Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun!
27 Mayıs 1960 Askerî Darbe’nin yaşanmasına henüz günler var… Ordudaki bir grubun dışında kimsenin günler sonra ülkenin siyasal durumunun tamamen değişeceğinden henüz haberi yok. Fakat iç siyaset kadar dış siyaset de oldukça gergindi. Bir yandan Kıbrıs’ta yaşananlar, diğer yandan Rusya’nın Batı Avrupa’ya ve Amerika’ya tehditvari ültimatomunu veriyor; Doğu-Batı Zirve Konferansı’nın bir daha toplanabileceğine ihtimal verilmiyordu. Bunlar olurken Başvekil Adnan Menderes, Demirköprü Barajı’nın hizmete açılması sebebiyle İzmir’de barajın yapımında rol alan mühendislerle poz veriyor, açılışı gerçekleştiriyordu. Aynı günlerde ilerleyen tarihlerde düzenlenecek İzmir Fuarı’nda yapılacak film ve sanat festivalleri şimdiden belirleniyor, heyecanı şimdiden kamuoyuyla paylaşılıyordu. 19 Mayıs kutlamaları için ise Ankara’da ve İstanbul’da özel programlar hazırlanmıştı. Siyasi partiler, temsilcileri ve halk ancak onar kişilik gruplar hâlinde Anıtkabir’i ziyaret edebilecekti. İstanbul’da şehir, bayraklarla donatılacak ve gece tenvirat yapılacaktı. Ülkede yasaklar hâkimdi, bu sebeple 19 Mayıs spor gösterileri yapılmayacaktı. Bir yandan da basın davaları devam ediyordu; pek çok gazeteci yargılanıyor, gazeteler kapatılıyordu. Ülke, sadece sembolik olarak 19 Mayıs’ın kutlamaları ile bu coşkunun izlerini takip edebiliyordu. Tercüman dahi geçen senenin 19 Mayıs görüntüleri ile bayramı kutluyordu. Peki o gün neler oldu? Ertesi günün manşetlerine bakalım.
“19 Mayıs kutlandı” manşeti ile ilk cümlesini kuruyor Tercüman. Celal Bayar, Refik Koraltan ve Adnan Menderes Anıtkabir’i ziyaret etmişler; siyasi heyetlerin Anıtkabir’e ziyaretlerine izin verildiğinden İsmet İnönü ve Osman Bölükbaşı kabre çelenk bırakabilmişlerdi. Radyo, kamuoyunu yönetmenin en iyi aracı olarak görev başındaydı, Maarif Vekili Atıf Benderlioğlu gençliğe hitap ederek konuşma yapmıştı. 19 Mayıs kutlamaları ile ilgili haberin detayını Tercüman şu şekilde veriyordu: “19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramı Ankara’da Örfi İdare Kumandanlığı’nın tebliğlerine göre kutlanmıştır. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan ve Başvekil Adnan Menderes saat 09.30’da Anıtkabir’i ziyaret etmişler, saat 10.00’da Samsun’dan sporcular tarafından getirilen bayrak, Çankaya’da Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a teslim edilmiştir. Bu mutlu gün münasebetiyle Ankara’da caddeler, meydanlar, resmî binalar ve evler donatılmıştır. Maarif Vekili Atıf Benderlioğlu bu sabah saat 08.30’da Ankara Radyosu’nda gençliğe hitaben bir konuşma yapmış, aynı zamanda Spor ve Gençlik Bayramı olarak kutlanan bugünün mana ve ehemmiyetini belirtmiştir. Siyasi heyetlerin Anıtkabir’i ziyaretlerine müsaade edildiğinden saat 10.30’da CKMP Genel Başkanı Osman Bölükbaşı, saat 11.00’de de CGP Genel Başkanı İsmet İnönü ile Genel Sekreter İsmail Rüştü Aksal beraberinde mebuslar olduğu hâlde kabre gelmişler ve çelenk koyarak saygı duruşunda bulunmuşlardır. Saat 11.00’den itibaren Anıtkabir halkın ziyaretine açılmış, Örfi İdare Komutanlığı’nın tebliği gereğince vatandaşlar onar kişilik gruplar hâlinde kabri ziyaret etmişlerdir. Bunun dışında bugün Ankara’da 19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramı münasebetiyle herhangi bir eğlence veya gösteri tertip edilmemiştir. Ankara Radyosu her bayram olduğu gibi 19 Mayıs tarihinin önemi hakkında neşriyat yapmış, büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadelesini anlatmıştır.”
27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi, 12 Mart 1971 Muhtırası ülkenin üzerinden geçmiş; 1973’e gelinmişti. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı yine siyasi gerilimin üzerinde, üniversite olaylarının endişesiyle kutlanıyordu. Bayramdan ziyade Tercüman’ın manşeti de yönetim tarafından hissedilen bu endişenin yansımasını içeriyordu: “Korutürk: ‘Gençliğin aşırı akımlara kapılmasına imkân yoktur.’” Bugüne özel gerçekleşecek resmî süreç ise Tercüman tarafından şu şekilde belirtilmişti: “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı bugün bütün yurtta, yurt dışındaki temsilciliklerimizde ve Kıbrıs’ta törenlerle kutlanacaktır. Bu yılki 19 Mayıs kutlama gösterileri bütün yurtta paralı olacak ve sağlanacak gelir Deniz ve Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakıfları’na bağışlanacaktır.” Bu ifade elbette ülkenin ekonomik durumunu gözler önüne de seriyordu. Zira ekonomik sıkıntılar, zamlar sorunu git gide büyütüyor; bayram kutlamaları dahi paralı gerçekleşerek devletin para ihtiyacı giderilmeye çalışıyordu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Nuri Bayar “Çelik ve demire zam yok” açıklamasını yapıyor, bir endüstrinin yok olma endişesini gidermeye çalışıyor; yaşanan sıkıntıların bir ay içinde giderileceğini açıklıyordu. Ekonomik sorunlar ayyuka çıkarken işin ilginci Tercüman gazetesi okurlarına çekilişle 10 apartman dairesi birden vereceğini duyuruyordu.
“ATATÜRK 100 YAŞINDA” Tercüman, 19 Mayıs 1981’de manşetini böyle atmıştı. “Büyük kurtarıcının doğum ve Samsun’a çıkış yıl dönümlerini birlikte kutluyoruz” diyordu. 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi’nin üzerinden sadece sekiz ay geçmiş, hâlâ ortalık durulmamış, sıkıyönetimin ağırlığı toplumda çığ gibi büyümüştü. Bugüne dair devlet erkinin planı Tercüman’ın ifadeleriyle şu yöndeydi: “Olağanüstü kutlama programları TV ve radyodan naklen yayımlanacak. Devlet Başkanı Evren, MGK üyeleri ve Başbakan, Samsun’daki törenleri takip ettikten sonra Ankara’ya dönecek ve saat 15.00’te başlayacak törenlere katılacaklar. Samsun’daki törende İstanbul’dan Bandırma Vapuru ile yola çıkan 67 ilin ve KTFD’nin lise birincileri cumhuriyete bağlılık mesajları sunacaklar. Orta dereceli okullarda yarın da ders yapılmayacak. Reagan ve Brejnev Org. Evren’e gönderdikleri mesajlarda Atatürk’ün 100. doğum yıl dönümünü kutladılar. Aynı zamanda yine Tercüman’ın haberine göre; Atatürk, Selanik’te doğduğu evde törenle anılıyordu. Bu anma esnasında Türkiye aleyhtarı Kıbrıs Rum göçmenleri ve Ermenilerin olay çıkarmamaları için Yunan polisi çok sıkı güvenlik tedbirleri almıştı. Batı ve Kuzey Almanya Radyoları Atatürk için geniş programlar yayımlamışlardı. Ayrıca başlık olarak “Atatürk ideolojilerden nefret ederdi” ifadesinin kullanılması ise oldukça ironikti. Orgeneral Kenan Evren’in uyguladığı ideoloji karşıtı politikaları bu şekilde meşru hâle getirmeye çalıştığı açıktı. Zira şöyle diyordu: “Bir adam 10 kişiyi öldürür ve ben de onu idam edemezsem başka ne yapabilirim? İdam cezasını uygulayıp uygulamama her ülkenin kendi bileceği iştir.” Peki, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı 1981’de nasıl kutlandı, gelin ertesi günün yayınından o günü takip edelim.
“Nice yüzyıllara… 19 Mayıs’ı kutladık… Yüce Atatürk’ü doyasıya andık. Evren, Samsun’da muhteşem bir topluluğa konuştu: ‘Gençliğin tek yolu Atatürk yoludur, bu yolda insanlık, bağımsızlık, hürriyet, eşitlik, çağdaşlık ve aydınlık vardır. Kendini bu yolda hizmete ada.’” Tercüman’ın manşeti böyle atılmıştı. Halka hitaben gerçekleşen konuşmanın devamındaki çarpıcı noktalar da yine devamında aktarılıyordu: “Bir kısım fikir babaları bu yolu sana başka türlü göstermeye çalışmışlardır. Onlara inanma…”, “Terör ve anarşinin fikir babaları çelişki içindedirler. Özgürlüğü savunur, karşı düşüncede olanları öldürürler. Ulusal bağımsızlığı savunur görünün, karşı düşüncede olanlara en hunhar işkenceyi yapar”, “Bu insanlık suçunun fikir babaları gerçek milliyetçilik anlayışına -gericilik- derken çeşitli bölgelerde aynı duyguları istismar ederek isyan kışkırtıcılığı yapar.” Konuşmanın içeriği darbenin ve sıkıyönetimin argümanlarıyla örülüydü. Haberin yanında bu konuşma esnasında çekilen fotoğraf yer alıyordu. Fotoğraf altında yazan not da şu şekildeydi: “Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Samsun Stadı’nda yaptığı ve bütün Türkiye Radyo-TV aracılığıyla da verilen konuşmasında Türk gençliğine uyarılarda bulundu. Evren, ‘Atatürk Türkiyesi’nin, Atatürk çocukları olduğunuzu unutmayınız. Yurdunu Atatürk gibi seven Atatürkçüler olunuz’ dedi.” Dünkü haberde ayrıca Selanik’te sıkı önlemler alınacağı belirtilmişti. Fakat görünüşe göre öyle olmamıştı. Gerek iç gerekse dış politika oldukça gerilimli olduğu görülüyordu. Dünden farklı olarak haber şöyleydi: “Atatürk’ün doğduğu eve dalış yapmaya kalkan uçağı Yunan jetleri indirdi. Selanik’teki törenler sırasında 8 kilogram dinamit yüklü uçağı ile kalabalığın üzerinde dolaşan Yunanlının tehditleri üzerine Başkonsolosluğumuz ve çevresindeki binalar boşaltıldı. Olaydan sonra Yunan yetkilileri ‘Her toplumda böyle deliler bulunur’ diye özür dilediler.” Her yıl, yaşanılan olaylar farklı olsa da siyasi atmosfer karmaşık olsa da bayrama verilen önem her daim en üst seviyedeydi. Bağımsızlık savaşımız, millî mücadelemiz her daim gururla anılıyordu. Devlet erki değişip kendi meşruiyetini bazen bu bayramlar aracılığıyla kurmaya çalışsa da millî onuru yine toplumla paylaşıyordu. Geçmişi geçmişteki diğer olaylarla anıp Tercüman’ın tanıklığıyla sunarken; biz de bu gururu paylaşıyoruz. Bayramımız kutlu olsun!