk adımı olarak görülüyordu. Yukarıda özellikle belirttiğim gibi fizik, bu akademide ikinci plandaydı. İlk plan basitti. Sürekli hareket hâlinde olan takımın tiki taka ile yani hız kesmeden kısa dokunuşlarla paslaştığı bir senaryoda, ikili mücadeleye girmenize gerek kalmıyordu. Bu tek dokunuşlu paslaşmaları futbolcular, La Masia’nın en alt yaş kategorisinden beri her gün tekrarlayarak A takıma erişmişlerdi. Her antrenmanda tekrar edilen bir şemanın 5-7 sene içerisinde ne kadar kusursuzlaşacağını tahmin edebiliriz diye düşünüyorum.
Meyveyi tatmak
Barça 2008/2009 sezonuna, La Masia altyapısında futbola merhaba demiş ve önceki yılı Barcelona B takımında teknik direktör olarak geçirmiş Pep Guardiola ile başladı. Ve o sezonu hem ligi hem de Avrupa’nın bir numaralı organizasyonu olan Şampiyonlar Ligi’ni kazanarak tamamladı. O yıl, her şeyden öte bir devrin başlangıcıydı; çünkü devamında İspanya Millî Takımı, 2010 Dünya Kupası’nı da kazanmıştı. Dünyanın bir numarası olan İspanya’nın kadrosunda 9 La Masia çıkışlı futbolcu vardı. Diyorum ya hayat mesajı veriyordu sanki, İspanya Millî Takımı’nın dünyanın bir numarası olmak için final karşılaşmasında Cruyff’un ülkesi olan Hollanda’yı geçmesi gerekiyordu. Meyveyi tatmanın hem Cruyff için hem La Masia için en uygun anıydı ve seneler geçse de unutulmayacak o İspanya takımı, yine bir La Masia çıkışlı olan Andreas Iniesta’nın golüyle Dünya Kupası’nı kazanıyordu.
“Mes Que Un Club” (Bir kulüpten daha fazlası)
Kulübün sloganı olan bu cümle, hakikatte çok şey anlatıyor. Dünyanın en verimsiz toprağından bile ekecek tohum bulma içgüdüsüyle hareket eden Barcelona, alt sınıftan gelmiş birçok çocuğa bir yaşam şansı sundu. Messi, Xavi, Iniesta, Puyol, Busquets, Fabregas, Guardiola, Arteta, Icardi, Yamal, Cubarsi, Olmo ve daha niceleri… Konumuz buradan çıkan futbolcuları konuşmaktan ziyade bu sporcuların hayatla ve futbolla kurduğu ilişki aslında. La Masia’dan çıkıp dünya futbolunda adını duymadığımız isimler de Barcelona bünyesinde mutlaka görev almaya devam ediyorlar. Kimisi gelişim departmanında, kimisi kulüp altyapısında, kimisi kaleci antrenörü olarak…
Kısaca La Masia’nın bize anlattığı şey, hayat çarkının içinde bir yıldız yaratıp peşinden gitmektense kolektif hareket edip sorunlarla mücadele etmenin daha insana yakışır ve daha kucaklayıcı bir şey olduğunu göstermek aslında.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.