15 April 2025

ABD’nin asimetrik ticaret savaşı: Küçük ekonomilere büyük cezalar

ABD’nin yeni gümrük tarifeleri, kişi başı geliri 1.000 doların altında olan ülkeleri bile hedef alıyor. Küresel ticaretin bu yeni asimetrik çatışması, yoksul ülkeler için ciddi ekonomik ve siyasi istikrarsızlık anlamına geliyor.

Donald Trump’ın 2 Nisan Çarşamba günü dünya genelinden ABD’ye yapılan ihracata karşı başlattığı tarifeler yağmuru ekonomik açıdan zorlayıcı olmanın yanı sıra derin bir adaletsizlik içeriyor. Zira bu önlemler, anlaşılması güç bir şekilde en yoksul ülkeleri orantısız biçimde hedef alıyor. Tüm dünyayı ABD’yi kandırmakla suçlayan Trump, gelişmiş ekonomiler ile gelişmekte olan ülkeler arasında hiçbir ayrım gözetmediği gibi, kimi zaman en yoksullara daha da sert davrandı. İngiltere için %10'dan Kamboçya için %49'a kadar değişen tarife yelpazesi göz önüne alındığında, ulusal ekonomiler üzerindeki etkinin büyük ölçüde farklılaşması bekleniyor.

ABD’nin ticaret açığına %0,1’den az katkıda bulunan 28 ülkeyi hedef alıyor

Bu tarifeler, özellikle gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkeleri hedef alarak, küresel ticaretin en kırılgan aktörlerini derinden etkiliyor. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), ABD’nin uyguladığı bu tarifelerin, çoğu ABD’nin ticaret açığına %0,1’den az katkıda bulunan 28 ülkeyi hedef aldığını belirtiyor. Bu ülkeler arasında Angola, Fildişi Sahili, Myanmar ve Bosna-Hersek gibi ekonomiler bulunuyor. UNCTAD, bu tarifelerin ABD’ye sınırlı fayda sağlarken; hedef alınan ülkelerde yoksulluk, işsizlik ve siyasi istikrarsızlık risklerini artırabileceği konusunda uyarıyor.  Dünya Bankası’nın 2025 yılı Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’na göre ise ABD’nin tüm ticaret ortaklarına %10’luk genel bir tarife uygulaması, küresel ekonomik büyümeyi %0,3 oranında azaltabilir. Bu durum, hâlihazırda %2,7 olarak öngörülen küresel büyüme oranını daha da düşürebilir. Raporda ayrıca, gelişmekte olan ekonomilerin 2025 ve 2026 yıllarında %4’lük bir büyüme oranına ulaşması bekleniyor ki bu, pandemi öncesi tahminlerin oldukça altında. Uluslararası Para Fonu (IMF) da ticaret gerilimlerinin küresel finansal istikrarı tehdit edebileceği konusunda uyarıyor. IMF’nin Küresel Finansal İstikrar Raporu’nda, ticaret kısıtlamaları ve diğer jeopolitik risklerin, gelişmekte olan piyasalarda hisse senedi getirilerini aylık ortalama %2,5 oranında azaltabileceği belirtiliyor. Bu veriler ışığında, ABD’nin uyguladığı yeni tarifelerin, gelişmekte olan ülkeler üzerinde orantısız ve yıkıcı etkiler yaratma potansiyeli taşıdığı açıkça görülüyor.

Ekonomik milliyetçilikten en çok etkilenenler, dünyanın en kırılgan ekonomileri oldu

2024’te ortalama %2,5 olan ABD ithalat tarifesi oranı, Donald Trump’ın 2 Nisan’da açıkladığı son kararlarıyla bir anda %22’ye yükseldi. Bu, en son 1910’larda görülen bir seviye. Ancak bu ekonomik milliyetçilikten en çok etkilenenler, dünyanın en kırılgan ekonomileri oldu.

Örneğin Madagaskar, kişi başına yıllık gelirin yalnızca 506 dolar olduğu bir ülke. Dünyanın en büyük vanilya ihracatçısı olan bu tropikal ada ülkesi, 2023’te ABD’ye 143 milyon dolarlık vanilya gönderdi. Ancak artık bu “egzotik” ihracat kalemi de ağır vergilerle boğulmak üzere. Borçlarını ödeyemeyip 2022’de temerrüde düşen Sri Lanka’nın ihracatı da artık %44’lük “yasaklayıcı” bir tarife ile karşı karşıya. Güney Afrika’nın içinde sıkışmış küçük bir ülke ekonomisi için bu neredeyse ölümcül bir darbe.

Hedef tahtasındaki bir diğer ülke, Trump’ın adını bile bilmediğini söylediği Lesotho’ydu. “Afrika’nın kot başkenti” olarak bilinen Lesotho, 2000 yılında yoksul ülkeleri desteklemek amacıyla başlatılan AGOA (Afrika Büyüme ve Fırsat Yasası) sayesinde kurduğu tekstil sanayisini kaybetme riskiyle karşı karşıya. %50’lik tarife ülkenin tüm tekstil sektörünü silip süpürebilir.

Sadece Lesotho değil; ABD’ye neredeyse hiçbir ekonomik tehdit oluşturmayan, dünya sıralamasında küçüklükleriyle anılan ülkeler de aynı listeye girdi. Geçtiğimiz ay yaşanan büyük depremin yaralarını sarmaya çalışan Myanmar, %45 gümrük vergisiyle karşı karşıya kalırken; ana ihracat kalemi işlenmiş kabuklu deniz ürünleri olan Fransız toprağı Saint Pierre ve Miquelon ise %50’lik bir tarife ile listeye eklendi. Trump’ın ticaret çıkışı, küçük ve kırılgan ekonomileri hedef almasıyla sadece tartışmalı değil; aynı zamanda adaletsiz ve orantısız. Trump’ın “ceza listesi” uzayıp gidiyor: Suriye, Irak, Angola, Bangladeş…

Zincirleme bir ekonomik baskı mekanizması yaratıyor

Bu tarz tarifeler, yalnızca ihracatı baltalamakla kalmıyor; aynı zamanda zincirleme bir ekonomik baskı mekanizması yaratıyor. Artan maliyetler ithal enflasyonu tetikliyor, bu da küresel büyümeyi yavaşlatıyor. Talepteki düşüşle birlikte emtia fiyatları geriliyor, doğrudan yatırımlar azalıyor, işsizlik artıyor ve siyasi istikrar bozuluyor. Bu koşullar altında, gelişmekte olan ülkeler hem dış şoklara hem de içeride büyüyen genç nüfusun beklentilerine karşı daha savunmasız hâle geliyor.

ABD'ye yaptıkları ihracatlar şimdi daha yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalan gelişmekte olan ülkelerde, yoksulluk, işsizlik ve siyasi istikrarsızlık için âdeta davetiye çıkartılıyor. Ancak bu Amerika'nın da yararına olmayacak. Tarifeler ABD'nin düşük beceri gerektiren bir üretim merkezi olmasına neden olmaz. Bank of America’nın hesaplamalarına göre, yeni tarifeler araba fiyatlarını ortalama 4.500 dolar artırabilir. Analistler, Apple gibi firmaların ABD içinde üretime geçmesini neredeyse imkânsız olarak değerlendiriliyor. Bugün Çin veya Hindistan’da üretilen bir iPhone’un bin dolarlık fiyat etiketi, üretim ABD’ye kayarsa 3.000 doları aşabilir. Kısacası, Trump’ın yeni tarifeleri yalnızca gelişmekte olan ülkeleri değil, küresel tedarik zincirine gömülü olan Amerikan ekonomisini de vuracak. Ve bu kez, maliyetler hem üreticilere hem de tüketicilere çok daha doğrudan yansıyacak gibi görünüyor.

Bu ülkeler 21. yüzyılın en zayıf uzun vadeli büyüme görünümüne sahip

Trump’ın tarifeleri, küresel ticaretin en derin yaralarını gelişmekte olan ülkelere açıyor. Dünya Bankası’nın 2025 raporuna göre, bu ülkeler 21. yüzyılın en zayıf uzun vadeli büyüme görünümüne sahip. Gelişmekte olan ekonomilerin büyüme oranı %4 civarında seyretse de bu oran yoksulluğu azaltmak ve kalkınma hedeflerine ulaşmak için yetersiz kalıyor. Bu durum, küresel ekonomideki eşitsizlikleri daha da derinleştiriyor. Günde 5 dolarla geçinmeye çalışan Bangladeşli bir tekstil işçisi için bu tarifeler, sadece bir gümrük duvarı değil; fabrikanın kapısına asılan kilit, çocuğunun okul masrafından vazgeçmek, akşamki yemeğini eksiltmek demek.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...