}
09 April 2025

Şerife Altunbaş: “Sanat güçlü bir bellektir”

Ressam Şerife Altunbaş, “Tarihin İzleri” adını verdiği sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Altunbaş ile yeni sergisini, çalışmalarında kullandığı teknikleri, sanat tarzını ve dijitalleşmenin sanat üzerindeki etkilerini konuştuk.

“Tarihin İzleri” adını verdiğiniz 10. kişisel serginiz Beyoğlu'nda sanatseverlerle buluştu. Bu serginin oluşum süreci nasıl gelişti? Bu süreçte karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi?

Bu sergi 2019 ve 2025 yılları arasında ürettiğim çalışmalarımdan oluşuyor. Serginin oluşum süreci ve en büyük zorluk bana göre araştırma süreciydi. Bu süreç hem çok keyifli hem de titizlikle çalışılması gereken bir olgunlaşma süreci olduğu için zorlandığım yanları da oluyordu.

Serginin basın bülteninde, “‘Tarihin İzleri’, geçmişin hikâyelerini sanata dönüştürdüğü yaratıcı yolculuğuna tanıklık etme imkânı sunuyor” cümlesi yer alıyor. Bunu biraz açar mısınız? Bu sergi vesilesiyle geçmişin derinliklerinden neler çıktı?

“Tarihin İzleri” sergisi adından da anlaşılacağı gibi, tarihsel dokuları, kaybolan medeniyetleri ve zamana yenik düşmüş figürleri sanatın yaratıcı gücü ile yeniden yorumlayarak, toplumsal bir bellek oluşturarak, izleyiciye tanıklık etme imkânı verdik.

Serginizin manifestosunu, “Sanat, geçmişi bugüne taşımak, zamanı birleştiren bir köprü inşa etmektir” diye ifade ediyorsunuz. Siz bu sergi vesilesiyle nasıl bir köprü inşa ettiniz?

Sanat yalnızca görsellikten ibaret değildir, aynı zamanda güçlü bir bellektir. Dolayısı ile bu belleği oluştururken geçmiş tarihimizi günümüze aktararak kültürel bir köprü kurmuş oluyoruz.

Çalışmalarınızda kullandığınız çok katmanlı yağlı boya tekniği ile geçmişin hikâyelerini soyutlama aracılığıyla tekrar hayata döndürüyorsunuz. Tarihsel figürlere sadece bir biçim değil, yeni bir ruh kazandırıyorsunuz. Bunları yaparken temel motivasyon kaynağınız ne oluyor?

Çalışırken en büyük motivasyon kaynağım tamamen tarih ve yaşanmışlıklar. Yaşanmışlıkları tuvale aktardıktan sonra onların yorumları ve beğenileri en büyük güdüm oluyor.

“Unutulmaya yüz tutmuş tarihsel figürleri hatırlattık”
Eserlerinizde yer alan tarihî dokular, unutulmaya yüz tutmuş anılar ve geleneksel motifler, izleyicilere zaman içinde bir yolculuk sunuyor. Bu motiflerin bazılarından bahsetmeniz gerekirse neler söylersiniz?

Çalıştığım desen ve motifler, beni hem şaşırtıyor hem de düşündürüyor. Anadolu kültüründe bir halıdaki iki ibrik figürü, bana saflığı ve temizliği ifade ederken; hâlbuki Anadolu’da ibrik motifi hamileliği temsil ediyormuş. Bunlar beni en çok şaşırtan etkenler.

Serginin küratörü Yeşer Yelmez, “Tarihin İzleri’ yalnızca bir sergi değil, insanlığın birikmiş hafızasını canlandıran bir çağrıdır” diyor. Hafıza ve bunu canlandırmak neden mühimdir sizce?

Toplumların; kültürel mirası bilerek, anlayarak ve yaşayarak büyümesi, sürdürülebilir olması ve kaybolmaması açısından çok önemlidir. Dolayısıyla bu sergi ile unutulmaya yüz tutmuş tarihsel figürleri hatırlatarak yeniden toplumsal bir hafıza yaratmış olduk.

Sanat üretmek bazen zor olabilir. Sizin bu süreçte karşılaştığınız en büyük zorluk ne oldu? Bu zorlukla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Sanat üretmek sancılı bir süreç. Fakat en büyük zorluk, sanatın ve sanatçının yeterince desteklenmiyor olmasıdır. Bunu için hamiler, devlet ve koleksiyonerler tarafından desteklenmesi gerekiyor. Yeterli desteği almadığı için birçok değerli sanatçımız, sanatına ara vermek zorunda kalıyor ya da başka bir sektörde devam ediyor.

Sergiyi bir kenara bırakacak olursak sanata olan ilginiz nasıl başladı ve resimle tanışmanız nasıl oldu? Bunu sizden dinleyebilir miyiz?

Resimle ilk tanışmam ilkokulda oldu, daha sonraki yıllarda da öğretmenlerimin bunu fark ederek resimlerimi beğenmesi ve beni teşvik etmeleri beni en çok mutlu eden şeydi. Daha küçük yaşlardan itibaren, “Ne olacaksın?” sorusuna her zaman, “Ressam olacağım” cevabını verdim.

“Resim yaparken özlem ve bağlılık duyguları baskın oluyor”
Resim yaparken belirli bir tema ya da duygu üzerinde mi yoğunlaşıyorsunuz? Eğer öyleyse, bu temalar hangi duygulara dayanıyor?

Bu soruya cevap vermek gerçekten çok zor. Aslında duygular ve temalar üzerindeki bağlantı diyebilirim. Şuna da ekleyebilirim, bazı şeyleri yeniden canlandırma diyebilirim. Mesela çok güzel bir çocukluk yaşamıştım, sanırım o yıllara olan özlem ve bağlılık duygusu resim yaparken beni etkileyen en baskın duygularım diyebilirim.

Çalışmalarınızda kullandığınız teknikler hakkında bilgi verir misiniz? Özellikle tercih ettiğiniz malzemeler ve yöntemler neler?

Çalışmalarımda tuval üzerine yağlı boya kullanıyorum. Bütün boyaları kırarak ve renk tonlarını değiştirerek çok katmanlı ve darbeli bir teknikle kullanıyorum. Yağlı boya çabuk kurumadığı için çok daha rahat hissediyorum ve tercih ediyorum.

Uzun yıllardır sanat dünyasında eserler ortaya koyan birisi olarak sanatın toplumsal değişim ve bireysel duygu üzerindeki rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sanat her zaman toplumlara yön veren, farkındalık yaratan bir kavram ya da olgudur. Dolayısı ile sanatın ve sanatçının da toplumların değişmesi, gelişmesi ve bireysel duygu üzerinde büyük etkileri vardır.

“Haksızlıklara sanatım aracılığıyla tepkimi göstermeye çalışıyorum”
“Sanat, her zaman toplumlara yön verir” dediniz. Bir sanatçı olarak toplumsal olaylara ya da güncel meselelere ne derece müdahil oluyorsunuz?

Bir önceki soruda da yanıtladığım gibi, sanat toplumlar üzerindeki büyük bir güçtür. Avrupa tarihine baktığımızda da Rönesans aslında sanatla başlayarak tüm dünyaya yayılmış ve etkilemiştir. Bir sanatçı olarak toplumsal olaylara kayıtsız kalamıyorum. Haksızlıklar karşısında durmaya çalışarak, sanatımla elimden geldiği kadar tepkimi göstermeye çalışıyorum.

Sanatı ulaşılabilir kılmak da bu noktada çok önemli öyle değil mi?

Aslında sanat ulaşılabilir. Yalnız insanların biraz sanata zaman ayırması gerekir. Şöyle ki ülkemizde çok sayıda galeri ve müzede gezebilecekleri ücretsiz sergiler var. Şu anda Türkiye’deki şartların ilerlediğini düşünüyorum.

Bir de dijitalleşme gerçeği var önümüzde… Dijitalleşme, sanat dünyasında büyük bir değişim yaratmış ve ressamların eser üretme, paylaşma ve izleyici ile etkileşim kurma biçimlerini dönüştürdü. Dijital sanat, geleneksel resim tekniklerinin yerini almasa da onlarla paralel olarak varlık göstermekte ve kendi özgün alanını oluşturdu. Bir ressam olarak dijitalleşmeyi nasıl yorumluyorsunuz?

Dijitalleşmenin de olumlu tarafları muhakkak var. Kendi özelimde dijital üretim yapmıyorum, klasik resim tekniği kullanarak üretimlerimi yapmaya devam ediyorum.

Bu yolda ilerlerken öğrendiğiniz en değerli şey ne oldu?

Bu yolda ilerlerken öğrendiğim en önemli şey, kültür birikimimi arttırmam oldu, araştırma yaparken kendimi de geliştirdim, bu sayede birçok medeniyeti ve onların yaşanmışlıklarını daha yakından tanımış oldum.

Sohbetimizi sona erdirmeden önce gelecekte hayata geçirmek istediğiniz projeler hakkında sizden bilgi alabilir miyiz?

Gelecekteki projelerim, gezici sergiler yapabilmek. Gerek yurt dışında ve ülkemizde resimlerimdeki hikâyeleri, farklı kültürleri geniş kitlelere ulaştırabilmek en büyük hedefim diyebilirim. Bu noktada sanatseverlerin desteğine ihtiyacımız olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Çünkü onlar bize destek olurlarsa toplumun kültürel gelişimine, özgür düşünceye ve yaratıcı ifadenin gücüne katkıda bulunmuş olacaklardır.

 
 
 
 

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...