13 May 2024

Öncelikler içinde

Öncelikler... Bugün kulağa pek yabancı gelmese de, üzerinde düşünmeye başladığımızda aslında bir mantık hatası yaptığımızın farkına varıyoruz. En önde gelenler ya da ilk sırada gelenler… Çoklu öncelikler içinde yaşamak mümkün mü?

“Öncelik” kelimesi Oxford Sözlüğü’ne göre, İngilizceye ilk kez 1300’lerde girmiş; "priority". İlk sırada gelen, sıralamada önde olan anlamlarına geliyor. Sözlüğe göre kelimenin anlamı zamanla “başkalarından önce gelme veya diğerlerinden önce bir şey alma hakkı”na dönüşüyor. Bu “öncelik” anlayışına ilk örneği de 19 Ağustos 1802 tarihli Times gazetesinden bir alıntıyı veriyor; Kendimizi doğrudan ilgilendiren daha doğrudan ve spesifik konulara öncelik vermeliyiz. Ve kelime 500 yıllık zaman dilimi içinde tekil olarak kullanılıyor, yani çoğul formu yok, ta ki 1900’lerin başına kadar. Yirminci yüzyılın başlangıcında, modernleşmeyle birlikte, öncelik kelimesi çoğul form kazanıyor ve “öncelikler” şeklinde bir kullanım dile yerleşiyor. Elbette bu kullanımla birlikte anlamında da bir değişim oluyor ve “önemde birinci gelme, acil dikkat isteyen bir olgu ya da koşula işaret etme, bir başkasından veya diğerlerinden daha önemli görülen bir şey”i ifade ediyor.  

Bugün pek yabancı gelmese de, üzerinde düşünmeye başladığımızda aslında bir mantık hatası yaptığımızın farkına varıyoruz. En önde gelenler ya da ilk sırada gelenler… Mümkün mü? 1. öncelik, 2. öncelik, 3. öncelik… Pratik bir öneri olabilir ancak başka soruları da beraberinde getiriyor. Neye göre sıralayacağız? 

İşte günümüzün çok fonksiyonlu, "süper" insanlarının en temel problemlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor bu durum. Diğer bir ifadeyle, insan, hız ve performans dünyasında, önceliklerini sıralamakta zorlanıyor. Günlük hayatımızı kompartmanlara ayırmak ilk etapta bir çözüm gibi dursa da, kritik karar aşamalarında maalesef öncelikler, “beni seç, beni seç” diye birbiriyle yarışan minik şirinler gibi yerlerinde zıplıyor, birbirlerini itekliyor, bağırış ve bir kakafoni ortaya çıkıyor. Buna bir de önceliklerimiz ile bağdaştırdığımız insanları da eklediğimizde, sarmal daha da büyüyor. Aile, çocuk, eş, iş… hepsinde bir aciliyet ve hepsinde bir en önemli olma durumu. Şerif Mardin, özellikle Türk sağı için yapmıştı bu yorumu. Ancak günümüzde her kesimden insanın temel problemi gibi duruyor.

İnsanın önceliği nedir?

Neoliberalizmin bir performans ve girişim nesnesine dönüştürdüğü insan, eskiden “şunu yapmalısın, bunu etmelisin” diyen patron-çalışan; ebeveyn-çocuk; toplum-birey gibi ilişki biçimlerinden; “şunu yapabilirim, bunu edebilirim” diyen bir biçime evrildi. Almanya’da yaşayan Güney Kore asıllı felsefeci Byung-Chul Han, bu durumu, “sömürülenin sömürdüğü” bir model olarak özetliyor. Neoliberal dünyada artık insan, kendi başarı ölçeğini kendisi belirliyor ancak bunu yaparken de kendisini sömürecek derecede baskılıyor. Hatta onun kendi ifadeleriyle bu durum “sömürü açısından kırbaçlardan ve emirlerden daha verimlidir”. Netice ise, kaygı, endişe ve önüne geçilemeyen bir yetersizlik hissi… Peki insanın önceliği nedir? İnsanoğlu önceliğini nasıl belirleyecek? Greg Mckeowm, “Less but better” olarak özetlediği bir önerme ile, bu soruya birden fazla cevap arıyor ve nispeten işe yarayabilecek somut adımlar da sunuyor.

Özcü'nün yolu [...] sadece varış noktası değil, yolculuktan zevk aldığımız yoldur"  Greg Mckeowm

Essentialism kitabı modern insanın temelde nasıl özcü olabileceğine dair pratik adımlar sunuyor. Hatta, günlük yaşamda karşımıza çıkan pek çok önemsiz olguyu, yaşamsal değeri olanlarından ayırabilecek yeni bir düşünme biçimi, bir bakış açısı kazandırıyor. Farkındalık ile başlayıp, ayıklama ve uygulama evreleriyle devam eden süreçte, temel bilgiler ve beceriler kazandırıyor. Böylece daha kreatif, daha odaklanmış, daha huzurlu ve daha dinç bir zihin ile yürümeye başlıyorsunuz. Biz denedik, oldu. 

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...