}
19 March 2025

Gökçe Kaan Demirkıran: “Sinema hayatın bir aynasıdır”

İstanbul Uluslararası Spor Filmleri Festivali, 20-23 Mart tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek. Festival kurucusu ve direktörü Gökçe Kaan Demirkıran ile festivalin temel gayesini ve spor temalı yapımların sinemadaki yerini konuştuk.

İstanbul Uluslararası Spor Filmleri Festivali’nin kurucusu olarak, spor ve sinema arasındaki köprüyü kurma fikri nasıl doğdu? Festivalin arkasındaki ilham kaynağınız ne oldu?

En büyük ilham kaynağım aslında Türkiye’de kökleşmiş bir spor filmleri festivalinin olmayışıydı. Dünya üzerinde bu tanımda pek çok festival var. 21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamladık ve spora çok düşkün bir toplum olduğumuz kanısı hâkim. Buna rağmen bir spor kültürü yansıması olarak böyle bir festival yoktu. Uzun yıllardır belgesel çekiyorum bu vesileyle çok fazla festival deneyimim oldu. Gönlüme göre bir festival yapmak istedim. Bu şekilde yola çıktık diyebilirim.

Bu yıl festival ilk kez düzenlenecek olmasına rağmen, uluslararası bir boyut kazandırma amacı taşıyor. Hedeflediğiniz kitleye daha geniş bir şekilde ulaşabilmek için hangi stratejilerle ilerlemeyi planlıyorsunuz?

Uluslararası bir festival yapmak istedik, çünkü dünyada olup bitenleri daha senkronize takip etmek istiyorduk. Çok fazla bağımsız sinemacı var ve bunlar spor temalı filmler üretiyorlar. Ülkemize bu filmleri getirmek, izleyiciyle buluşturmak; Türkiye’deki yönetmenlerin, yapımcılarını ufkunun açılmasına bir nebze katkı sağlamak istedik.

Bunu neye istinaden söylüyorsunuz?

Gelen filmleri izledikçe benim kişisel deneyimim de bu yönde oluyor. Daha geniş kitlelere elbette ulaşmak istiyoruz. Bu biraz da maddi imkânlarla ilgili ancak ilk yıl olmasına rağmen iyi bir bilinirlik kazandığımızı düşünüyorum. Sürdürülebilir bir festival yapmak en büyük amacım.

“Spor ve sinema birbirini destekleyen iki alan olarak kıymetli bir yerde duruyor”
Festivaldeki yarışmalara katılan film ve projelerin seçimi için belirlediğiniz kriterler neler? Spor temalı yapımların sinemada nasıl daha güçlü bir yer edebileceği konusunda düşündüklerinizi paylaşabilir misiniz?

Sinema sanatının belli kuralları var. Bunlara önem gösterdik. Bunun yanı sıra o filmlerin toplumsal arka planı, hikâye, karakterler bunların hepsine dikkat ettik. Farklı farklı spor dalları olması da önemsediğimiz bir konuydu. Spor hayatın çok içinde bir olgu. Sinemanın da hayatın aynası olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle spor ve sinema birbirini destekleyen iki alan olarak kıymetli bir yerde duruyor. Sürekli bir devinim içinde olduğu için spor, sinemaya öykü anlamında çok katkı sağlar.

Spor temalı filmlerin, özellikle Türkiye’de yeterince ilgi görmediğini söyleyenler var. Sizce bu alanda bir eksiklik veya zorluklar var mı? Bu konuda İstanbul Uluslararası Spor Filmleri Festivali olarak nasıl bir fark yaratmayı hedefliyorsunuz?

Türkiye’de spor kültüründe derin boşluklar var. Eğer olmasaydı böyle bir festivale ihtiyaç duymazdık. Topun çizgiyi geçip geçmediği önemli ama her şey değil.

Bu konuda İstanbul Uluslararası Spor Filmleri Festivali olarak nasıl bir fark yaratmayı hedefliyorsunuz?

Biz bu görüşte olanlara biraz da ulaşmak istiyoruz. Spor ve sinema çok güzel insana dair hikâyeler barındırıyor. Öğretici, eleştirel ve duygusu yoğun deneyimler sunuyor. Bunun yanında biz, spora ve sinemaya dair entelektüel tartışmaların da olduğu bir festival tasarladık. Çok sayıda tanınmış konuşmacımız var. Üstelik farklı farklı alanlardan.

Kast ettiğiniz alanlar nelerdir?

Mesela teknik direktör, yönetmen, edebiyatçı, eski sporcu ve çok sayıda yapımcı bir araya gelip farklı temalarla ortak bir tartışmanın içinde yer alacak. Biletlerimiz satışta. Herkesin filmlere ulaşabilmesi için biletlerin fiyatlarını da uygun tuttuğumuzu düşünüyorum. Tüm sinemaseverleri ve sporseverleri salonlara bekliyoruz.

Festivalin ilerleyen yıllarda genişlemesini sağlamak için hangi yenilikçi adımlar atmayı planlıyorsunuz? Örneğin, festivalin dijitalleşmesi veya yerel film yapımcıları için sunduğunuz fırsatlar hakkında ne gibi gelişmeler bekliyoruz?

Öncelikle film yapan kişilerin festivali düşünerek film tasarladıkları bir etki yaratmak istiyoruz. Doğru salonlar seçtiğimizi düşünüyorum. Festivalimizin ana mekânı Atlas Sineması olacak. Birçok film yapan kişi filmini orda perdede göstermek ister. Önce bunu sağlamak sonra da festivali yıl içinde farklı yöntemlerle tekrarlamak istiyoruz.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...