Tiyatromuzda yenilik
Yaşar Nabi Nayır, 27 Ağustos 1955’te Tercüman için kaleme aldığı yazısında Şehir Tiyatroları için alınan yeni kararları yorumluyor; oynanacak oyunları, mekânları yeni oluşturulan heyet tarafından daha iyi belirleneceğini; bunun da sanat için atılan önemli bir adım olduğunu vurguluyor.
İstanbul Şehir Tiyatroları yeni mevsime büyük yeniliklerle girmeye hazırlanıyor. Öteden beri süregelen dram-komedi ayrılığı ortadan kaldırılmıştır. Tepebaşı’ndaki salaş binadan kurtularak yeniden düzenlenen eski opera sineması salonuna geçerken, Komedi Tiyatrosu, adını da değiştirerek Yeni Tiyatro oluyor. Üç yıldır Eminönü Halkevi’nde çalışan tiyatro ise Aksaray’daki Türkocağı binasında daha canlı bir repertuarla mevsime girmeye hazırlanıyor.
İşin asıl önemli tarafı, değişikliğin sadece binalara inhisar etmeyip Şehir Tiyatrolarımızın sevk ve idaresindeki zihniyette de kökten bir inkılâbın meydana gelmiş olmasıdır.
“Mümtaz sınıf”tan bazı oyuncularımızın engel olmak için sarf ettikleri bütün gayretlere rağmen otoriteyi ellerinden alan yeni tüzük, Şehir Meclisi’nden geçmiştir. Başında Türk tiyatrosunun en yetkili kişilerinden biri olan Reşat Nuri Güntekin dostumuzun bulunduğu edebî heyet, bu tüzükle repertuarı tayine de tesirli bir rol oynayabilecek hâle getirilmiştir.
Artık edebî heyet eskiden olduğu gibi, tiyatroya sunulan piyesler arasından beğendiklerini seçip münasip görülenlerin oynanmasını da sağlayarak kukla mevkiinden kurtulacaktır. Bu hayırlı değişikliğin ilk işareti, edebî heyetin telif eserlere önem vereceğinin, bu eserlerin incelenmek üzere her zaman kabul edileceğinin ilan edilmesi olmuştur.
Komedi tiyatrosunun kaldırılarak ikinci tiyatroyu bir eğlencehane hâline getiren geleneğin kırılması da çok isabetli olmuştur. Hiçbir sanat ve kültür vasfı taşımayan bir tiyatronun belediyenin adını kendine siper etmeye hakkı olmadığına şüphe yok. Resmî unvanı olan ve bir âmme müessesinin bütçesiyle yaşayan bir tiyatronun halka faydalı olduğunu ispat etmesi gerekir. Eski hatalı çığırdan kurtularak “Yeni Tiyatro”nun İstanbul halkına bundan daha yararlı olmasını dileyelim. Programını bir Moliere komedisine eklenecek bir Sartre piyesiyle açmakta oluşunu da bu bakımdan hayırlı bir işaret sayabiliriz.
Birçok iyi niyetli yeniliklerin zamanla aşındığı, hele Şehir Tiyatromuzun sanat baskısına pek tahammül edemeyerek bu çeşit bir vesayeti başından atmak için türlü hünerler gösterdiği öteden beri göregeldiğimiz hâllerden olduğu için şimdiden fazla nikbin olmayalım. Ama ne de olsa iyiye, güzele doğru olan bu gidişi her iyi niyetli sanatseverin takdirle karşılayarak alkışlayacağına, başarıya ermesi için elinden geleni yapacağına inanıyoruz.
Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.