
Çok yönlü sanatçı: Tove Jansson
Edebiyat ve görsel sanatlar dünyasında iz bırakan Finli ressam ve yazar Tove Jansson, ölümünün 24. yılında kendi örneklerinden oluşan “Mumilerin Yaratıcısı ve Sanatçı” adlı sergiyle İstanbul’da anılıyor. İskandinav coğrafyasından çıkmış bu donanımlı şahsiyete yakından bakmaya ne dersiniz?
Tove Jansson… Nüfuslarına oranla çok sayıda sanatçı yetiştirmeyi başaran İskandinavların Henrik Ibsen, August Strindberg, Knut Hamsun, Selma Lagerlöf ve Halldór Laxness ile birlikte dünya sahnesine armağan ettiği yeteneklerden sadece birisi. Hikâyelerinde yalnızlık, ait olma arzusu, değişim korkusu ve doğa ile insan arasındaki ilişkiyi inceleyen Jansson, edebiyat dünyası için zamansız eserler üretebilme maharetini göstermiştir. Elbette bunda 1930'ların başında Stockholm ve Paris'te aldığı sanat eğitiminin katkısı yadsınamaz.
1945 yılında dünya turundan döndükten sonra kaleme aldığı "Mumiler ve Büyük Sel Baskını" adlı kitap ise kendisi için kırılma noktası oldu. İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından yayımlanan bu kitap aslında bir nevi kaosun ve belirsizliğin metaforu olarak da özetlenebilir. Avrupa’daki parçalanmış aileler ve yeni bir yaşam kurma mücadelesiyle paralellik taşıyan bu kitap; masalsı, derin, eğlenceli ve hüzünlü bir başlangıç hikâyesi olmasıyla dikkat çekmiş, popülaritesini kitle iletişim araçları sayesinde günümüze kadar taşımıştır.
Sanatçının eserlerinden oluşan “Mumilerin Yaratıcısı ve Sanatçı” adlı sergi de Aynalı Geçit’te ziyaretçilerin hayal gücünü çalıştırmaya, alışılagelmiş kalıpların dışına çıkmaya ve olasılıkları değerlendirip "Ya şöyle olsaydı?" diyebilme becerisi göstermeye olanak sunuyor. Görsel ve edebî yönden özgün bir tarzı olan sanatçının samimi ama derin anlatımı, zaman üstü temaları, sanatsal bütünlüğü, kendine sadık duruşunu, farklı kültürlerden nasıl beslendiğini ve deniz motiflerini de bu sergi de ziyadesiyle görmek mümkün.
Sanatçının “mavi”ye olan tutkusuna özel bir parantez açmak gerekir. Çünkü Tove Jansson tam bir deniz âşığıymış, çalışmaları için ilhamını da buradan almış. Jansson’un denize olan tutkusunun tohumları ise çocuklar yıllarında annesiyle birlikte tatil yaptığı Stockholm takımadaları ve Finlandiya Pellinge Yarımadası’nda atıldı. Yeğeni Sophia Jansson’un aktardığına göre; Tove Jansson ergenlik döneminde kıyıya yakın adacıklardan birine bir kulübe inşa etmiş. Hayali ise kendisine ait bir adanın olmasıymış. 1950’li yıllarda kardeşi Lars’la birlikte Pellinge Takımadaları’nda bir ada kiralayarak bu arzusunu gerçeğe dönüştürmeyi başarmış.
Sanatçının en önemli esin kaynağı ne oldu?
Dalgaların ritmik sesi, renklerin sürekli değişimi ve doğanın büyüleyici gücü sayesinde de ressamlık ve yazarlık yönünü de ilerletiyor. Özellikle sergide yer alan bazı eserlere baktıktan sonra, “Deniz, görünmeyeni saklar. Altında ne olduğunu bilmemek, insanın keşfetme arzusunu ve merakını canlı tutar. Bu gizem, sanat ve düşünce için güçlü bir esin kaynağıdır. Jansson da bunu kaynaktan kendi miktarınca yararlanmış” yorumunu rahatlıkla yapabiliriz.
Jansson’un eserlerine baktığımızda farklı coğrafyalar, ışıklar, mimariler, manzaralar ve renk paletleri de görebiliyorsunuz. Çünkü belirli dönemlerde çıktığı dünya seyahatlerinde Avrupa’nın birçok kültürel ve doğal güzelliğini gezdi. Slovenya’daki Bled Gölü, çevresindeki masalsı doğa ve ada üzerindeki kilisesiyle ona büyülü atmosferler konusunda ilham verdi. Bu tür seyahatler masalsı ortamları kurgulamasına yardımcı oldu. Doğayı sadece arka plan değil, anlatının merkezi hâline getirdi. Mumilerin yaşadığı vadiler, fırtınalar, yıldızlı geceler gibi sahnelerde bunun ürünüdür.
Tove Jansson'un Klovharun Adası'ndaki yaşamından kesitler ise onun sanatsal evrimini ve yaratıcı gücünü anlamak açısından bir hayli öğretici. Bu küçük, ıssız ada, Jansson ve partneri Tuulikki Pietilä için sadece bir yaz tatili yeri değil, aynı zamanda bir ilham kaynağı ve üretim atölyesiydi. Sanatçının estetik zevkine, ruh hâline ve vizyonuna göre şekillenen bu atölye sanatçının zihinsel alanının fiziksel yansımasıydı. Ünlü ismin doğaya tam teslimiyet hâli, eserlerine de doğrudan etki etti.
Jansson’un gözünden doğa, sadece bir yer değil; karakterlerle etkileşen bir varlık gibi. Bütün bu duyguları, yaşadığı ve gezdiği yerlerden damıtarak eserlerine katmış. Farklı coğrafyaların sunduğu atmosfer, iklim ve manzara gibi unsurları yazılarına ve eserlerine geçirerek sanatseverlerin duyusal ve görsel deneyiminin derinleşmesine de vesile oluyor. Sanat aracılığıyla duyusal ve görsel deneyimi gelişen kişi sosyal yaşamda çevreyi daha şuurlu algılama, anlamlandırma ve yaratıcı şekilde ifade etme kapasitesini belirgin biçimde artırıyor...

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.