Kore Hükümeti, K-kültürünü global arenada desteklemek adına ne gibi politikalar uyguluyor?
Kore Hükümeti'nin de Kore Dalgası’nın ikinci evresinden itibaren dünyada yayılmasında önemli bir katkısı ve rolü var. 1990’ların sonundan bu yana Kore içeriklerinin geliştirilmesi ekonomik politika alanı olarak görülerek yatırım yapılan bir alan olmuştur. Daha önce bahsettiğim gibi bu içerikler yalnızca drama, sinema, K-pop veya dijital oyunlardan ibaret değil. Kore Dalgası’nın ikinci evresinde ve şimdi Kore kültürel içeriklerine yönelik kamunun kültür politikası geleneksel Kore kültürünü içerecek şekilde genişledi. Kore yaşam stili, Kore tarzı giyim ve Kore yemeklerini de içerdi. Dolayısıyla, şöyle diyebiliriz: Kore ilk başta bu olguya kültürel ekonomi olarak baktı. Ancak, Kore devleti, Kore içeriklerinin dünyadaki popülerliğini bir kültürel diplomasi aracı olarak doğurduğu potansiyeli hızla kavradı.
Bugün, popüler kültürel üretimlerini, geleneksel Kore içeriklerini, yaşam tarzını ve Koreli teknoloji şirketlerinin yazılım ve donanım ürünlerini de kapsayacak şekilde ‘K-içerik’ çatısı altında Kore devletine bağlı çeşitli kamusal ajanslar kültür politikası geliştiriyor. Bu içerikler ülkenin yumuşak güç ya da kültürel diploması aracı olarak görülüyor.
Geçtiğimiz sene BTS grubu, Beyaz Saray’daydı ve Amerika Birleşik Devletleri’nde Asyalılara yönelik nefret söylemine karşı yürütülen sosyal kampanyada Başkan Biden ile birlikte bir görüşme ve açıklama yaptılar. Birleşmiş Milletler’e dünya gençliğine yönelik olarak sosyal eşitiliği teşvik eden güçlendirici bir konuşma yapmak için davet edildiler. BTS UNICEF’in gençlerin eşit eğitim görmesi ve eşit haklara sahip olması konusunda yaptığı kampanyanın da destek yüzüydü. Uluslararası kuruluşlar sosyal mesajlarını iletmek için K-pop yıldızlarına bu şekilde başvurabiliyor. Benzer şekilde, Kore devleti de, K-pop’un dünyada var olan bu popülaritesini, Kore’ye yönelik sempati ve ilgi oluşturmak için başarılı bir şekilde kullanıyor ve araçsallaştırıyor.
Başka ülkeler, Kore’nin izlediği bu yol haritasından nasıl bir ders çıkarmalı?
Popüler kültür alanında duyulan bu ilgiyi Kore hükümeti çeşitli kamu ajansları aracılığıyla destekliyor ve destek politikaları oluşturuyor. Bu destek politikaları; yaratıcı içeriklere yönelik yeni fikirleri desteklemek, kuluçka merkezleri oluşturmak, finans destekleri sağlamak ya da ikili iş birliklerini geliştirmek şeklinde oluyor. Devletin yaptığı uygulama, çeşitli kamu desteklerinin önünü açmak. Bildiğiniz gibi, kültürel içerik geliştirmek için önce yeni ve yaratıcı fikir gerekli. Ayrıca bu fikir ile hangi pazarlar hedefleniyor ve bu pazarlara nasıl ulaşılacak? Kamunun destek politikaları bu konuda da araştırma ve geliştirme desteği vermekte.
Kore örneğinde önemli olan, uygulanan kültür politikaların sistematik olması ve pazar araştırmalarının çok güçlü yapılması... Ben, Kore Dalgası ve Kore Hükümeti'nin kültürel diplomasi aracı olarak bu içerikleri nasıl kullandığını çalışırken, Kore’de birçok kamu kurumu ile yüz yüze görüşmeler yaptım. Kamu raporlarını inceledim. Şunu rahatlıkla söylemek mümkün, kültür politikası uzman bilgisinin kullanımına temelli. Ne demek istiyorum, uzmanlar Kore Dalgası veya Kore içerikleri dünyada hangi ülkeye girmek istiyorlarsa, bu yeni pazarlarda Kore ürünlerine (oyun, sinema drama, müzik, yemek, kozmetik, animasyon vb.) yönelik pazar araştırmaları yapıyor. Kamu kurumlarına göre değişmekle beraber 3 ayda bir, 6 ayda bir bu raporlar güncelleniyor. Pazarın yönelimine ve kültür ekonomisinin gidişatına göre de uzmanlar Ar-Ge faaliyeti yürütüyor. Kültür, Spor ve Turizm Bakanlığı'na bağlı bir çok kamu ajansı var. Bütün bunların hepsi, eş güdümlü olarak çalışıyorlar. Kore’nin kültür ve kültürel ekonomi politikasının özü, bu politikanın kısa dönemli değil, gelip geçici olmayan; uzun vadeli bir politika olmasından kaynaklanıyor. Kore Dalgası, dünyada hala var oluyorsa Kore Dalgası’nın nasıl var olacağına ilişkin kamu ajansları bunu düşündüğü ve geliştirdiği içindir. Kore’de görüştüğüm bir kamu ajansı uzmanı şöyle demişti: “Birinci Dalga bitti. İkinci Dalga da bitiyor. Üçüncü Dalga-Post Hallyu nasıl devam edebilir? Hangi pazarlar bizim için daha uygun?” Kore Dalgası ürünlerinin girdiği pazarda hayran ekonomisi altyapısının da olması gerekiyor. K-içeriklere ve Kore kültürüne duyulan ilginin geliştirilebilir düzeyde olması önemli. K-içeriklere yönelik ilgiyi de geliştiren bu ülkelerde bulunan Kore Kültür Merkezleri. Bir kere şu hususu belirtmek gerekli: Kore dramlarına ve K-pop’a yönelik ilgi Korece’ye ilgiyi geliştiriyor. Kore yemeklerine yönelik bir tatma merakı, Kore’yi gezme arzusu oluşuyor. Görüldüğü üzere bu durum, Kore Dalgası içeriklerinin kültürel diplomasi aracı olarak kullanılmasının somut örneği. Dolayısıyla, kamu kurumları ile endüstrinin bileşenleri başarılı bir şekilde eşanlı güdümlü hareket edebiliyor.
Bu noktada bir eleştiri konusuna da değinmeliyim: Kore Hükümeti içerik endüstrisine yönelik olarak ne zaman siyasal bir sansür uygulamaya yönelse, o zaman içerik endüstrisinde kısırlaşma ve klişeleşme görülüyor.
Özellikle içerik endüstrisinde klişeleşme konusu pandemi öncesinde Kore’de tartışılan bir konuydu. İfade özgürlüğü yaratıcılığın temel koşulu olarak önceleniyordu. Son olarak, kamunun son 3-4 yıldır sistematik şekilde uyguladığı politikanı Kore içeriklerini birbirine entegre edecek çalışmalar olduğunu ve yeni iletişim teknolojilerini K-içerikler ile birlikte tanıttığını belirtmeliyim.
Önümüzdeki dönemde K-pop devam eder mi?
Şu anda, K-pop’ta 4’üncü kuşak gruplar çıktı. TXT, aespa, StrayKids, Boyz, ACE, Mirae gibi. BTS 3’üncü kuşaktı, 30’lu yaşlarına yaklaşmıştı grup üyeleri. K-pop ekonomisi çok hızlı bir dolaşıma sahip. Grupların müzik endüstrisindeki değeri yıldızlar 30’lu yaşlara geldiklerinde azalmaya başlıyor. Yeni gruplar birbiri ardına üretiliyor. Her yeni grubun konsepti de farklı. Kore Dalgası’nın da dönüştüğünü görüyoruz. K-pop yine de taşıyıcı güç olarak karşımıza çıkıyor. Ama, artık ikili iş birliklerinin gerçekleştiğini ve giderek artacağını söyleyebiliriz. BTS ve Hayley, BTS ve Coldplay iş birliği gibi. Pandemi döneminde Kore dramaları nın yeniden popüler olduğunu da gördük. Bu da Kore Dalgasına yeni ivme kazandırdı. Pandemi döneminde Netflix gibi küresel çevrimiçi akışım platformlar Kore’de drama ve film endüstrisine yatırım yaptılar. Netflix, Kore’de iki büyük plato açtı. Bu platolarda çok sayıda dizi çekilecek. Bu diziler ortak yapımda olabilir. Bunları görmek gerekiyor. Dünyada yeni ve yaratıcı içerikler anlamında bir sıkıntı veya tıkanma var. Yeni içeriklerin ve türlerin bulunması gerekiyor. Kore bu içeriklerin bulunmasında, uzman gücüne temelli özerk kamu ajansları ile ön plana çıkıyor. Örneğin, Korea Creative Content Agency (KOCCA) yıllardır yeni fikirlere dayalı dizi ve çizgi roman senaryolarının geliştirilmesini destekliyor.
Kore’de kamunun kültürel politikasınında destek mekanizmaları bir bina inşa eder gibi sistematik bir şekilde kurulmuş. Tabii bu yapıda sorunlar yok değil. Şeffaflık gibi fonların dağıtımındaki bir sorunu vurgulayabiliriz.
Yine gişe filmi gibi filmlere desteklerin fazlalığı sorun olarak söylenebilir. Kore’de pandemi döneminde üretilen ve küresel çevrimiçi akışım platformunda en çok izlenen dizilerden biri olan Squid Game oldu. Bunun gibi ara kesit türler çıkıyor. Ara türler ya da melez türler, endüstride bir canlanma yarattı. Bu nedenle Disney Plus da Kore’ye içerik üretimi için girdi. Artık, Kore’de küresel platformlar için daha fazla dramaların üretimi söz konusu olacak. Başka ülkeler ile yapılacak iş birlikleri çerçevesinde drama endüstrisi belki ortak yapımlara doğru evrilecek. Bugün animasyon, grafik, artırılmış gerçeklik, hologram teknolojileri K-pop’un içine girdi. Yakınsak içerikler ve yakınsak teknoloji kullanımı giderek artacak. K-pop’un bundan sonraki döneminde bence bu artırılmış eğlencenin kendisi teknoloji ile birlikte artırılmış deneyime dönüşecek. K-pop büyük bir performans sanatı olacak. Siz, Kore’ye gidemeseniz bile internetinizden artırılmış gerçeklik teknolojisi üzerinden Seul’u gezeceksiniz ve sanatçılarla iletişim kuracaksınız. Hologrom olarak sanatçı sizim bulunduğunuz lokasyona konuk olabilecek. Metevarse’de Kore’li yıldız ajansları sanatçılarına konser düzenleyecek. Bütün bunların hepsi endüstride düşünülüyor. Sadece şirketler tarafından değil, kamu tarafından da yapılan araştırmalar söz konusu. Örneğin, KOCCA’nın raporkarında NFT teknolojilerinin K-pop’a entegre edilmesi, hologram ve artırılmış gerçeklik teknolojileri ile K-pop’un tüketimi konuları ele alınıyor. İçeriklerin bireyselleştirilmiş olarak tüketilmesi de gündemde. İnternette bir grubun konserini izlerken farklı kamera açıları ile beğendiğiniz grup üyesini daha yakından görebileceksiniz. Bireyselleşmiş öyküler üretilecek. Ve tabii, trans-medya hikaye anlatıcılığı dediğim bir şey var. Artık bir K-pop yıldızının varyete şovunu, Netflix’de bir dizi içeriğini, dijital oyun kahramanı olarak rolünü, bir hayran hikayesi olarak webtoon’unu görebileceksiniz. Sözün özü, K-pop yeni iletişim teknolojileri ve yakınsak içerik üretimi ile hayran kitlesi yaratmaya ve bunu çoğaltmaya devam edecektir, diyebilirim.