}
14 April 2025

Gaye Donay: “Sanatın değerini doğru keşfetmeliyiz”

Maji Art Gallery’in sahibi Gaye Donay ile sanatçı ve izleyiciyi buluştururken nelere dikkat ettiklerini, ekip olarak üstlendikleri misyonu, geleceğe yönelik hedeflerini konuştuk; galeri, müzayede ve fuarların sanatın geleceğine bulunduğu etkiden bahsettik.

Maji Art Gallery'i kurmaya sizi motive eden faktörler nelerdi? Galerinizin kuruluşundan bu yana vizyonunuz nasıl bir evrim geçirdi?

Teşekkür ederim. Hakikaten çok kaliteli bir soru. Benim sanatı seçmemin en önemli sebeplerinden biri kendime güvenimdi. Çünkü ben kurumsallıktan gelen bir insanım ve reklam ajansı sahibiyim. Dolayısıyla o kurumsal kimliğimi sanata yansıtmak istedim. Ayrıca uzun yıllardan beri bir koleksiyon sahibiyim. Sanatın içine doğmuş bir insan olarak “Sanata nasıl bir faydam olabilir”in peşinde koştum. Bir sanat galerisi açmaya karar vererek 9 sene öncesinde böyle bir güzel hayat yolculuğuna başladım.

Galeri sahibi olarak hangi sanat türlerine ve sanatçılarına odaklanıyorsunuz? Maji Art Gallery’i diğer galerilerden ayıran en temel özellikler neler?

Açık söylemek gerekirse en temel özelliklerden biri etik değerlere önem vermek. Bu benim çok hassasiyet gösterdiğim, üzerine durduğum bir konu. Ben sanatın çağdaş, modern, klasik olmak üzere hemen hemen bütün sanatçılarına çok büyük saygı duyuyorum. Ve onların arasından da özgünlük konusunda kendini ispatlamış, sanata saygı ve sevgi duyan sanatçılarla çalışmaya özellikle özen gösteriyorum. Sanat sadece satmak değildir. Sanat hem sanat için hem de toplum için yapılmalıdır. Çünkü bizde bir algı vardır. Sanat ya sanat için yapılmalıdır ya da toplum için yapılmalıdır. Ben bu ikiliklere her zaman karşı olan biriyim.

Zaten ülkemizde bu tür ikilikler yüzünden bir noktada gelişemiyoruz. Oysa bir bütünlük içerisinde hem sanata hem birbirimize sahip çıkıp, el birliği içerisinde sanatı geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Harika bir vizyon aslında bu ve bu ayrımlardan ziyade bütünlükçü olarak sanata bakmak çok önemli.

Evet. Siyah ve beyaz şeklindeki ayrımlardan ülkemizin uzak durmasında bence fayda var. Çünkü her anlamda insanımızın gücüyle, beyniyle, ruhuyla, kalbiyle; coğrafyamızla, toprağımızla, bereketimizle o kadar birleşip gelişecek noktadayız ki niçin bu fırsatları görmezden gelelim? Çok büyük bir güce sahibiz ama ilk önce bunu bizim bilmemiz gerekiyor.

“Sanatın ticari bir zihniyetle yapılmasından yana değilim”
Peki, İstanbul'daki sanat piyasasının mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz, o alanı bilen biri olarak düşünceleriniz neler?

Şöyle ifade edeyim, çok çeşitleme var. Fazla çeşitlemenin olduğu yerde istikrar biraz düşüyor doğal olarak. Tabii ki herkesin algısına, yoluna saygım var. Ama ben kendime ait bir çizgi doğrultusunda kurumsallık, etik değerler, özgün sanatçılar, kalite, doğru ağırlama, sanatı ve sanatçıyı doğru tanıtma adına ilerliyorum. Kendi çizgimi bu formül üzerine kurdum. Diğer galerilerin de bu konuda daha hassas davranacağını umuyorum.

Sanat sadece sanat galerileriyle gelişmiyor. Biliyorsunuz fuarlar var. Fuarların dışında açık arttırma müzayedeleri var. Bunlar da bir bütünlük içerisinde, ticari kaygıdan ziyade kaliteyi esas alarak faaliyette olmalı diye düşünüyorum. Ben sanatın ticari bir zihniyetle, ruhla yapılmasından yana değilim; her ne kadar iş kadını olsam da kurumsal bir kimliğim olsa da…

Sanatın bu konuda korunmaya, kollanmaya ve nazik davranılmasına çok ihtiyacı var. Maji Art Gallery ekibi olarak bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Çok iyi bir ekibim var. Ekip gücüne ve ekip birliğine çok inanıyorum. Ve sanat konusunda da düşünüyorum ve biliyorum ki hassasiyetle, kaliteyle devam edeceğiz.

“Sanat; bizi birleştirecek, iyileştirecek bir yol”
Bu vizyon doğrultusunda bir galeri sahibi olarak karşılaştığınız en büyük zorluklar ve elde ettiğiniz en büyük başarılar nedir?

Tabii kadın olmanın zorluklarını yaşıyorum öncelikle. Çünkü sanat ortamında çok az kadın var. Benim gibi kurumsallığa hâkim olup da etik değerlere önem veren az kadın var. Diğerleri de daha ticari yollarla sanat alanına dâhil oluyorlar. Tabii ki herkesin bir yolu var bu konuda. Hepimiz buna saygı duymak durumundayız. Ama benim algım böyle değil. Her zaman ısrarla üzerinde durarak söylüyorum; sanatın değerlerini doğru keşfetmemiz gerekiyor. Çünkü sanat bize çok şey katacak bir yol; bizi birleştirecek, bizi iyileştirecek bir yol. Bu yolu ne kadar sahiplenirsek bütünlüğü bir o kadar daha sağlayacağız diye düşünüyorum.

Özellikle genç sanatçılara veya sanat koleksiyonerlerine ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Tabii çok genç sanatçımız var. Hatta bazılarına biz sarıldık, öyle söyleyeyim. Sahiplendik kelimesini çok sevmiyorum. Sarıldık ve genç sanatçılarımızın gelişimi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Fakat bu değerli sanatçı kardeşlerimize mutlaka doğru yönlendirmeler yapmalıyız. Çünkü dünyada bir tuzak var: Özgünlükten sapmak, kopyacılık ve aşırı taklit. Oysa özgün olabilmeyi prensip edinmeli genç sanatçılarımız.

Tabii çağın da getirdiği bir şey bu maalesef. Her şeyi kolay elde etme mefhumundan kaynaklanıyor. Gençlerimiz biraz bu mefhuma özenti duyuyor. Her şeyi çok çabuk elde etmek istiyorlar. Oysa sanat emek ve bir yolculuk işi. Ve bu yolculuk uzun bir yolculuk. Ben çok arzu ederim, genç sanatçılarımızın bu özgünlük yolunda ilerlemesini.

“Sanatçıya sahip çıkmamız çok önemli”
Maji Art Gallery'nin geleceği için ne gibi hedefleriniz var?

Biz Maji Art Gallery olarak çok hızlı bir çalışma içerisindeyiz. Bodrum'da da İstanbul'da da galerilerimiz var. Çok kısa süre içerisinde çok fazla sergi yaptık. Bu, tecrübeyi daha fazla arttırmak, ortamı daha iyi tanımak adınaydı ama büyük bir fedakârlık gerektiriyordu.

Karma sergilere de önem veriyorum ama çoklu karmalar değil. Hobi için bu işi yapan, yine saygı duyduğumuz insanlar var ama sanat konusunda biraz daha dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hobicilik bir sanat değildir, adı üstünde. Başka bir boyuttur. Hobinin sanata entegre edilmesinden yana değilim. Bu nedenle de özellikle fuarların, müzayedelerin daha dikkatli, daha kaliteli, daha vicdanlı davranmasını arzu ediyorum, açık söylemek gerekirse.

Sanatın üretimi ile alımlanması arasında önemli bir aracılık yapıyorsunuz. Sizce sanat dünyamızı iyileştirmek için neler yapabiliriz?

Tabii Türkiye'de sanat ortamında daha evrensel boyutlara ulaşmamız gerekiyor. Bu kadar bereketli olan, özel bir coğrafyanın içinde bulunan kıymetli sanatçıların dünya tarafından fark edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dünya sanatçısı olacak çok sanatçımız var. Fakat bununla ilgili bazı politikalar gerekiyor. Gerek devlet politikalarıyla gerekse büyük kurumların politikalarıyla sanatçılarımıza sahip çıkılmalı. İlla genç, orta yaş veya usta sanatçı ayrımına girmemize de gerek yok. Sanatçıya sahip çıkmamız çok önemli. Sanat politikalarımızı geliştirmemiz gerekiyor. Sanatın bize çok fazla değer katacağına inanıyorum.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...