}
20 March 2025

Gülsin Onay: “Sanat, toplumsal hayatın vazgeçilmez bir parçası”

Dünyaca ünlü piyanist ve Devlet Sanatçısı Gülsin Onay, kendi adını taşıyan uluslararası piyano festivali ve yarışmasına yönelik hazırlıklarını sürdürüyor. Onay ile festivali, piyano ile olan bağını, Türk Klasik Müziği’ni ve piyano ile yapay zekâ arasındaki ilişkiyi konuştuk.

2025 ADS Uluslararası "Gülsin Onay" Piyano Festivali ve Yarışması, 22-25 Mayıs tarihleri arasında İzmir Konak Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek. Festival öncesi hazırlıklarınız ne yönde ilerliyor?

Hazırlıklarımız bir süredir heyecan verici bir şekilde ilerliyor. İzmir Konak Atatürk Kültür Merkezi, bu yılki etkinliğimiz için harika bir mekân. Genç yeteneklerin sahne alacağı dört farklı kategoriyle müzik dünyasında yeni bir soluk getirmeyi hedefliyoruz.

Festival; 6-9, 10-13, 14-17 ve 18-22 yaş aralığındaki dört farklı kategoride yarışmalara ev sahipliği yapacak. Dereceye girecek olan gençleri neler bekliyor?

Dereceye giren genç piyanistleri hem maddi hem de manevi açıdan destekleyeceğiz. Ödüller, onların kariyer yolculuklarında bir adım daha ileri gitmelerine yardımcı olacak. Ayrıca bu tür yarışmaların sağladığı motivasyon, onları daha da cesaretlendirecek. Özellikle genç sanatçıların uluslararası alanda daha fazla yer edinmeleri için kendilerini sürekli geliştirmeleri gerekiyor. Bu noktada sürekli pratik yapmaları ve müziği bir ifade biçimi olarak görmeleri gerekli.

Festival kapsamında katılımcılar başka hangi deneyimleri yaşayacak?

Katılımcılar, ustalarla bire bir çalışma fırsatları, konserler ve atölye çalışmaları gibi çeşitli deneyimlerle dolu bir programla karşılaşacaklar. Bu, sadece yeteneklerini sergilemekle kalmayıp, aynı zamanda öğrenme ve gelişim fırsatları sunmak için de bir hayli önemli bana kalırsa.

Önümüzdeki yıl da İstanbul’da gerçekleşecek bu festivalin misyonunu ve vizyonunu nasıl tanımlarsınız?

Festivalin misyonu, genç yeteneklere fırsatlar sunmak ve müziğin evrensel dilini yaymak. Vizyonumuz ise İstanbul'da da bu geleneği sürdürerek, daha fazla piyanisti bir araya getirmek ve uluslararası platformda temsil etmektir.

Verdiğiniz konserler, yaptığınız çalışmalar ve düzenlediğiniz festivaller sayesinde ülkemizde “piyanist” denilince akla gelen ilk isimlerden biri olmayı başardınız. “Devlet Sanatçısı” ve “UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi” olmanız bunu somut olarak destekler nitelikte. Bugünlere nasıl geldiniz?

Piyanoya üç buçuk yaşında başladım ve bu, hayatımın en değerli yolculuklarından biri oldu. Tutkum ve müziğe olan saygım, beni bugüne getiren en önemli etkenler. Sanatın özünde olan derin duyguları ifade edebilmek, yaşamımın her alanında beni olgunlaştırdı. Sanat dünyasına bakışım, özellikle eğitim hayatım boyunca tanıdığım değerli öğretmenler ve sanatçılar sayesinde de iyi anlamda şekillendi. Onların katkıları, müziğe olan sevgimi ve derinliğimi artırdı.

“Piyano benim için sadece bir enstrüman değil”
Üç buçuk yaşından bu yana sanatla iç içe olduğunuzu söylediniz. Piyano ile ilişkisini nasıl tanımlarsınız? Piyano sizin için ne ifade ediyor?

Piyano; benim için sadece bir enstrüman değil, duygularımı ifade etmenin bir yolu. Her nota, bir hikâye anlatır ve bu hikâyeler, dinleyicilerle derin bir bağ kurmanın en kolay yolu.

Sosyolog Peter Cosse sizin için, “Duyarlı bir kesinliğe ve zekice bir parıltıya, en hassas şeyleri bile maharetli parmaklarına neredeyse gülümsercesine emanet etme yeteneğine sahip ve tutkulu bir sanatçı. Hayal gücü yüksek, mükemmel bir piyanist” dediğini okudum. Onun bu sözlerine dair düşünceleriniz nelerdir?

Alanında saygı duyulan bir isim olan Peter Cosse'in bu sözleri benim için çok değerli. Sanatçının hayal gücünün ve tutkusunun müziğe yansıması son derece önemlidir diyebilirim.

Sizce bir piyanistin en önemli özelliği nedir? Teknik mi, yoksa duygusal ifade gücü mü daha önemlidir?

Bir piyanistin en önemli özelliği, duygusal ifade gücüdür. Teknik elbette önemlidir ancak müziğin ruhunu yakalamak, dinleyiciye ulaşmak için duygular daha belirleyicidir.

Sanatın toplumsal hayatın bir parçası olarak rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sanat, toplumsal hayatın vazgeçilmez bir parçasıdır. Toplumları bir araya getirir, kültürel etkileşimleri artırır.

Tek başınıza bir konser verdiğinizde, tüm dünyadan gelen izleyicilere ulaşmanın verdiği sorumlulukla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Bireysel konser verdiğimde, tüm dünyadan gelen izleyicilere ulaşmanın sorumluluğunu taşımak büyük bir onur. Bu, beni daha da motive ediyor.

2024’te 11 ülkede 59 konser verdiniz. Sahne üzerinde hissettiğiniz duygular bugün itibarıyla nasıl bir noktaya evrildi?

Sahne üzerindeki duygularım, yıllar içinde daha derin ve anlamlı hale geldi. Konser vermek, sadece bir performans değil, aynı zamanda bir paylaşım anıdır.

Kariyerinizdeki en unutulmaz anlardan birini bizimle paylaşır mısınız?

Kariyerimdeki en unutulmaz anlardan biri, genç bir piyanistle birlikte sahne aldığım bir konserdi. O an, müziğin birleştirici gücünü bir kez daha hissetmeme neden oldu.

“Klasik Türk Müziği’nin gelişimi hızlanmıştır”
Biraz da Klasik Türk Müziği’ni konuşmak gerekirse… Bu alanda yaşanan gelişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye'de klasik müziğin gelişimi, son yıllarda olumlu bir ivme kazanıyor. Genç yeteneklerin desteklenmesi ve eğitim olanaklarının artması, bu gelişimi hızlandırıyor.

Son dönemdeki müzik eğitimi anlayışındaki değişimler hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Son dönemde müzik eğitimi anlayışındaki değişimler, daha yaratıcı ve bireysel bir öğrenme sürecini teşvik ediyor. Bu, genç piyanistlerin kendilerini ifade etmeleri için önemli.

Türkiye'de piyano, genellikle orta ve üst gelir seviyelerindeki ailelerin çocukları için daha yaygın bir hobi olarak görülüyor. Ancak bu, piyano çalmayı sadece zenginlerin ilgisiymiş gibi kısıtlamak anlamına gelmez öyle değil mi?

Piyano, her kesimden insanın ulaşabileceği bir sanat dalı. Eğitim olanakları artırıldıkça, daha fazla çocuğun müziğe yönelmesi mümkün.

Piyano ve yapay zekâ arasındaki ilişki, son yıllarda müzik dünyasında önemli bir tartışma konusu hâline geldi. Yapay zekâ, müzik prodüksiyonundan performansa kadar birçok alanda etkisini göstermeye başladı. Bir piyanist olarak yapay zekânın gelişimine dair düşünceniz nedir? Yapay zekânın, bir piyanistin yorum gücünü ve yaratıcı sürecini taklit edebilmesi mümkün mü?

Yapay zekâ, müziğin geleceğinde önemli bir rol oynayacak. Ancak bir piyanistin duygusal yorumunu ve yaratıcı sürecini tam anlamıyla taklit edebilmesi zor. Yapay zekâ, müziğin sosyal ve kültürel algılarını değiştirebilir ancak insan duygusunu yansıtmakta yetersiz kalacaktır.

Söyleşimizi sona erdirmeden önce şunu da sormak isterim. Müzikal kariyerinizde gelecekteki hayalleriniz veya projelerinize dair neler söylersiniz?

Şu sıralar en önemli gündemim “Gülsin Onay Piyano Festivali ve Yarışması”. Bunun dışında müzikal kariyerimde gelecekte, farklı projeler üzerinde çalışmayı ve genç yeteneklerle daha fazla iş birliği yapmayı planlıyorum.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...