}
29 May 2025

Oğuzhan Göksal: “Sivil halk afetlere karşı artık bilinçli”

Türkiye, coğrafi konumu ve jeolojik yapısı nedeniyle deprem başta olmak üzere birçok doğal afete açık. Doğal Afetler Arama Kurtarma Derneği Başkanı Oğuzhan Göksal ile afetlere hazırlık sürecini, arama-kurtarma çalışmalarının püf noktalarını, psikoloji yönetimini ve afet bilincinin önemini konuştuk.

Türkiye, coğrafi konumu ve jeolojik yapısı nedeniyle çeşitli doğal afetlere sıkça maruz kalan bir ülke. Bu afetler hem insan hayatını hem de ekonomik yapıyı ciddi şekilde etkileyebiliyor. Bu noktada sizin başkanı olduğunuz “Doğal Afetler Arama Kurtarma Derneği” ve diğer kurumlar neden önemli?

Hızlı müdahale kapasiteleri, eğitim ve farkındalık çalışmaları, kamu kurumlarına destekleri, gönüllülük ve toplumsal dayanışma içinde olmaları ve uzun vadeli risk azaltma çalışmalarına katkı sağlamaları nedeniyle bu yolda görev alan her birey ve kurumlar çok büyük önem arz ediyor.

Derneğinizin temel faaliyet alanları nelerdir?

DARKSAR, afet ve acil durumlara müdahale etmek, arama kurtarma alanında eğitimler düzenlemek ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla kurulmuştur. Doğal afetlerde arama kurtarma, kentsel arama kurtarma, kayıp şahıs arama ve ayrıca eğitim alanında faaliyetlerimiz var. (Okullarda, sitelerde, şirket ve derneklerde) afet anında ihtiyaç duyulan ekipman, iletişim sistemleri ve koordinasyon desteği sağlamak da vazifemiz. Uluslararası alanda da yardım konusunda kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz.

Türkiye'de arama kurtarma çalışmalarında sivil toplum kuruluşlarının rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye'de arama kurtarma çalışmalarında sivil toplum kuruluşlarının (STK’ların) rolü hayati öneme sahiptir ve giderek daha kritik bir konuma gelmektedir. STK’lar, özellikle yerel düzeyde örgütlü olmaları sayesinde, afet bölgesine devlet kurumlarından daha hızlı ulaşabilme potansiyeline sahiptir. STK’lar, toplumun her kesiminden gönüllüleri bir araya getirerek arama kurtarma eğitimleri sağlar. Böylece toplumun afet bilincini artırır. Afetlere karşı hazırlıklı bireyler ve ekipler oluşturur. Gençlerin sorumluluk bilinciyle yetişmesine katkıda bulunur. STK’lar, AFAD gibi devlet kurumlarıyla koordineli çalışarak eksik kalan alanlarda destek sağlar. Özellikle lojistik, barınma ve yardım organizasyonu, psikososyal destek gibi alanlarda tamamlayıcı rol oynarlar. Türkiye’deki arama kurtarma STK’ları, uluslararası afetlere de müdahale ederek ülkemizin uluslararası platformda ve dış yardımlar konusundaki prestijini artırmayı sürdürüyor.

Gönüllülerinizi ne yönde eğitiyorsunuz?

Gönüllülerimizi aşama aşama eğitiyoruz. Planlı bir şekilde kurum içi ve kurum dışı eğitimlerini tamamlamalarını sağlıyoruz. AFAD gönüllüsü, Sağlık Bakanlığı’nca yetkili ilkyardımcı sertifikası, İtfaiye yangınla mücadele, Orman Müdürlüğü orman yangınları gönüllüsü eğitimi (en az 2 kur), amatör telsizci, kısa mesafe telsizci, teknik düğümler, harita okuma, pusula ve GPS cihazı kullanabilme, en az B sınıfı ehliyet gibi konularda yeterlilikleri kazanmaları gerekiyor.

Arama kurtarma ekipmanları ve teknolojileri açısından derneğinizin donanımı ne düzeyde?

Operasyon ekip üyelerimizin K.K.D. (Kişisel Koruyucu Donanımları) tam olmakla beraber, yerel bir ilçe belediyesi ile çözüm ortağı olarak hareket etmekte olup, hafif arama kurtarma düzeyinde teknik malzeme ve donanıma sahibiz (jeneratör, sıvı yakıt ve elektrikle çalışan kesici, delici, kırıcılar, sismik akustik dinleme cihazı, enkaz içi teleskopik görüntüleme kamerası, drone cihazı, VHF-UHF amatör telsizler ve K9 enkazda canlı arama köpeği, ilk yardım tıbbi malzemeleri gibi).

“Enkaz altında kalan kişilerin hayatta kalma şansı ilk 24 saat içinde %75 civarında”
Bir doğal afet sonrası ilk saatler neden bu kadar kritik? Ekipleriniz bu süreyi nasıl değerlendiriyor?

Doğal afetlerden sonra ilk saatler, hem hayatta kalanların kurtarılması hem de ikincil kayıpların önlenmesi açısından en kritik zaman dilimidir. Bu sürece genellikle "altın saatler" denir. İlk 6-12 saat; oksijen, kanama, ezilme sendromu ve şok gibi nedenlerle ölümleri engellemek için çok değerlidir. Enkaz altında kalan kişilerin hayatta kalma şansı, ilk 24 saat içinde %75 civarındayken, bu oran her geçen saat hızla düşer. İlk 24 saat ise enkaz altından çıkarılanların %70-80’i bu sürede kurtarılır. Hayatta kalma şansı en yüksektir. İlk 24-48 saat arası hayatta kalma oranı %30-40 seviyelerine düşer. İlk 48-72 saat arası hayatta kalma oranı %20’nin altına iner.

İkinci artçı sarsıntılarda göz ardı edilmemeli öyle değil mi?

Elbette. Yangın, gaz kaçağı, su baskını gibi ikincil afetler meydana gelebilir. Hava koşulları (soğuk, yağmur, kar) hem enkaz altındakileri hem de müdahale ekiplerini olumsuz etkiler. Bilgi eksikliği, iletişim kopukluğu ve koordinasyonsuzluk, süreci daha da zorlaştırır. Bu nedenle ilk saatlerde iyi yönetilen müdahaleler, kaosu önleyip güven ortamı sağlar.

Doğal afet deyince ülkemizde ilk olarak deprem akıllara geliyor. Deprem öncesi hazırlıklar kapsamında bir arama kurtarma ekibi olarak ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Deprem öncesi hazırlık, sadece bir bekleyiş değil; aktif olarak eğitmek, planlamak, tatbikat yapmak, donanım sağlamak ve iş birliği kurmaktır. Arama kurtarma ekipleri bu hazırlıkları ne kadar iyi yaparsa afet sonrası müdahale o kadar hızlı, organize ve etkili olur. Bu nedenle bir arama kurtarma ekibi olarak deprem öncesinde; eğitim, ekipman hazırlığı, görev dağılımı, tatbikatlar, koordinasyon, yerel entegrasyon, psikoloji, risk haritalama ve toplum bilgilendirme üzerine çalışmalar yapıyoruz.

Sivil halkın afet öncesi hazırlıkları hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce en büyük eksiklik nedir?

En son yaşadığımız 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi’nin ardından, sivil halkta gözle görülür düzeyde bilinçlenme, hazırlık ve toplumsal bir hareketlilik söz konusu. Bu tabii ki de depremle mücadele umut verici bir durum ama yeterli düzeyde olduğu pek söylenemez. Burada en büyük eksiklik, eğitimsizlik, ihmalcilik, kadercilik, sosyal ve ekonomik şartlardır.    

Yıkıntıların arasında arama yaparken zamanla yarışın baskısı altında nasıl odaklanıyorsunuz?

Depremde yıkıntıların arasında arama yaparken zamanla yarışmak hem fiziksel hem de psikolojik olarak çok zorludur. Ancak doğru odaklanma ve zihinsel dayanıklılık, daha fazla hayat kurtarmak için hayati öneme sahiptir. Zamanla yarışırken akılcı, adım adım ve dayanışmayla hareket etmek hem odaklanmayı korur hem daha çok hayat kurtarır.

Bu süreçte odaklanmayı sürdürmek için hangi stratejileri uygulamak gerekir?

Görevi parçalara ayırıp küçük hedeflere odaklanırız. "Tüm enkazı taramalıyım" gibi büyük hedefler yerine, “Şu alanı kontrol edeceğim, sonra bir sonraki bölgeye geçeceğim” yaklaşımı daha doğru. Parça parça düşünmek, zihni daha az yorarak kontrol duygusu verir. Derin nefes al-ver (4 saniye al, 4 saniye tut, 4 saniye ver) uygulaması odaklanmayı tazeler. Kısa ama düzenli molalar vererek dikkat dağınıklığını önlersin. Takım çalışmasıyla sorumluluk paylaşırız. Tek başına hissetmek, zihinsel yükü artırır. Görevleri net olarak dağıtmak ve iletişim kurmak odaklanmayı güçlendirir. Duygusal tetikleyicileri tanı ve bastırma yönet stratejisi uygularız.

Ağlayan bir ses, kişisel bir eşya veya tanıdık biri duygusal olarak zorlayabilir. O anki duyguyu bastırmak değil, fark edip "Şimdi değil" diyerek devam etmek gerekir. Gerekirse destek istenmelidir: Duygusal yükün dağıtılması ekipteki dayanıklılığı artırır. Amacımızı hatırlarız: “Hayat Kurtarıyorsun!” Kendimize şu cümleyi hatırlatırız: “Odaklandığım her saniye, bir hayat kurtarabilir.” Fiziksel hazırlık ve güvenlik önceliğimizdir. Operasyon sonrası için psikolojik destek planlarız.

“Arama kurtarma çalışmalarında zaman ilerledikçe öncelikler değişir”
Arama kurtarma çalışmalarında zaman ilerledikçe öncelikler nasıl değişiyor?

Arama kurtarma çalışmalarında zaman ilerledikçe öncelikler doğal olarak değişir, çünkü enkaz altındaki insanların hayatta kalma ihtimali zamanla azalırken, yardımın türü ve şekli de evrilir. Süreç genel olarak “akut dönem”, “ara dönem” ve “geç dönem” olarak üç ana aşamaya ayrılır. Akut dönemde öncelik hayat kurtarmaktır. Odak noktası enkaz altında canlı olduğu tespit edilen kişilerin kurtarılması. Bu aşamada ses dinleme cihazları, köpekli arama ekipleri, termal kameralar kullanılır. Gönüllüler ve profesyonel arama kurtarma ekipleri aktif sahadadır. Burada hedef en fazla sayıda insanı sağ çıkarma üzerine kuruludur.

“Ara dönem ise 72 saat ile 7 gün arasını kapsıyor öyle değil mi?

Evet. Burada öncelik kayıpları bulmak, temel yaşam ihtiyaçlarını sağlamak. Bu noktada kişilerin hayatta kalma ihtimalleri azalsa da arama faaliyetleri devam eder. Aynı anda barınma, gıda, su, sağlık hizmetleri sağlanmaya başlanır. Enkazdan sağ çıkarılanların tıbbi tahliyesi ve psikolojik desteği önem kazanır. Sağ kalanların yaşam koşullarını güvence altına almak elzemdir.

Peki ya “geç dönem”?

Bu ise 7 gün ve sonrasını kapsıyor. Burada önceliğimiz kayıpları bulmak ve yaşamı yeniden kurmaktır. Enkazdan vücutların çıkarılması ve kimliklendirme çalışmaları yapılır. Psikolojik destek, travma yönetimi, kayıplarla yüzleşme süreci de “geç dönem” arasındadır. Bu noktada toplumun iyileşme ve yeniden yapılanma sürecini başlatmak gerekmektedir.

Halkla iletişimde nelere dikkat ediyorsunuz? Özellikle yakınlarını kaybedenlerle iletişim kurarken nasıl bir dil kullanıyorsunuz?

Arama kurtarma çalışanı olarak deprem sonrası halkla iletişim, en az teknik müdahale kadar hassas ve önemlidir. Özellikle yakınlarını kaybeden ya da enkaz altındakilerle ilgili bilgi bekleyen insanlarla iletişim kurarken kullanılan dil ve davranış tarzı büyük etki yaratır, bazen iyileşmeyi destekler, bazen ise travmayı derinleştirir. Sakin, saygılı ve empatik olmaya dikkat ederiz. Ses tonumuz yumuşak, beden dilimiz açık ve sakindir.

En önemli şey empati olsa gerek…

Empati kurarak, “Bu çok zor bir durum olduğunu biliyorum, elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” şeklinde bilgilendiririz. Spekülasyondan kaçınırız, net bilgi vermeye özen gösteririz. “Orada biri varmış” gibi söylentilerle halkı umutlandırmadan ya da panik yaratmadan, bilgi verirken net oluruz. “Şu anda ekipler o bölgede çalışıyor. Bize net bilgi verildiğinde ilk sizle paylaşılacak” deriz.

“STK’ların saha işleyişlerinde psikolojik ve lojistik anlamda desteklenmeleri gerekiyor”
Yerel yönetimlerle ve devlet kurumlarıyla iş birliğiniz nasıl? Bu iş birliği yeterli mi?

Yerel yönetimler ve devlet kurumlarıyla iş birliği, afet yönetiminde başarının anahtarıdır. İlçe belediyeleri ve devlet kurumlarıyla;  AFAD, askeriye, emniyet, itfaiye ve orman müdürlüğü ile koordineli olarak düzenli çalışmalar, eğitimler, seminerler, ortak tatbikatlar gerçekleştiriyoruz. Kurduğumuz bu iş birliği, afet anında etkin müdahale, güvenli çalışma ve ekiplerimizin hızlı koordinasyon açısından hayati öneme sahiptir. Bu iş birliği her zaman dört dörtlük veya yeterli olmamakta/olamamaktadır. STK’ların protokollerde ve saha işleyişlerinde psikolojik ve lojistik anlamda da desteklenmeleri gerekmektedir.

Toplumun afet anında arama kurtarma ekiplerine nasıl yardımcı olabileceğini düşünüyorsunuz?

Toplumun afet anında arama kurtarma ekiplerine sağlayabileceği doğru ve zamanında destek hem müdahale sürecinin verimliliğini artırır hem de daha fazla hayatın kurtarılmasına katkı sağlar. Ancak bu yardım plansız, bilinçsiz ya da kontrolsüz olduğunda, ekiplerin işini kolaylaştırmak yerine zorlaştırabilir. Panik yapmadan sakin kalmak, doğru ve net bilgi paylaşmak, çalışma alanına müdahale etmemek, afet öncesinde temel afet bilinci eğitimi almak, gönüllü ama koordineli destek sağlamak, yanlış bilgi ve görsel yaymamaya dikkat ve toplanma ve yardım noktalarına uygun hareket etmek çok önemlidir.

Afet bilinci konusunda özellikle çocuklar ve gençler için ne tür bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı?

Çocuklara ve gençlere efektif olarak, nitelik ve nicelik bakımından daha verimli olabilmek adına, tüm okullarda bu çalışmalar artırılmalı. Valiliğin zorunlu kıldığı yılda bir veya iki kez yapılan tatbikatların dışında, afet bilinci konusunda yıllık eğitim öğretim müfredatında yer alacak şekilde sosyal kulüpler statüsünde (resim, müzik, izcilik, oryantiring vb. kulüpler gibi) Afet Bilinci/Afet Yönetimi kulüpleri çalışmalarına imkân verilmeli.

Arama kurtarma alanında teknolojinin gelişimi dernek çalışmalarınızı nasıl etkiliyor?

Arama kurtarma alanında teknolojinin gelişimi, çalışmalarımızda olumlu ve çok yönlü olarak çarpıcı bir dönüşüm yaratmıştır. Eskiden sadece insan gücüne ve temel ekipmanlara dayalı yaptığımız müdahaleleri, artık teknolojik araçlar sayesinde (gelişmiş sensör ve cihazlar, drone teknolojisi, arama robotları, mobil ve web tabanlı sistemler, eğitim ve tatbikatlarda sanal gerçeklik [VR] kullanımı, uydu telefonları, mobil baz istasyonları, telsiz ağları vb.) daha hızlı, daha güvenli ve daha etkili şekilde yürütülebilmekteyiz.

Gönüllü olmak isteyen bir vatandaş size nasıl ulaşabilir ve sürece nasıl dâhil olabilir?

Afet gönüllüsü olmak isteyen her vatandaşımız, bize telefon numaralarımızdan, mobil uygulamalar üzerinden, sosyal medya hesabımızdan kolaylıkla ulaşabilirler. Bizimle iletişim kurmaları hâlinde kendileriyle bilgi paylaşımı ve gerekli yönlendirmeleri yapıyoruz. Alacakları bu geniş kapsamlı proaktif eğitimlerimiz sonrasında isterlerse ekibimizin bir üyesi de olabilirler. Bu tür eğitimlere katılarak kendileri için, yakınları için, toplumumuz ve tüm insanlık için faydalı bir çalışmaya imza atmış olacaklardır. Tüm vatandaşlarımızı tanışmaya ve bu yolda birlikte ilerlemeye davet ediyoruz.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...