Çekimleri TRT World ekipleri tarafından işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştirilen "Kutsal İşgal" belgeselinin gösterimi geçtiğimiz günlerde Atlas Sineması’nda yapıldı. Belgesel gösterimi öncesi bir araya geldiğimiz Medea Benjamin, Filistin halkına yapılan zulmün 7 Ekim 2023 tarihinden önce başladığını ancak son bir yıl içerisinde dünya çapında daha görünür bir hâle geldiğini söyledi. Aynı zamanda savaş karşıtı sivil toplum örgütü CodePink'in kurucusu ve dünyanın farklı noktalarında yüzlerce katılımcıyla eylemler gerçekleştirerek Filistin halkına destek olan ünlü aktivist, İsrail’in yaptığı soykırımın er ya da geç biteceğini düşünüyor.
“Kutsal İşgal” (Holy Redemption) adlı belgesel seyircisi ile buluştu. Belgesele dair neler söylersiniz? Belgeseli izleyenlerin zihninde canlanacak olan nedir?
İsrail’in 6 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze Şeridi’nde masum halka yönelik saldırıları insanlık suçunu oluşturmaktadır. Bu belgeseli izleyenler, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve beraberindekilerin yaptıkları korkunç saldırıları net bir biçimde görecekler. İsrail’in kirli planlarını ifşa eden TRT World ekibinin kararlı bir şekilde çekimi gerçekleştirmesi de takdir edilecek bir durum.
“Kutsal İşgal”, Orta Doğu’da süren bu savaşın seyrinde bir değişikliğe sebep olabilir mi?
Filistin’in özgürlük mücadelesinde çekimser kalan ülkelerin İsrail’e karşı “küresel birliğin” önemini hatırlamasına olanak sunabilir. Dünya çapında tanınan aktivistlerin bu mücadeleyi daha görünür kılmak için saflarımıza katılması da olası. Bu da İsrail’e karşı güç birliği yapma olanağı sağlayacaktır. Bu belgesel, Filistin’in yalnız olmadığını İsrail’e hatırlatma konusunda iyi bir uyarıcı oldu diyebilirim.
İsrail’e karşı diğer ülkelerin güç birliği yapması çok değerli. Ancak İsrail'de üst düzey bir yetkili, Gazze'deki savaşın 2024 sonuna kadar devam edeceğini öngördüğünü söyledi. Bu da yüzlerce belki de binlerce canın daha öleceği anlamına geliyor. Bunun hakkında ne söylemek istersiniz?
İsrail’in fanatik yöneticileri, şeytani planlara hizmet etmekten başka bir şey yapmıyor. Bu belgesel de bunu gözler önüne seriyor. Bir canlıyı sebepsiz yere öldürmek, her dinin inancına aykırıdır. Yahudilerin inandığı Tevrat’ı okuduğumuzda yalnızca sevgi görürüz. İnsan öldürmek bu dinin neresinde var? Tevrat’ta, “Filistinlileri yok edin, işkence yapın ve evlerine el koyun” diye mi yazıyor? İsrail’in yönetiminde söz sahibi olanlar dini kötü işlerine de alet ediyorlar. Bu da çok acınası bir durum olarak karşımızda duruyor.
“Kan görmeyi içselleştirmiş durumdalar”
Filistin'de barışın ve ateşkesin önündeki engeller nelerdir?
Barışın önündeki en büyük engel İsrail Başbakanı Netanyahu, onun koalisyon ortakları ve dolaylı veyahut doğrudan yollarla İsrail’e destek veren ABD yönetimidir. Bunların “ateşkes” kelimesini duyunca tüylerinin diken diken olduğu aşikâr. Kan görmeyi o kadar içselleştirmişler ki hoşlarına giden tek durum bu. Gazze’yi tamamen yaşanamaz bir hâle getirmek istiyorlar. Henüz kalıcı bir ateşkes önerisinden bahsedilmiyor ne yazık ki.
“Özgürlük” Filistinliler için uzak bir hayal mi?
Filistin, İsrail saldırılarında geri adım atmadığı müddetçe özgür olamayacak. Filistin’in özgür olabilmesi için uluslararası alanda Batılı devletler daha aktif rol almalılar. Filistin’e olan desteklerini, İsrail’e olan tepkilerini gür bir sesle haykırmalılar. Batılı ülkeler, İsrail ile ticareti de bir an evvel kesmeli. Bütün bu ihtimaller gerçekleştikten sonra Filistin’in yeniden inşası için yüz milyarlarca dolar harcanması gerektiği de unutulmamalı. Bu sebeple süreç belki uzun olabilir ama hayal değil.
Filistin’in özgür olmasının yolu da Philadelphia Koridoru’ndan geçiyor bir noktada. Bu koridor tam olarak neyi simgeliyor?
Philadelphia Koridoru, Gazze ile Mısır arasındaki sınırın tamamını oluşturan 14 kilometre uzunluğunda bir kara şeridi. Bu koridor, İsrail’in erişiminin dışında kalıyor. İsrail burayı da kontrolü altına almak istiyor. Eğer İsrail burada kontrolü sağlarsa bu Gazze’nin çok büyük bir hasar görmesi anlamına gelecek. Özgürlük mücadelesi veren Filistinliler için bu koridorun önemi büyük.
“ABD yönetimi ikiyüzlü davranıyor”
Son dönemde Philadelphia Koridoru kadar İsrail’e yönelik silah ambargosu konusu da kamuoyunda tartışılıyor. ABD'de Demokrat Partili "Kararsız Ulusal Hareketi" (UNM), Joe Biden yönetimini İsrail'e silah ambargosu uygulamaya çağırdı. Uygulanması mümkün mü sizce?
Filistin’in hayatta kalabilmesi ve mücadele gücünün artması için bu çok önemli. Başkan Biden’ın bu yönde alacağı karar hayati bir öneme sahip. İsrail’e silah ambargosunu uygulanması ateşkes ihtimalinin daha yüksek bir sesle konuşulmasına sebebiyet verebilir. Ancak bu kararı alıp alamayacağı konusunda şüphelerim var.
Şüphelerinizin temel dayanağı nedir?
ABD, 1946-2023 yılları arasında İsrail'e ekonomi ve askerî alanlarda 297 milyar dolar yardım yaptı. Bu korkunç bir rakam. ABD yönetimi, İsrail-Filistin Savaşı’nda ikiyüzlü davranıyor. Savaş vurguncularına dolaylı veya doğrudan destek veriyor. Bu da bende birtakım şüpheler oluşturuyor. ABD barışı, adaleti ve insan haklarını öncelemediği sürece şüphelerim sürecek.
Amerikan İsrail Halkla İşleri Komitesi’nin (AIPAC) varlığı da bu süreçte tartışılıyor. Sizin bakışınız nedir?
AIPAC, ABD’nin yasama ve yürütme organlarına İsrail yanlısı politikaları savunan bir lobicilik grubudur. Bu komiteyi; edep, ahlak ve şefkatten yoksun olarak tanımlamak mümkün. CodePink olarak Orta Doğu’yu kan gölüne çeviren bu grubu durdurmak gerektiğine inanıyorum. AIPAC’ın en az Binyamin Netenyahu kadar tehlikeli olduğu yaptığı icraatlarla ortada.
“Onlar birer savaş suçlusu”
Bütün bu yaşananların ve konuştuklarımızın baş müsebbibi hiç şüphesiz İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu… Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Khan, Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın tutuklanması gerektiğini söylüyor. Bu konuda mahkemeye başvuru da yapıldı. Sizce de tutuklanmalılar mı?
Onlar birer savaş suçlusu. Bu talep UCM tarafından karara bağlanmalı ve tutuklanmalılar. Yıllardır Orta Doğu’yu kan gölüne çeviren insanların özgür olması dünya barışı için başlı başına bir sorun teşkil ediyor. Bu zamana kadar tutuklanmamaları benim için hayal kırıklığıdır. Netenyahu ve Gallant tutuklandığı takdirde Orta Doğu daha yaşanılabilir bir coğrafyaya dönüşebilir.