ABD'nin 185 ülkeye yönelik yeni tarife politikasının küresel tedarik zincirleri üzerinde nasıl bir yeniden yapılanma etkisi yaratacağını düşünüyorsunuz?
ABD’nin 2025 yılı itibarıyla uygulamaya koyduğu yeni tarife politikaları, küresel tedarik zincirlerinde köklü değişikliklere yol açacaktır. Bu gelişmeler; başta Çin, Meksika ve Kanada olmak üzere bazı ülkelerden yapılan ithalata getirilen ek gümrük vergileri, üretim maliyetlerini artırmakta ve lojistik süreçlerde aksamalara neden olmakta. Özellikle 2025 yılı itibarıyla Çin ithalatına uygulanan %25'lik ek vergi ve Meksika’ya uygulanan %20'lik vergi oranları, bu ülkelerden yapılan ithalatı zorlaştırmış; ABD'nin dış ticaretinde önemli değişimlere yol açmıştır. Bu yeni politika, aynı zamanda Türkiye’nin küresel ticaret arenasındaki yerini güçlendirecek fırsatlar yaratmaktadır.
Raporda belirtildiği gibi Çin başta olmak üzere bazı ülkeler ABD'nin tarifelerine karşı misilleme yapacaklarını açıkladı. Bu ticaret geriliminin küresel ekonomi üzerindeki muhtemel sonuçlarına dair neler söylersiniz?
ABD’nin yeni tarife politikaları, dünya çapında birçok sektörde üretim ve tedarik zincirinde önemli değişimlere yol açtı elbette. Özellikle otomotiv ve elektronik sektörlerinde tedarikçiler, üretim ağlarını yeniden yapılandırıp ABD dışındaki yeni pazarlara yöneliyorlar. Bu değişim, ABD’nin yüksek vergilendirdiği ülkelerden (Çin, Meksika ve Kanada) üretim yapmaya çalışan firmaları alternatif tedarikçi kaynakları aramaya zorluyor. Örneğin Apple, bileşenlerinin %18'ini Vietnam’dan temin etmeye başlamış, Pfizer ise aktif farmasötik bileşen üretimini Hindistan’a kaydırmıştır. Bu gelişmeler, tedarik zincirlerinde risklerin azaltılması ve maliyetlerin kontrol altına alınması için atılan önemli adımlardır.
Artan korumacılık politikaları ışığında, Türk yatırımcılar için ABD'de hangi sektörlere yatırım yapma fırsatları doğabilir?
Bu süreçte Türkiye, jeostratejik konumu ve gelişmiş üretim altyapısı ile öne çıkmaktadır. Özellikle Türkiye’nin lojistik kapasitesi ve dinamik iş gücü sayesinde, ABD’nin yeni tarifeler nedeniyle yaşadığı zorluklar karşısında Türk firmaları stratejik avantajlar elde etmektedir.
Özellikle "yerinde üretim" avantajlarından yararlanabilecek alanlar hangileridir?
Türkiye’nin ihracat pazarları çeşitlenmekte ve özellikle otomotiv, tekstil ve elektronik gibi sektörlerde, ABD pazarına yönelik Türk firmalarının rekabetçi fiyatlarla ürünlerini sunması kolaylaşmaktadır. Türkiye'nin 2024 yılı itibarıyla ABD’ye yaptığı ihracat, bir önceki yıla göre %10 artarak 13 milyar dolara ulaşmıştır.
“Türkiye, ABD pazarında önemli bir alternatif tedarikçi olarak konumlanıyor”
ABD'nin bu yeni tarife politikası, Türkiye'nin diğer pazarlara (örneğin AB, Orta Doğu, Afrika, Asya) yönelik ticaret stratejisini ne yönde etkileyebilir?
ABD'nin yeni tarifeleri, Türk firmalarının ABD pazarında rekabetçi olabilmesi için önemli fırsatlar sunuyor. Özellikle otomotiv, elektronik ve tekstil gibi sektörlerde Türk şirketleri, üretimlerini daha düşük maliyetli ülkelerde yaparak ABD pazarında fiyat avantajı elde ediyor. Bu dönemde, Türkiye'nin ABD'ye yaptığı otomotiv ihracatı, %15'lik bir artış göstermiştir ve 2024 yılının ilk çeyreğinde 500 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir. Aynı şekilde, Türk tekstil sektörünün de ABD pazarındaki payı giderek artmaktadır. 2023 yılında Türk tekstil ihracatının %24’ü ABD'ye yapılmıştır. Bu oran, ABD'nin Çin’den yaptığı ithalatın azalmasıyla doğrudan ilişkilidir. Türkiye, ABD pazarında önemli bir alternatif tedarikçi olarak konumlanıyor.
Türk ihracatçıları için ABD pazarında ortaya çıkan fiyat avantajını sürdürülebilir bir rekabet avantajına dönüştürmek için ne tür teknolojik yatırımlar ve inovasyon stratejileri gerekli olacaktır?
Son dönemde dijitalleşme ve e-ticaretin giderek daha fazla ön plana çıkması, önemli bir gelişme. ABD'nin gümrük tarifeleri, geleneksel ticaret yollarını zorlaştırırken; dijital ticaretin büyümesi ile yeni bir fırsat alanı yaratıyor. Türk firmaları, e-ticaret platformları aracılığıyla ABD pazarına doğrudan ulaşabiliyor ve maliyetleri minimize edebiliyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler), e-ticaret sayesinde ABD’ye ihracat yapma fırsatını yakalıyor. TABA-AmCham olarak, bu süreçte üyelerimize dijital satış kanalları, lojistik çözümleri ve ödeme sistemleri gibi alanlarda rehberlik etmeyi sürdürüyoruz.
ABD'nin tarife politikası, Türkiye’nin kendi üretim altyapısına ve teknolojisine yapacağı yatırımları nasıl etkileyebilir? Bu durum, özellikle hangi alanlarda yerli üretim kapasitesinin artırılması ihtiyacını ortaya çıkarıyor?
ABD pazarına yönelik dijital satışlar, Türk markaları için hızlı büyüme potansiyeli sunuyor. Özellikle giyim, elektronik ve mobilya sektörlerinde Türk markalarının e-ticaret üzerinden gerçekleştirdiği ihracat artıyor. 2024 yılında, Türk e-ticaret sektörü, ABD pazarına yapılan dijital satışlardan 1,8 milyar dolar gelir elde etti. Bu rakam, Türk firmalarının dijitalleşme ve e-ticaret stratejilerini ne kadar doğru bir şekilde uyguladıklarının bir göstergesi.
Yeni tarife rejimi altında, Türkiye'nin dış ticaret stratejisinde e-ticaret ve dijital hizmetler gibi geleneksel olmayan ihracat modellerinin rolü nasıl değişebilir?
ABD’nin korumacı politikaları, Türkiye'nin üretim kapasitesini artırma gerekliliğini daha da belirgin hâle getirmiştir. Elektronik, medikal cihazlar, yazılım ve otomotiv gibi stratejik sektörlerde Türkiye'nin yerli üretiminin artırılması gerektiği açıkça ortaya çıkmıştır. Türkiye, özellikle medikal cihazlar ve elektronik sektörlerinde önemli bir üretim merkezi hâline gelmeye başlamıştır.
İstatiksel verileri bizimle paylaşır mısınız?
Tabii. 2023 yılı itibarıyla Türkiye'nin medikal cihaz ihracatı 1,25 milyar dolara ulaşmış ve medikal cihaz üretiminde Türkiye'nin global pazar payı %8,5 seviyesine yükselmiştir. Türkiye'nin yerli üretimi artırma çabaları, sadece iç pazara yönelik değil; dış pazarlara yönelik de önemli fırsatlar yaratmaktadır.
“Türk firmaları bölgedeki tedarik zincirlerinde daha etkin rol oynayabilir”
“Türk firmaları daha etkin bir rol oynamalı” diyorsunuz anladığımız kadarıyla?
Evet. Türk firmalarının, üretimlerini ABD, Avrupa ve Orta Doğu gibi pazarlara kaydırarak bu bölgelerdeki tedarik zincirlerinde daha etkin bir rol oynamaları mümkündür. 2024 yılında Türkiye, Avrupa ve Orta Doğu'ya yapılan ihracatını %12 oranında artırmıştır. Bu artış, Türkiye’nin üretim kapasitesinin güçlendiğini ve global tedarik zincirinde daha etkin bir rol oynayabileceğini göstermektedir.
Peki, ABD-Çin ticaret gerilimleri ışığında, Türkiye'nin "Bir Kuşak Bir Yol" gibi çok uluslu ticaret ve yatırım girişimlerine yaklaşımı nasıl gelişmeli? “Bir Kuşak Bir Yol” programında bir değişim olacağını düşünüyor musunuz?
ABD-Çin ticaret gerilimleri, çok taraflı ticaret ve yatırım girişimlerinin önemini artırmıştır. Türkiye hem Asya hem Batı'ya açılan bir köprü olarak, çok taraflı ticaret yapılarında daha etkin bir oyuncu olabilir. Türkiye'nin, "Bir Kuşak Bir Yol" gibi küresel girişimlerdeki aktif rolü, ülkemizin ekonomik gücünü pekiştirebilir. ABD-Çin gerilimlerinin getirdiği yeni ticaret düzeni, Türkiye’nin bu süreçten en iyi şekilde faydalanabilmesi için fırsatlar sunmaktadır. TABA-AmCham olarak, Türkiye’nin çok uluslu ticaret yapılarındaki konumunu güçlendirmeye devam etmekte ve Türk iş dünyası için bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışmaktayız.
Siyasette fırsatları değerlendirmek son derece önemlidir. Çünkü siyaset, büyük ölçüde zamanlama, strateji ve toplumun nabzını tutarak doğru adımları atma sanatıdır. Sizin bu noktadaki değerlendirmeniz ne yönde?
ABD’nin yeni tarife politikaları, Türkiye için hem zorluklar hem de fırsatlar yaratmaktadır. Türk şirketlerinin bu dönüşüm sürecinde başarılı olabilmesi için stratejik adımlar atmaları gerekmektedir. Bu stratejik adımlar arasında, yerli üretimin artırılması, dijitalleşme ve e-ticaretin etkin kullanılması, tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesi ve çok taraflı ticaret girişimlerine aktif katılım yer almaktadır. TABA-AmCham olarak Türk iş dünyasının bu yeni dönemde etkin bir şekilde konumlanmasına katkı sağlamak için çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Bu süreçte, Türk firmalarına hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki fırsatları en iyi şekilde sunmayı hedeflemekteyiz.