Tercüman Arşivi: 09 January 1959
09 September 2024

Herkes gider Mersin’e

Melih Cevdet Anday, 9 Ocak 1959’da Tercüman’daki yazısında toplumsal tabakalaşma meselesi üzerinden devlet geleneğini sorgulamış, yönetici kesim ile aristokrasinin ayrışma alanını değerlendirmiştir.

Bir tanıdığımın eşi, “asâlet” diyeceği yerde “esaliyet” derdi. Bu yanlışı yapmayanlar, “Biz doğrusunu biliyoruz” diye övünmeye kalkmamalıdırlar. Çünkü asâletli bir kimseye neden “asil” denildiğini, dil bilgisi kurallariyle açıklayabilecek kaş kişi vardır? Ayrıca biz bu sözün ancak kullanış anlamını biliyoruz; “asâlet”in kök anlamını araştırmayı gereksiz bulduğumuz için de ona gerçekte taşımadığı anlamlar yükleyebiliyoruz. Şunun Türkçesini kullansa, “asil” yerine “soylu” desek, daha iyi anlaşabiliriz. Dede Korkut’un bir “soy soylama”sı vardır; ona uyarak da “asâlet tevcih etmek” yerine “soylamak” diyebiliriz.

İngiltere Kraliçesi her yıl işinde sivrilmiş, başarıya ermiş birtakım yurttaşlarını, diyelim bir futbolcuyu, bir sinema-tiyatro oyuncusunu soylar; onlar “sir” sanını takar. Söz gelişi, bu yıl, ünlü sinema oyuncusu Alec Ginesse de bu yoldan, soylular arasına karıştı.

Soyluluk, yer yüzünde eşli değerini yitirmiştir artık. İşi gücü, varlıklılığı ne olursa olsun, herkes şerefçe eşittir. Şimdi yalnız Amerikalı para babaları, bu sonradan görme tepkili zenginler, kendilerine eski bir soy, bir geçmiş bulmak gereğini, hevesini duyuyorlar. Bunlardan biri, geçenlerde, eski bir şato yaptırmaya kalkmış, kendini bir İngiliz soylusuna benzetmek istemiş.

İngiltere Kraliçesi’nin, halktan kimseleri soylamaya kalkması buna benzemiyorsa da eskiden o demeye gelen bir davranışın, bir geleneğin sürgit edilmesinden başka bir şey değildir. Bundan, soylanan kişilerden çok, İngiltere Sarayı kazanmaktadır sanırım. Çünkü böyle yapmakla saray, eski üstünlüğünü, lafla da olsa, koruyor.

Osmanlı Devleti içinde, tam anlamı ile soylu olan, sadece Padişah soyu idi. Osmanoğulları, öteki Türk beyliklerine dokunmasalar, onlarla devler işinde ortaklık etselerdi, bizde de, Batı’daki gibi, hükümdar soyu yanında başka soylular da bulunacaktı. Böyle olmamıştır. Tarihçi Toynbee’nin dediği gibi, Osmanoğulları bir “çoban – devlet” kurmuşlardır. Sarayın beğendiği bir kişi, hangi anadan babadan gelmiş olursa olsun devletin em yüksek basamaklarına değin çıkabiliyordu; saray ona, bugün İngiltere Kraliçesi’nin yaptığı gibi, soyluluk bağışlamayı düşünmüyordu. Söz gelişi, Abdülâziz paşalarından Mehmet Ali, çocukluğunda bir marangozun çırağı imiş. Tâ seraskerliğe kadar çıkmıştır. Bu tutumu, halkçı bir tutum sayanların düşüncelerine ben katılmıyorum. Bir toplumun bütün kişilerine ilerlemek yolu, büyük Fransız Devrimi ile açılmıştır. O devrimi başaranlar, ilk iş olarak, öğretici soyluların tekelinden alıp bütün halkın malı etmeyi düşünmüşlerdir. Bu yüzden bir yerde demokrasi olup olmadığını anlamak içim, öğretimden herkesin pay alıp almadığına bakılır.

Bugün biz, dört yılda bir, sandık başlarına gidip oylarımızı kullanıyoruz. Demokrasi ile idare edildiğimizi söylemek bu yeter mi? Öğretimden, öğretim çağındaki çocukların kaçta kaçı pay alıyor? Başka bir deyişle, her alanda sivrilenlerin kaçta kaçı büyük şehirlerden, kaçta kaçı köylerden çıkmaktadır?

Böyle bir sayım yapılmadığı için, ulusça bütün zekâ gücümüzün ne kadarını işletebildiğimizi bilemeyiz. Giderek, her alanda başa geçenlerin, o alanı gerçekten temsil ettiklerini de söyleyemeyiz. Eski Başbakanlardan Saraçoğlu, ikide bir içinden sesler duyar:

İçimden bir ses bana diyor ki, derdi. Ey Saraçoğlu! Sen bir saracın oğlu idin. Başbakanlığa kadar yükseldin.

İyi ama bu durum, Abdülâziz paşasında da böyle idi.

Askerliğimde tanıdığım Duman Çavuş vardı; ağır makineli tüfeği öyle iyi bilirdi ki, söz gelişi Teknik Üniversite’de okuyabilse, onun büyük bir teknik adamı olacağını düşünürdüm.

Biz o Duman Çavuş’ları öğretime kavuşturmadan demokrasimizi kuramayız. Bunun yolunu da bulmuş, Köy Enstitülerini açmıştık. Tuhafı şudur ki, demokrasiye o okulları kapayarak atıldık.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...