
Doğduğu toprakları tuvaline yansıtan ressam: Osman Hamdi Bey
Osman Hamdi Bey Paris’te eğitim alıp Batılı ressamlarla çalışsa da eserlerindeki detaylar incelendiğinde geleneksel sanatların Doğu ve Batı tasavvurları, kimi zaman gerçekçi kimi zaman da izlenimci yorumları hemen göze çarpar. Doğduğu toprakları tuvaline yansıtan ressamdır…
Sanat kavramı şüphesiz hiçbir milletin tekelinde değildir. Ancak milletler bir sanata kendi öz benlikleriyle ilgili damgalarını vurdukları oranda onun özgün olduğunu başka milletlere kabul ettirebilir ve bunu savunabilirler. Geleneksel Türk sanatları denildiğinde bu sanatlara giren birçok çalışma alanı olmakla beraber, teknikler tamamen farklı olsa da ortak motifler mevcuttur. Bu ortak motifler, Türk toplumunun zaman içinde bir kültür oluşturmasına, Türk süsleme sanatlarında bir üslubun gelişmesine yol açar.
Geleneksel sanatların hat, tezhip, çini, minyatür, halı-kilim vb. alanlarında eserler üreten sanatçılar bir yandan geçmişin izlerini taşıyan formları kendi üsluplarıyla yeniden icra ederken diğer yandan yaşadıkları zamanın da etkisiyle özgün tasarımlar ortaya çıkarmaya uğraş verirler. Osman Hamdi Bey, Türk resim sanatının önemli temsilcilerinden biridir ve eserleri geleneksel Türk sanatlarına ait özellikleri yansıtması bakımından büyük bir önem taşır.
Çok yönlü bir kişiliğe sahip olan Osman Hamdi Bey’in üzerinde dikkatle durulması gereken en önemli yönü ressamlığıdır. Babası tarafından Paris’e hukuk öğrenimine gönderilmiş olmasına rağmen güzel sanatlara olan ilgi ve sevgisi, hukuku geri plana atarak sanat yolunu seçmesi, belki de hayatı boyunca mutluluğu nerede arayacağının bir işaretiydi. Hamdi Bey’in çalışma hayatında müzeciliğe dört elle sarılmasını, arkeolojik kazılara şevkle koşturmasını ve Sanayi-i Nefise mektebini kurmasını sağlayan güzel sanatlar sevgisinin itici gücüydü. Bu sevgi ve itici güç Ressam Osman Hamdi’yi Türk toplumuna hediye etmiş oldu.
Osman Hamdi, tablolarında Doğu’da yetişmiş biri olarak -Batılı ressamlardan farklı bir yaklaşımla- kendi toplumunu yansıtır. Sanatçı; çalışmalarındaki modellerin büyük bir kısmında kendisi, ailesi ve çevresindeki kişilerin fotoğraflarını kullanır. Bu yüzden Türk resim sanatındaki ilk portre ressamı olarak da anılır.
İlhamını geleneksel Türk sanatlarından aldı
Osman Hamdi Bey, resimlerinde dekorasyon unsuru olarak genellikle tarihî yapıları, Osmanlı mimari eserleri ve bu eserlerdeki bezemeleri ve detayları büyük bir titizlikle kullanır. Bu mimari eserlerin iç ve dış görünümlerinin yanı sıra aksesuar olarak tarihî eşyalara da yer verir; camii ve türbelerin içerisinde bulunan rahleleri, kitapları, şamdanları, mumları, kandilleri, halıları ve hat levhaları ayrıntılı bir şekilde tuvallerine işler. Osman Hamdi Bey bazı resimlerinde daha fazla halı kullanır ve bu halıların üzerindeki desenleri, motifleri ve renkleri gerçeğe uygun bir şekilde tasvir eder. Bunun yanı sıra halıları kullanım amaçlarına uygun olarak bir kompozisyon içerisinde yansıtır. Örneğin bir halı seccadeyi, namaz kılan bir figürle tasvir eder.
Osman Hamdi Bey, Paris'te eğitim almış ve Batılı ressamlarla çalışmıştır. Ancak eserlerinde geleneksel Türk sanatlarından izler taşıması, onun Türk kültürüne olan bağlılığını gösterir. Osman Hamdi Bey'in eserlerinde sıklıkla kullanılan motifler arasında halılar, çiniler, hat sanatı örnekleri, oymalı ahşap kapılar ve sivri kemerler yer alır. Ayrıca, eserlerinde mimari mekân kullanımı ve mekân süslemeleri açısından Osmanlı mimari eserlerini ve bu eserlerdeki motifleri süsleme unsurlarını büyük bir titizlikle işlemesi, geleneksel Türk sanatlarından izleri bilinçli bir ustalıkla taşıdığını gösterir. Örneğin Osman Hamdi Bey'in “Halı Satıcısı” adlı tablosunda, Doğu Anadolu Bölgesi'ne ait olduğu tahmin edilen büyük hayvan motifli bir halı tasviri yer alır. Stilize hayvan motiflerinin yanı sıra yaprak, çiçek, gül gibi motifler kenar kısımlara yerleştirilir. Bu halının hemen hemen aynı kompozisyonunda iki adet halı, Ankara Vakıf Eserleri Müzesi’nde yer alır. Duvarda asılı olan halının 19. yüzyıla ait bir Anadolu Yörük halısı, satıcının elinde tuttuğu halının ise 19. yüzyıla ait bir Kafkas halısı olduğu söylenebilir. Bu, Osman Hamdi Bey'in eserlerinde geleneksel Türk sanatlarından izler taşımasının somut bir örneğidir.
Osman Hamdi Bey ve kadın figürü
Osman Hamdi Bey'in eserlerinde ayrıca kadın figürleri de sıklıkla yer alır. Ancak diğer Batılı oryantalistlerin aksine cinselliğe vurgu yapılmaz. Kadınların, dönemin giyiniş tarzlarına uygun olarak kapalı giyindikleri göze çarpmaktadır. Bu eserin en önemli özelliklerinden biri de Hamdi Bey’in Osmanlı kültürüne ait süsleme eşyalarına yaklaşımıdır. “İki Müzisyen Kız” isimli eser, Osman Hamdi Bey’in en önemli eserlerinden biri olup Bursa Yeşil Camii'deki namazgâh bölümü tabloda yer alan mekândır. Bu bölümün giriş kısmında geleneksel çalgılarımızdan def ve tambur çalan iki genç kız bulunur. Def çalan kız otururken tambur çalan kız ayakta durur. Ayakta duran kız, saçlarına mavi bir yemeni bağlamıştır; üzerinde ise krem rengi zemine altın sarısı desenler olan bir elbise ve aynı kumaştan bir şalvar vardır. Oturan kız altın sarısı renginde bir yemeni bağlamıştır, üzerinde ise mavi üzerine altın sarısı renginde şeritler olan bir üç etek vardır. Söz konusu tablo, caminin namazgâh bölümünde iki farklı geleneksel Türk müzik aletinin sazını çalan genç, iki farklı pozisyondaki kızla yetenekli Osmanlı kadınını temsil ediyor. Osman Hamdi Bey'in yapıtlarının genel bir üslubu olarak Batılılaşma döneminde çeşitli yeteneklere ve güçlü kişisel kimliklere sahip kadın figürleri önemli rol oynamıştır. Bu yüzden bu resim dâhil yapıtlarında enstrüman çalan, kitap okuyan kadınlara rastlıyoruz. Batılı oryantalistlerin aksine cinselliğe vurgu yapılmadığı için bu çalışmada kadınlar, dönemin tarzına uygun olarak giydikleri kıyafetlerle dikkat çeker. Bu eserin en önemli özelliklerinden biri de Hamdi Bey’in Osmanlı kültürüne ait süsleme eşyalarına yaklaşımıdır. Halı, oyma ahşap işçiliği, çini, taş oymacılığı ve def gibi unsurlar eserlerinde sık rastlanır. Üstelik hocası Jean-Léon Gérome'dan etkilenen Osman Hamdi Bey; dönemin geleneksel temalarını resimlerinde konu olarak tasvir etmeyi tercih eden, hatta bazı eserlerinde belge niteliği taşıyan detaylara yer veren bir sanatçıdır.
Türk zevki meselesi
Osman Hamdi Bey'in eserlerinde geleneksel Türk sanatlarından izler taşımasının nedenleri arasında Osmanlı Dönemi'nde resim sanatına olan ilginin artması ve sanatçıların eğitimi için gerekli imkânların verilmesi yer alır. Osmanlı Dönemi'nde mimari sanatının gelişmesinde Türk zevkinin etkisi büyük olmuştur. Bu dönemde Türk süsleme sanatı, Türk minyatürleri, hat sanatı, damga örnekleri, kilim ve halı sanatı gibi geleneksel Türk sanatları da önemli bir yer tutar.
Osman Hamdi Bey'in eserleri, geleneksel Türk sanatlarından izler taşımasıyla sanatçının Türk kültürüne olan bağlılığını göstermektedir. Her ne kadar Paris’te eğitim alıp Batılı ressamlarla çalışsa da eserlerindeki detayları incelediğimizde geleneksel sanatların Doğu ve Batı tasavvurlarının, kimi zaman gerçekçi kimi zaman izlenimci yorumları görülür. Osman Hamdi Bey'in eserleri, Türk resim sanatının tarihsel sürecindeki gelişimine ve geleneksel Türk sanatlarına olan bağlılığın önemine dair bir örnek teşkil ediyor.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.