Tarihin izinde Rus mimarisi: Apartmanlar
Her dönemin bir ruhu vardır ve bu ruh kendini hayatın her alanında gösterir. Hayatın iç ve dış veçhesini ise bize genellikle mimari sunar. Gelin, Rusya’nın Çarlık ve Sovyet dönemlerindeki mimarisini birlikte inceleyelim.
Rus romanları ile zihnimizde canlanan, âdeta sokakların soğukluğunu ve karanlığını iç mekânda hissettiren basık, küf kokulu, yoksulluğun ve çürümüşlüğün resmi Çarlık evlerinden; gri ve soğuk, paylaşımlı hayatı merkeze alan ideolojinin somut mekânları olan Sovyet apartmanlarına kadar… Rus mimarisi bütün somut varlığı ile ülkenin tarihine de ışık yakar. 2017 yılında bir Doğu Ekspresi rüzgârı ile ziyaret ettiğim Kars ve çevre şehirleri Rusların ardında bıraktığı, kırmızı tuğlalarla örülü yapılarla hayran bırakmıştı beni kendine. Sisli bir yolun ardında, alev gibi parlayan kırmızı yapılar... Bir ülkenin konut mimarisi zaman içinde nasıl değişmiş, gelin birlikte inceleyelim.
İmparatorluk dönemi: Ahşap zarafet ve taş ihtişam
İmparatorluk dönemi yapıları bütün ihtişamı ve zarafeti ile Moskova ve St. Petersburg’un merkezî bölgelerinde adımlarınızı atarken sizi zaman yolculuğuna çıkartan varlığıyla kendini gösteriyor. 19. yüzyılda şehirlerin gelişmesi ile çok katlı apartmanlar artmış ve yapı malzemesi kullanımında çeşitlilik gözlemlenir. Özellikle I. Petro ile taş mimari önem kazanmıştı. Batılılaşma isteği ile mimaride neoklasizm, barok, art nouveau tarzları kendini göstermişti. Köyden kente göçler kiralık apartman düşüncesini yaygınlaştırdı. Bunun sonucu olarak varlıklı insanları çekmek için apartmanların dış cephesinde gösterişli işlemeler, pastoral motifler kullanıldı. Aristokratlar arasında düzenlenen balolar için geniş ferah salonlar ve salonlarla uyumlu kapılar tercih edildi. Çift sıra sütunlu portikolar, geniş merdivenli giriş holleri, kubbeli salonlar ve zengin fresk-dekorasyonlarıyla Avrupa barok ve neoklasik anlayışını yerel malzeme ve işçilikle harmanladı. Aristokrasinin zenginliği ile birlikte şehirlere göçen köylüler ve sanayi işçileri için komünal apartmanlar ya da barınma evi tarzı yapılar inşa edilmişti. Bu anlamda en çok bağış ve yatırımı yapan ailelerden biri olarak Morozov ailesinin barınma evleri gösterilebilir. Bu yapıların birçoğunda uygu yaşam koşulları yoktu. Rutubet, eksik kanalizasyon alt yapısı, akan su problemleri gibi birçok problem vardı. Rus romanlarına konu olan yaşam da bu sistemin betimlemesidir.
Şehirlerin bu şatafatına karşı kırsaldaki yapılaşma ahşap olarak devam etti. Köylerde “izbalar” (изба) merkezde bir ocağın olduğu, hayvanların yaşadığı kısmı ayıran bir bölme ile tek odalı bir yapıydı. Evin merkezine konulan ocak sistemi Rusya’nın dondurucu kışlarında hane halkını ve hayvanları korumak konusunda işlevsel öneme sahipti. Zengin orman kaynakları sayesinde çam, meşe, ladin, ceviz gibi ağaçlar tercih edliyordu. İnşaat tekniği genellikle "srub" olarak adlandırılan kütük örme yöntemiydi ve sıklıkla çivi kullanılmadan yapılırdı. İklim ve çevre koşullarına göre izbaları nemden korunmak amacıyla yerden yükselten eklentiler eklenirdi. Kil ve saman yalıtım için kullanılırken, çatılara ahşap işlemeli “şıngıl”lar kullanılırdı.Bu süslemeler, yöreye özgü folklorik motiflerin sembolik yorumlarını taşırdı
Rus yazlıkları: Daça
“Daça” evleri Çarlık döneminde ortaya çıkmış mevsimlik kırsal yapıları oluşturmaktadır. Başlangıçta Çar tarafından üst sınıflara hediye edilen yapılar 19. yüzyılın sonlarına doğru orta sınıfı da cezbetmeye başladı. Daçalar şehir hayatının kalabalık ve yorucu atmosferinden kaçmak isteyen aristokratlar için bir nefes alma ve eğlence merkeziydi. Başlangıçta aristokratlara hitap eden bu yapılara zamanla orta sınıfın erişebilmesi Rusya’nın sosyo-ekonomik değişimini yansıtan önemli yapılardı. Nikolay Karamzin yazılarında Moskova’nın tamamen boşaldığına ve insanların daçalara akın ettiğini yazılarında değinir. Ekim Devrimi ile asillerin elinden alınan bu yapılar alt tabaka arasında da yayılmaya başladı. Bunların bir kısmı işçi ailelere verildi. Daha iyi durumda olanları ise toplumun entelektüel zihnini temsil eden kişilere verildi. Sovyet liderlerinin de daçaları olurdu. Josef Stalin’in tatillerini Abazya/Gagra’da geçirmeyi sevdiği bilinir örneğin…
Sovyet dönemi konutlaşması (1917-1991)
"Tipik Rus apartmanları" ifadesi sıklıkla Sovyet döneminde inşa edilen standart konutları işaret etmektedir. İç savaş sonrası yaşanan konut sıkıntısı, konutlaşmayı temel bir sosyal hedef hâline getirmiştir. Bu sebeple hızlı bir şekilde üretilen konutlarda standartlaşma, işlev ve seri üretim gözlemlenmiştir. Sovyet dönemindeki yapılarda kronolojik olarak yeni rejimin gücü ile alakalı bize ipuçları sunmaktadır.
Kommunalka: 1917 Devrimi’nin ardından sosyalist idealler, konut politikasını da derinden etkiledi. Eski soylu malikâneleri ve büyük apartman daireleri “kommunalka” adı altında kamulaştırıldı; her daire, farklı ailelerden bireylerin paylaştığı birkaç oda ve ortak mutfak-banyo düzeniyle yeniden organize edildi. Böylece bireysel mahremiyet kavramı ikincil plana itilirken, kamusal yaşam ve dayanışma öne çıkarıldı.
Stalinka: 1930'lardan 1950'lere kadar inşa edilen "Stalinka" apartmanları, dönemin görkemli ve anıtsal mimarisini yansıtmaktadır. Bu apartmanlar kalın tuğla duvarlar, yüksek tavanlar, neoklasik kabartmalar ile Stalin döneminin göze çarpan yapıları. “Stalinka”lar genellikle hükûmet görevlilerinin, üst düzey askerlerin ve aydınların yaşadıkları yerler olarak sosyal uçurumun Sovyet döneminde de devam ettiğinin göstergesi. Başlangıçta komünal yaşama alanları olarak da dizayn edilen bu yapılar zamanla halk arasında “ayrıcalıklı” yapılar olarak kabul edildi. Yapılardaki neoklasik dokunuşlar tarihî ve kültürel devamlılığa verilen önemin göstergesidir. Stalinkalar dönemin atmosferine uygun olarak askerî bir dış tasarım ile yapılmıştı. Anıtsal duvarlar ve alçı kaplamalarla düzenlenmişti. Diğer Sovyet yapılarının aksine geniş bir giriş holü,yüksek tavanlar, geniş yüksek pencereleri vardı.
Khrushchyovka: Nikita Kruşçev döneminde, 1950'lerin sonlarından 1970'lerin ortalarına kadar inşa edilen "Khrushchyovka" apartmanları, hâlâ çözülememiş konut krizini çözmek amacıyla düşük maliyetli, hızlıca inşa edilebilen, işlevsel ve seri üretim prensiplerine göre tasarlanmıştır. Sovyet mimarisini hayal ettiğimizde gözümüzde canlanan tam olarak bu binalardır. Alçak tavanlı, küçük metrekareli, ortak banyo ve mutfak alanları olan yapılardır. Bu yapılar genelde bütçeden tasarruf etmek amacıyla asansörsüz inşa edilmiş 3-5 katlı binalardır. Küçük boyutları, kötü ses ve ısı yalıtımı ve kısa öngörülen ömürleri (başlangıçta yaklaşık 25 yıl) nedeniyle eleştirilmiştir. Khrushchyovka, Sovyet konut politikasında niceliği önceliğe alarak acil konut krizine çözüm bulma çabasının bir göstergesidir. Standartlaştırılmış tasarımı ve prefabrik beton panellerin kullanımı, Sovyet planlı ekonomisinin ve endüstriyel verimlilik vurgusunun temel bir yönünü temsil etmektedir. Birçok olumsuz yönüne rağmen Khrushchyovkalar milyonlarca Sovyet vatandaşını konut sahibi yapmıştır. Günümüzde hâlâ kullanılan bu yapılar, kısa öngörülen ömrü ve yapı malzemesindeki zayıflık yüzünden önemli bir sorun oluşturmaktadır.
Breznevka: "Breznevka" apartmanları, 1960 ve 80 döneminde bir önceki yapı olan Khrushchyovka apartmanlarını geliştirmek, iyileştirmek amacıyla inşa edilmiştir. Daha yüksek tavanlar, daha geniş mutfak, asansör bazılarında çöp bacaları gibi özellikler sunar. Bu apartmanlar 9-16 katlı yüksek apartmanlardır. Ortak alanlar yerine daha çeşitli izole odalarla düzenlenmiştir. Khrushchyovka yapılarına gelen eleştirilere bir yanıt olarak gelişen Sovyet ekonomisinin göstergesi olarak kabul edilebilir. Dış cephedeki renklilik kentleşmedeki estetik kaygılara yönelik değişimi yansıtmaktadır. Yapılmak istenen yeniliklere rağmen Breznevka döneminde de şikâyet ve eleştiriler sürdü. Genişletilmiş yaşam alanı ve yüksek tavanlara rağmen yalıtım ve malzeme konusundaki eksiklik sorun olarak kalmaya devam etti.
Modern Rus konutlaşması
Rusya’da eski Sovyet apartmanları hâlâ konut stokunun önemli bir kısmını karşılamaktadır. Binaların çoğu; yalıtımın iyileştirilmesi, altyapının güncellenmesi ve iç mekân düzenlemelerinde değişiklikler yapılması gibi yenileme ve modernizasyon süreçlerinden geçmiştir. Moskova gibi bazı şehirlerde ise eskiyen "Khrushchyovka"ların yıkılarak yerine yeni binaların yapıldığı yeniden geliştirme programları bulunmaktadır ve sakinler bu yeni konutlara taşınmaktadır. Yeni binalar 20-30 katlı, tasarım ve olanaklar açısından artan bir çeşitliliği göstermektedir. Halkın sosyo-kültürel alışkanlıklarında Sovyet esintisi hâlâ devam ederken yerleşim yerleri büyük komün ve banliyö özelliklerini taşımaktadır. Her bölgenin kendi okul, hastane, market ve sosyal alanları kendi içinde düzenlenmektedir. Post-Sovyet dönem, piyasa ekonomisine geçişin ve daha geniş bir tüketici tercihleri yelpazesinin sonucu olarak apartman tarzlarında çeşitlenmeye tanık olmuştur. Yüksek katlı apartman binalarının banliyölerde inşa edilmesi, artan şehir nüfusunun taleplerini karşılamaya yönelik devam eden bir eğilimi göstermektedir.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.