04 March 2025

Baharın renkli habercisi: Marteniçka

Mart ayı geldi… Cemreler sırasıyla havaya, suya ve toprağa düşerken Balkan coğrafyasının her bir yanında kollar ve yakalar marteniçkalarla süsleniyor. Peki, nedir bu marteniçka? Gelin hep birlikte tarihî seyir içerisinde bu kırmızı beyaz ipliklerin peşine düşelim…

Marteniçka esasında Balkan coğrafyasında, özellikle de Bulgaristan, Romanya, Kuzey Makedonya, Yunanistan ve Arnavutluk’ta yaygın olarak kutlanan, baharın gelişini müjdeleyen, sağlık, bereket ve iyi dileklerin sembolü olan bir âdettir. 1 Mart’tan itibaren takılmaya başlanan marteniçkalar; kırmızı ve beyaz ipliklerden örülmüş, genellikle bileğe takılan, yakaya iliştirilen veya ağaçlara bağlanan süslerdir. Peki, bu geleneğin köklerinde, arka planında nelerin gizli olduğunu hiç merak etmiş miydiniz?

Hiç şüphesiz marteniçka geleneğinin kökleri de diğer Balkanlara ait kültürel unsurlar gibi derinlere uzanır, zengin bir tarihi ve felsefi arka plana sahip. Bu geleneğin kökenleri, Balkan coğrafyasının derinliklerine, antik çağlara kadar dayanır. Marteniçka ipliklerini takip ederek Traklar, İlirler, Daçyalılar ve diğer Balkan pagan topluluklarının ritüellerinde ve inançlarına kadar ulaşılabilir. Pagan inançlara sahip bu topluluklar; doğanın döngüsüne, mevsimlerin değişimine ve yaşamın yeniden doğuşuna büyük bir saygı ve bağlılık duyuyorlardı. Özellikle Bulgar coğrafyasında Baba Marta olarak isimlendirilen efsanevi karakter, pagan kültürü içerisinde karşımıza çıkar. Baba Marta, Bulgar ve genel olarak Balkan folklorunda baharın gelişini simgeleyen efsanevi bir karaktere verilen isimdir. Baba Marta ifadesiyle burada kastedilen yaşlı bir kadın veya ninedir. Halk inanışına göre, Baba Marta huysuz ve değişken bir kadındır. Eğer mutluysa hava sıcak ve güneşli olur, eğer öfkelenirse soğuk ve fırtınalı hava geri döner. Balkanlarda özellikle de mart ayında biraz zaman geçirdiyseniz huysuzluğun ve değişkenliğin ne anlama geldiğini daha iyi anlarsınız. Bu yüzden insanlar Baba Marta’nın gönlünü hoş tutmak için marteniçka takarak ve baharın gelişini kutlayarak onu memnun etmeye çalışırlar.

Pagan ritüellerde bahar mevsimi neden önemliydi?

Balkan coğrafyasını düşününce ve karlı dağları ve uzun gece karanlıklarını tahayyül edince kışın soğuk ve karanlık günlerinin ardından gelen bahar mevsiminin bu topluluklar için neden hayati bir öneme sahip olduğunu daha iyi anlarsınız. Balkanlardaki pagan halklar için bahar, doğanın yeniden canlanması, bitkilerin yeşermesi, hayvanların uyanması ve yaşamın yeniden başlaması anlamına geliyordu. Baharın gelişini kutlamak için çeşitli ritüeller ve festivaller düzenliyorlardı. Bu ritüeller, genellikle tanrılara adaklar sunmayı, danslar etmeyi, şarkılar söylemeyi ve özel yemekler yemeyi içeriyordu.

Bu festivallerde kullanılan semboller ve renkler de büyük önem taşıyordu. Örneğin, yeşil renk, doğanın yeniden canlanmasını ve bereketi simgelerken; kırmızı renk, yaşam gücünü, enerjiyi ve tutkuyu temsil ediyordu. Bu renkler, genellikle kıyafetlerde, süslemelerde ve adaklarda kullanılıyordu.

Marteniçka geleneği, Traklardan mı miras kaldı?

Marteniçka geleneğinin, Traklar ile yakından ilişkili olduğuna dair güçlü kanıtlar bulunuyor. Traklar, Balkanlar’da yaşamış, savaşçı ve mistik bir halktı. Bu konuda daha ayrıntılı araştırma yapmak isterseniz Prof. Dr. Engin Beksaç’ın çalışmalarına göz atabilirsiniz. Trakların kendi özgün kültürleri, dinleri ve gelenekleri vardı. Onlar, doğaya ve tanrılara büyük bir saygı duyuyorlardı ve baharın gelişini coşkuyla kutluyorlardı. Trakların bahar festivallerinde, kırmızı ve beyaz ipliklerin kullanıldığına dair arkeolojik bulgulara rastlandığını yapılan çalışmalardan biliyoruz. Bu ipliklerin, sağlık, bereket ve iyi şans getirdiğine inanılıyordu. Bazı araştırmacılar, marteniçkanın kökeninin, Trakların bu antik ritüellerine dayandığını düşünüyorlar.

Han Asparuh efsanesi ile marteniçkanın ne ilgisi var?

Marteniçkanın kökeniyle ilgili en yaygın inanışlardan biri de Bulgaristan’ın kurucusu Han Asparuh ile ilgilidir. Bu efsane, Marteniçka geleneğinin, Bulgarlar için neden bu kadar önemli olduğunu da açıklıyor. Efsaneye göre Han Asparuh; 7. yüzyılda, yeni yurt arayışındayken, kız kardeşinden bir haber alır. Kız kardeşi, ağabeyine iyi dileklerini ve desteğini iletmek için beyaz bir ipliğe bağladığı bir parça toprak gönderir. Ancak yolculuk sırasında, bir kırlangıç ipliği ısırır ve iplik kırmızıya döner. Han Asparuh, bu kırmızı-beyaz ipliği bir sembol olarak kabul eder ve halkına dağıtır. Bu efsane, marteniçkanın, Bulgarlar için vatanseverliğin, dayanışmanın ve umudun sembolü hâline gelmesine katkıda bulunduğunu araştırmacılar dile getirirler. Bu sebeple kırmızı ve beyaz renkler, Bulgarların ulusal renkleri olarak kabul edilmiş ve marteniçka, Bulgarların kültürel kimliğinin önemli bir parçası hâline gelmiştir.

Marteniçkanın arkasında Güneş ve Ay sembolizmi olabilir mi?

Bir diğer inanış ise marteniçkanın, Güneş’in ve Ay’ın sembolü olduğu yönündedir. Bu inanış, marteniçkanın renklerinin ve anlamlarının derinliğini ortaya koyması bakımından kıymetlidir. Kırmızı renk, Güneş’in enerjisini, yaşam gücünü, tutkuyu ve cesareti temsil ederken; beyaz renk, Ay'ın saflığını, temizliğini, aydınlığını ve bilgeliğini temsil eder. Bu iki rengin bir araya gelmesi; evrenin dengesini, uyumunu ve bütünlüğünü simgeler. Bu sembolizm, marteniçkanın, sadece sağlık ve bereket getirmekle kalmayıp, aynı zamanda evrenle uyum içinde yaşamayı ve içsel dengeyi sağlamayı da temsil ettiğini gözler önüne serer.

Hristiyanlık ile bir bağlantısı var mı?

Balkanlar’da Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte marteniçka geleneği, Hristiyan inançlarıyla da bütünleşmiştir. Bazı bölgelerde bahardan çok önce marteniçkalar, Aziz Basil Günü’nde -yani 1 Ocak’ta- takılmaya başlanır ve Paskalya’ya kadar taşınır. Bu durum, marteniçkanın Hristiyanlık öncesi pagan ritüelleriyle, Hristiyan inançlarının birleştiği bir örnek olarak görülebilir.

Marteniçka, tüm bu dile getirdiklerimiz ile birlikte bir süs eşyası olmanın ötesinde, derin bir sembolizmi ve felsefi anlamı olan köklü bir gelenek olarak karşımıza çıkar. Paganizmden Hristiyanlığa ve günümüze kadar ulaşan kültürel miras; bu geleneğin Balkan halklarının doğayla, yaşamla ve birbirleriyle olan ilişkilerini yansıtan zengin bir anlam örgüsünü öne çıkarır.

Kırmızı ve beyazın kutsal birliği

Marteniçkanın en temel anlamlarından biri sağlık ve berekettir. Bu anlam, özellikle kırmızı ve beyaz ipliklerin sembolizminde somutlaşır. Kırmızı renk, canlılığı, enerjiyi, tutkuyu ve yaşam gücünü temsil ederken; beyaz renk, saflığı, temizliği, aydınlığı, bilgeliği ve iyiliği temsil eder. Bu iki rengin bir araya gelmesi, yaşamın tüm yönlerini kucaklayan birliği ve dengeyi simgeler. Halk inanışlarına göre marteniçkadaki kırmızı ve beyaz iplikler, nazardan koruyucu bir tılsım görevi görür. Kötü enerjileri uzaklaştırdığına, hastalıkları iyileştirdiğine ve yaşamı bereketlendirdiğine inanılır. Bu nedenle marteniçka; takan kişiye sağlık, mutluluk ve refah getirmesi dileğiyle takılır.

Yeniden doğuşun ve umudun adı

Marteniçka, kışın sona ermesi ve baharın gelişiyle birlikte, doğanın yeniden doğuşunu ve yaşamın yeniden canlanmasını simgeler. Kış, ölümün, karanlığın ve soğukluğun sembolü olarak kabul edilirken; bahar, yeniden doğuşun, aydınlığın ve sıcaklığın sembolü olarak kabul edilir. Marteniçka, bu geçiş dönemini kutlamak ve doğanın yeniden canlanmasına eşlik etmek için takılır. Takan kişiye umut, yeni başlangıçlar ve geleceğe dair olumlu beklentiler aşılar. Marteniçka, kışın zorluklarının geride kaldığını ve yeni bir yaşam döngüsünün başladığını hatırlatır.

Halklar arasında bir köprü

Marteniçka, Balkan halkları arasında ortak bir kültürel mirasın sembolüdür. Farklı etnik gruplar, dinler ve inançlara sahip insanlar; marteniçka geleneğini birlikte kutlayarak birlik ve beraberlik duygularını pekiştirirler. Marteniçka, Balkan coğrafyasında yaşayan farklı halkların ortak değerlerini, geleneklerini ve inançlarını yansıtır. Bu nedenle Balkan halkları arasında bir köprü görevi görür ve farklılıkların ötesinde bir araya gelmeyi teşvik eder.

Dilek ve iyi niyet simgesi

Marteniçka, takan kişinin içten dileklerini ve iyi niyetlerini ifade etme şeklidir. Marteniçka takılırken sağlık, mutluluk, başarı, sevgi ve barış gibi güzel dilekler dilenir. Bu dilekler, sadece takan kişi için değil, aynı zamanda tüm sevdikleri ve dünya için de dilenir. Marteniçka, sevdiklerimize duyduğumuz sevgi ve şefkatin bir ifadesidir bir nevi. Onlara iyi dileklerimizi iletmek, onlara destek olmak ve onlara moral vermek için bir fırsattır.

Döngünün bilgeliği

Marteniçka, doğanın döngüsüne ve mevsimlerin değişimine duyulan saygıyı da ifade eder. İnsanların, doğayla uyum içinde yaşamaları gerektiği ve doğanın sunduğu nimetlerden faydalanmaları gerektiği mesajını verir. Marteniçka, doğanın bize sunduğu güzellikleri ve bereketi hatırlatır. Doğayı korumamız, ona saygı duymamız ve onunla uyum içinde yaşamamız gerektiğini vurgular. Marteniçka, doğanın döngüsünün bilgeliğini anlamamızı ve yaşamımızı bu döngüye göre düzenlememizi teşvik eder.

Marteniçka, tüm bu sembolik anlamlarının ötesinde, yaşamın anlamı ve değeri üzerine derin felsefi düşüncelere davet eder. Sağlık, bereket, umut, birlik, iyi niyet ve doğayla uyum, yaşamın temel değerlerini oluşturur. Bu değerleri hatırlatır ve yaşamımızı bu değerlere göre şekillendirmemizi teşvik eder. Marteniçka, yaşamın zorluklarına rağmen; umudu kaybetmememizi, birbirimize destek olmamızı ve doğayla uyum içinde yaşamamızı öğütler.

Peki, ritüeller nasıl gerçekleştirilir?

Marteniçka geleneği, Balkan coğrafyasının farklı bölgelerinde, yerel adetlere ve inançlara göre çeşitlilik gösteren zengin ritüeller ve uygulamalarla kutlanır. Ancak bu çeşitliliğe rağmen, bazı temel uygulamalar tüm bölgelerde ortaktır ve geleneğin özünü oluşturur. Marteniçka geleneğinin en temel uygulaması, 1 Mart’tan itibaren insanların birbirlerine marteniçka hediye etmeleri ve kendilerinin de takmalarıdır. Bu hediyeleşme, sevdiklerimize duyduğumuz sevgi ve şefkatin göstergesi, onlara iyi dileklerimizi iletme şeklimizdir. Marteniçkalar; genellikle aile üyeleri, arkadaşlar, iş arkadaşları ve komşular arasında hediyeleşilir. Bu hediyeleşme sırasında, sağlık, mutluluk, başarı ve sevgi gibi güzel dilekler dilenir. Marteniçka, takan kişiye bu dilekleri hatırlatır ve ona moral verir. Marteniçkalar, genellikle bileğe, yakaya veya elbiseye takılır. Bileğe takmanın, enerji akışını kolaylaştırdığına ve pozitif enerjiyi çektiğine inanılır. Yakaya takmak; kalbe yakın olduğu için sevgi ve şefkati temsil eder. Elbiseye takmanın ise koruyucu bir tılsım görevi gördüğü düşünülür. Bazı bölgelerde marteniçkalar sadece insanlara değil; hayvanlara, evlere ve ağaçlara da takılır. Hayvanlara takmak, onların sağlık ve bereketini dilemek anlamına gelir. Evlere takmak, evi nazardan korumak ve huzuru sağlamak için yapılır. Ağaçlara takmanın ise doğanın yeniden canlanmasına katkıda bulunduğuna ve bereketi artırdığına inanılır.

Marteniçkalar, belirli bir süre boyunca taşındıktan sonra, genellikle leylek veya kırlangıç görüldüğünde, ilk çiçek açan ağaç fark edildiğinde veya belirli bir dinî günde çıkarılır. Bu çıkarma işlemi, geleneğin önemli bir parçasıdır ve sembolik bir anlam taşır. Esasında leylek veya kırlangıç görmek, baharın geldiğinin ve doğanın yeniden canlandığının işaretidir. Marteniçkayı bu zamanda çıkarmak, kışın zorluklarının geride kaldığını ve yeni bir yaşam döngüsünün başladığını kutlamak anlamına gelir. İlk çiçek açan ağacı görmek de benzer bir anlam taşır. Çiçek açan ağaç, doğanın bereketi ve yaşamın yeniden doğuşunu simgeler. Marteniçkayı bu zamanda çıkarmak, doğanın bereketiyle birlikte dileklerimizin de gerçekleşeceğine inanmak anlamını taşır.

Bazı bölgelerde marteniçkalar, belirli bir dinî günde de çıkarılabilir. Örneğin, bazı bölgelerde marteniçkalar Paskalya’da çıkarılırken, bazı bölgelerde Aziz George Günü’nde çıkarılır. Bu, geleneğin Hristiyan inançlarıyla bütünleştiğinin bir göstergesidir. Çıkarılan marteniçkalar, genellikle bir ağaca bağlanır veya bir taşın altına bırakılır. Ağaca bağlamak, dileklerin doğaya emanet edildiği ve gerçekleşmesi için evrene gönderildiği anlamına gelir. Taşın altına bırakmak ise dileklerin kök salması ve kalıcı olması için yapılan bir ritüeldir.

Bazı bölgelerde marteniçka çıkarılırken de dileklerin gerçekleşmesi için özel bir ritüel yapılır. Örneğin, bazı bölgelerde marteniçka çıkarılırken bir ağaca bağlanır ve dilekler yüksek sesle söylenir. Bu, dileklerin daha güçlü bir şekilde evrene ulaşmasına yardımcı olduğuna inanılır.

Festivaller ve kutlamalar

Bazı bölgelerde marteniçka geleneği, festivaller ile birlikte kutlanır. Bu festivallerde, geleneksel müzikler çalınır, danslar edilir ve yöresel yemekler yenir. Festivaller hiç şüphesiz geleneğin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması için önemli bir fırsattır. Festivallerde insanlar bir araya gelir, ortak sevinçlerini paylaşır ve kültürel miraslarına sahip çıkarlar. Geleneksel kıyafetler giyilir, yöresel yemekler hazırlanır ve eski âdetler yeniden canlandırılır. Bu, geleneğin canlı kalmasına ve toplumun birlik ve beraberlik duygularının güçlenmesine katkıda bulunur.

Marteniçka geleneği, Balkan coğrafyasının farklı bölgelerinde, yerel inançlara ve âdetlere göre farklılıklar gösterir. Bu farklılıklar, geleneğin zenginliğini ve çeşitliliğini ortaya koyar. Örneğin, bazı bölgelerde marteniçkalar sadece kırmızı ve beyaz ipliklerden yapılırken, bazı bölgelerde farklı renklerde iplikler de kullanılır. Bu renklerin her biri, farklı bir anlam taşır ve dileklerin çeşitliliğini yansıtır. Bazı bölgelerde, marteniçka takılırken özel dualar okunur veya şarkılar söylenir. Bu, geleneğin dinî ve spiritüel boyutunu vurgular. Bazı bölgelerde ise marteniçka çıkarılırken özel ritüeller yapılır ve geleceğe dair kehanetlerde bulunulur.

Marteniçka geleneği günümüzde de Balkan halkları için büyük bir öneme ve değere sahip.  Küreselleşme ve modernleşmenin getirdiği değişimlere rağmen, bu gelenek hala canlılığını koruyor ve nesilden nesile aktarılıyor. Marteniçka, Balkan halklarının kültürel kimliklerinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilebilir. Günümüzde marteniçka, sağlık, bereket, umut ve birlik gibi evrensel değerleri temsil etmeye devam ediyor. İnsanlar, marteniçka takarak sevdiklerine iyi dileklerini sunuyorlar ve geleceğe dair umutlarını tazeliyorlar. Bu gelenek, bireyler arasındaki bağları güçlendiriyor ve kolektif hafızayı koruma ile kültürel mirası yaşatma açısından da önemli bir rol oynuyor.

Modern dünyada sosyal medya ve dijital platformların etkisiyle marteniçka geleneği, Balkan coğrafyasının sınırlarını aştı ve daha geniş kitlelere ulaştı. Farklı ülkelerde yaşayan Balkan kökenli bireyler, bu geleneği yaşatarak kültürel aidiyetlerini pekiştirmeye ve kendi kimliklerini koruma konusunda bilinç oluşturmaya bugün de devam ediyorlar. Ayrıca marteniçka takmak sadece bireysel bir ritüel değil; toplumsal dayanışmayı ve birlikte yaşama kültürünü de simgeliyor. Özellikle okullarda, iş yerlerinde ve topluluk etkinliklerinde marteniçka paylaşımı; insanlar arasında dayanışmayı artırıyor ve kültürel değerlerin canlı kalmasına katkı sağlıyor. Marteniçka geleneği, geçmişten günümüze taşınan değerleriyle folklorik bir unsur olmanın çok ötesinde kültürel devamlılığın ve ortak kimliğin önemli bir göstergesi olarak karşımızda duruyor. Bu gelenek, değişen dünya içinde bile Balkan halkları için birleştirici bir sembol olmayı sürdürüyor. O vakit son sözü yine Balkan coğrafyasından yola çıkarak kaleme alalım: “Baba Marta gülünce, bahar kapıyı çalar.”

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...