Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan nasıl yakalanmıştı?
12 Mart Muhtırası’ndan birkaç gün sonraydı. 1968 öğrenci hareketlerinin önemli isimlerinden Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan, 16 Mart 1971’de yakalandılar. 15 Mart’ta Deniz Gezmiş, Yusuf Askan ve Sinan Cemgil motosikletle yola çıkmışlardı. Sinan Cemgil Nurhak’a gitmek üzere onlardan ayrıldı, Gezmiş ve Aslan da yönlerini Malatya’ya çevirmişlerdi. Sivas girişinde polisleri fark edip Şarkışla’ya gitme kararı aldılar. Şarkışla’ya 20 kilometre kala bozulan motosikletlerini ite kaka ilerlediler, bir jip kiralayıp devam edeceklerdi. Ancak bir bekçinin ihbarı neticesinde askerlere yakalandılar ve kolluk kuvvetleriyle çatışmaya girdiler. O esnada Yusuf Aslan mesanesinden vurulmuş, Deniz Gezmiş ise tek başına kaçmaya devam etmişti. Kaçmasına izin verebilmeleri için bir Astsubay Başçavuşu rehin almış, 16 Mart günü Sivas’ın Gemerek ilçesinde etrafı sarılarak yakalanmıştı. Aslan tedavisi için Sivas Numune Hastanesi’ne kaldırılırken Gezmiş ise önce Kayseri’ye, ardından da Ankara’ya götürülmüştü.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Sinan Cemgil; Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun kurucu isimleriydi. İstanbul ve Ankara’da yüksek öğrenim gören antiemperyalist öğrenci grubunun birleşmesiyle oluşan Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu, kısa süre içerisinde Türkiye’nin neredeyse her yerinde kimi sosyalist öğrencileri bir araya getirdi. Öğrenci hareketinden ziyade artık grup silahlı gerillaya yönelmişti. Grubun kurucularından Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan; 29 Aralık 1970’te Kavaklıdere Polis Kulübesi’ni kurşunlamaları sonucu polislerden ikisinin ağır yaralanması ve 11 Ocak 1971’de Ankara İş Bankası Emek Şubesi’’ni soymaları sebebiyle “vur emri” ile aranıyorlardı. Yakalanmalarına yardım edeceklere 15.000 lira ödül vaat ediliyordu. 4 Mart’ta Balgat’taki hava üssünde görevli 4 Amerikalıyı kaçırdılar; bu dört Amerikalıya karşılık tüm devrimcilerin serbest bırakılmasını ve 400.000 dolar fidye talep ettiler. Güvenlik güçleri onları bulabilmek için grubun karargâhı ODTÜ’yü kuşatmış, bu kuşatma esnasında öğrencilerle çatışmış, neticede de biri komando er olmak üzere üç kişi ölmüş, yirmi altı kişi yaralanmıştı. Olay sonrasında üniversite süresiz kapatılmış, dört Amerikalı rehin serbest bırakılmış, askerlerinden birini kaybetmek orduda büyük bir tepki oluşturmuştu. Nitekim 12 Mart Muhtırası’nın hemen ertesinde örgütün kurucu isimlerinden ikisi yakalanmıştı, silahlı gerilla olarak adlandırılsalar da kimseyi öldürmemelerine rağmen.
Olayların ardı arkası anlaşılmadan da “yakalandı” haberi basında büyük bir etki yaratmış, manşetlerde yerini almıştı. Tercüman’ın 17 Mart 1971’de manşetlerine taşıdığı yakalanma haberi de muhtıranın etkisindeki askerî havanın coşkusunu hissettirir. Zira Aslan, ertesi günde yer alan haberden de anlaşılacağı üzere henüz sağdır. Gezmiş birlikte yargılanacak; bu yargılanışa 23 Mart’ta yakalanan Hüseyin İnan da dâhil olacak ve 6 Mayıs 1972’teki idamları neticesinde üç arkadaş öldürülecektirler.