İki filozof
Ergun Göze, 26 Temmuz 1969’da Tercüman için kaleme aldığı yazısında J. Jacques Rousseau ile Karl Marks arasında bir kıyasa gidiyor, dönemin sol hareketlerini Marks üzerinden eleştiriyor.
Birisi J. Jacques Rousseau Fransız ihtilalini hazırlayanlardan. Dijon Akademisi’nin âlim üyeleri önünde ispat etti ki: İlimler ve san’atlar ilerledikçe ahlak sukut edecektir.
Ve hadiseler 1969 senesinin bugününe kadar bu filozofu fiilen teyid etti.
Diğer Karl Marks’tır. Evet taraflarının bütün “bilimsellik”, “ilmî sosyalistik” iddialarına rağmen Marks asla ilim adamı olmayıp bir filozoftur. Hem filozofun en kötü cinsinden. Zira felsefesini ilim diye yutturmaya çalışmakta. Kapital’i hazırlarken Engels hem üstadı hem talebesi olan bu acayip filozofa eseri mümkün olduğu kadar rakamlarla istatistiklerle şişiriyor, ilmî bir havaya bir havaya bürünsün diye mektup mektup üstüne yazıyordu.
İlmî görünmek aşkına felsefenin iffetini de feda eden işbu filozof iddia etmiştir ki dünyada her hadisenin sebebi iktisadidir ve er geç sınıflar arasındaki gerginlik sonu, proleterya ihtilali koparacaktır.
1969 senesinin bugününe kadar hadiseler bu “ilmî”lik meraklısı filozofu yalanlamıştır. Nerede bünyevî sınıf çatışması? Nerede proleterya ihtilali? Kızıl Ordu’yu Orta Avrupa’dan bir an için çekin bakalım; sosyalizm, Marksizm, komünizm, sınıf çatışması ve proleterya ihtilali kalır mı? Hatta Rusya’dan Kızıl Ordu’yu şöyle bir yarım saatliğine çekin ve seyredin proleterya iktidarının hâlini.
Amma yine de bizim solcu aydınlarımız bu hadiseler tarafından yalanlanmış filozofu, doğru söylediği her gün meydana çıkan Rousseau’ya tercih ederler. Bunda bir bakıma haklı olabilirler. Zira Rousseau’ya medeniyet ilerledikçe ahlakın sukut edeceğini keşfetmişse de bu sukutun bazı tipleri Çekoslovakya dururken Türkiye’mize “uydu” demeye, Doğu Türkistan’da ezilen millettaşlarımız varken Lumumba’ya gözyaşı dökmeye vardıracak derekeye düşeceğini herhâlde tahmin edememiştir. Marks hayranları, ahlaksızlık tahminlerini fersah fersah geçtikleri Rousseau’ya hayran olmamakla bu bakımdan mazur olabilirler.
Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.