Çevreci ve güvenli turizm mümkün

Turizm sektörü, iklim krizi, doğal afetler ve artan çevre bilinciyle birlikte köklü bir dönüşüm geçiriyor. Özellikle son yıllarda Ege ve Akdeniz’de yaşanan orman yangınları ve depremler, otellerin altyapı güvenliği ve sürdürülebilirlik politikalarını yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Bu süreçte enerjisini kendi üreten, karbon ayak izini azaltan ve uluslararası standartlarda denetimlerden geçen tesisler hem misafirlerin güvenini kazanıyor hem de sektörde rekabet avantajı elde ediyor.

Sürdürülebilir turizmin önemi giderek artarken, oteller çevreci yatırımlarını hızlandırıyor. Güneş enerjisi santralleri (GES), su tasarrufu sistemleri, atık yönetimi ve organik tarım uygulamaları, artık birer tercih değil, zorunluluk hâline geliyor. Aynı zamanda yangın ve deprem güvenliği gibi konularda bağımsız denetimler yaptırmak da tüketici nezdinde güven oluşturan kritik adımlardan biri olarak öne çıkıyor.

Bu önemli misyonla hareket eden hem çevreci hem de güvenli bir konaklama sunmak için gerekli şartlar sunan otellerden biri de Bodrum’un öne çıkan tesislerinden Rammos Managed by Dedeman. Tüketimin yıkıcı etkisinden uzak, doğaya değer veren bu otelin üstlendiği misyonun detaylarına gelin birlikte bakalım.

Doğaya saygılı bir otel: Rammos Managed by Dedeman

Bodrum’un o eşsiz sahil şeridinde yer alan Rammos Managed by Dedeman, bu yıl hayata geçirdiği projelerle sürdürülebilir turizmin öncülerinden biri oldu. Otel, çatısına kurduğu 368 güneş paneli ile yılda 250 bin MWh elektrik üretmeyi hedefliyor. Bu sayede enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayarak karbon salımını azaltıyor.

Rammos’un Genel Müdürü Beste Küçük, “Sürdürülebilirlik artık bir seçenek değil, zorunluluk. GES yatırımımız, misafirlerimize daha yeşil bir konaklama sunarken, uzun vadede doğal kaynakların korunmasına da katkı sağlıyor” diyor. Bu sorumluluk bilinci elbette konuklarda da bir farkındalık oluşturuyor, zarar vermeksizin doğaya misafir olabilmenin şuurunu besliyor.

Denetimle sağlanan güvenlik hissiyatı

Rammos, enerji verimliliğinin yanı sıra güvenlik konusunda da uluslararası standartları benimsiyor. ABTA (sağlık ve güvenlik) ve HACCP (gıda hijyeni) sertifikalarına uygun hareket eden otel, bağımsız denetim şirketi BIX Kurumsal ile iş birliği yaparak yangın ve deprem risklerine karşı önlemlerini güçlendirmiş durumda.

Küçük, “Yangın güvenliği sadece alarm sistemleriyle sınırlı değil. Düzenli tatbikatlarla personelimizin reflekslerini güçlendiriyor, tesisin her noktasını risk haritalarıyla kontrol altında tutuyoruz” ifadelerini kullanıyor. Ayrıca havuz ve SPA alanlarında Lejyonella bakterisi gibi risklere karşı da önlem alındığı belirtiliyor. Böylelikle hem olası kazalara ve afetlere hem de hijyene yönelik alınan önlemler ve denetimlerle gösterilen özen, konukların kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlıyor; bu konuda diğer işletmelere de örnek teşkil ediyor.

Misafir deneyimini artıran özel konseptler

Aynı zamanda Rammos, bu sezon misafirlerine su sporları ve yarım pansiyon menü gibi yeni hizmetler sunuyor. Jet ski, su kayağı, kano ve sürat teknesi turları gibi aktivitelerle konuklarına adrenalin dolu anlar yaşatırken, Rios Restaurant’ın özel à la carte menüsü de gastronomi tutkunlarına hitap ediyor.

Küçük, “Artık misafirler sadece konfor değil, aynı zamanda güvenli ve sürdürülebilir bir deneyim arıyor. Biz de bu beklentileri karşılamak için çevreci yatırımlarımızı ve güvenlik önlemlerimizi sürekli geliştiriyoruz” diyerek otelin vizyonunu özetliyor.

Turizmin geleceği, sürdürülebilir ve güvenli tesislerde

Rammos Managed by Dedeman, enerji üretiminden güvenlik denetimlerine kadar attığı adımlarla sürdürülebilir turizmin önemli bir örneğini oluşturuyor. Benzer uygulamaların yaygınlaşması, turizm sektörünün doğal afetlere ve iklim değişikliğine karşı daha dirençli hâle gelmesini sağlayacak.

Önümüzdeki dönemde tüketicilerin tercihlerinin çevreci ve güvenli tesislerden yana olacağı öngörülürken, Rammos gibi otellerin sektördeki dönüşüme öncülük etmesi bekleniyor.