Tercüman Arşivi: 12 April 1971
24 December 2024

“Fildişi kule” ve politika

Tarık Buğra 12 Nisan 1971’de Tercüman’da kaleme aldığı köşe yazısında toplumun gündelik ve temel sorunlarını politikacıların çözüme ulaştırmaları; yönetimde olan Erim hükûmetinin fildişi kulelerine çekilmekten ziyade bu sorunlarla ilgilenmeleri gerektiğini belirtiyordu.

FİLDİŞİ KULE diye bir söz var. İnsan’ın, Dünya’nın ıvır zıvır gerçeklerinden, gel geç olay ve ilişkilerinden kopup yorumlarıyla, açıklamalarıyla saf düşünceye, tenkitçi zekâya ve akla bağlanışını anlatır. Bununla hayalciliği, idealizmi ve romantizmi kast edenler de vardır. Öyle de olsa her sanatçının bir “Fildişi Kule”si olmalıdır. En gerçekçi görünenleri dâhil, bütün büyük sanatçılar öyledir ve hakiki şaheserler “Fildişi Kule”lerde kotarılmıştır.

Anekdotlardan hoşlanırsanız bende bu konuyla ilgili nefis bir tanesi var: Romancıların ağababası Balzac, aralarında zamanın Maliye Bakanı da bulunan bir toplulukta, birdenbire ayağa kalkar ve konuşmaları keserek; “Gerçeğe dönelim beyler: Eugeni Grandé kiminle evlenecek” der.

Eugeni Grandé, Balzac’ın “Fildişi Kule”sinde -isterseniz hayalinde- yarattığı bir genç kız, bir roman kahramanıdır. Sanatın gerçeği de onun ilgileri, ilişkileri, kısacası hayatıdır: Maliye, Bakanın -ve ötekilerin- Paris borsası veya hal’i ile ilgili fiyatlar veya piyasalar meselesi değildir.

Anlatabildiğimi umuyorum. Sanatçı ile politikacı en önemli konuda, yani “Dünya meseleleri”nde çatışmaya mahkûmdurlar: Sanatçıyı soylulaştıran, yücelten “Fildişi Kule” politikacıyı perişan eder. Politikacı, aslında süreklilik şansı bulunmayan ama “gün”ü ve yaşayan insanları çok yakından ve derinden ilgilendiren meselelerin adamı olmağa mecburdur.

“Ebedî”nin, değişmeyecek olanın peşinde koşan soylu sanatçı, gelgeç ve dâima değişmeye mahkûm “gerçek”leri politikacıya bırakır. Sanatçı için bütün bunlar olsa olsa “dekoratif” unsurlardır. Politikacının başarısını şartlayan şeyler, ağırlık noktası olunca sanatçıyı çökertir.

Bir hakikati kısaca tekrarlamak gerekirse, politikacı “gün”ün ve yaşamakta olan insanların meseleleriyle uğraşmak, onlara çözümler bulmak zorundadır. Politikacının gelecek zamanlara bağlı çalışmaları bile köklerini bunlara daldırırsa mânâ kazanır.

Reyler politikacıya yönelen umutların, günlük dertlerin ihtiyaçların, bunalımların, tedirginliklerin ifadesidir. Bir çöp meselesi… tek durmayan fiyatlar… Trafik keşmekeşi… asayiş bozukluğu… bozuk ekmekler ve diğer gıda maddeleri… Toto veya örgü veya sohbet kulüplerine dönen devlet daireleri “halk”ı doğrudan doğruya ve çok derinden ilgilendirir. Sonunda da bu ıvır zıvırın durumu politikacının kaderini çizer. Zerre kadar küçümsemeden ve katiyen reddetmeden söylüyorum: “Büyük işler” yapmak isteyen politikacılar, onların peşine düşmeden önce mutlaka ve mutlaka bu “minicik” meseleleri halletmelidirler. Yoksa tepetaklak olurlar. Tepetaklak olmayacak kadar oportünist veya demagog iseler büyük sonuçlar yerine hava alırlar. Ve ili hâlde de millete zaman kaybettirir, emek ve para kaybettirirler.

Erim hükûmeti bu gerçeği bilecek seviyededir. Fakat onu hareket noktası ve ana iş edinip edemeyeceği henüz meçhuldür. Daha başlangıçtayız; orası öyle. Fakat üniversite ve yüksek okullara Devlet’in hiç değilse gölgesi düşmeliydi. Düşebilirdi de. Çarşı Pazar hâlâ başı boş. Şehir içi veya şehirler arası trafikte durum dün ne ise bugün de aynı. Bakkal, kasap, meyveci, sebzeci, balıkçı, aşçı… kısacası “gün” eski hamam eski tas.

Evet, daha erken… kolay değildir bu “mini meseleler”in çözümlenmesi. Hatta -aslına bakarsanız- Devlet’in varlığı ve medeniyet onlara göre hükme bağlanır. Fakat ne olursa olsun, başlangıcın da birtakım belirtileri, beyanları vardır. Biz işte bunun için sabırsız davranıyoruz: Sayın Erim ve bajankarı, bize “Fildişi Kule”yi seçeceklermiş gibi görünüyor.

“Büyük Davalar” mı? Elbette. Ama onların kökü ancak ve ancak “gün”ün, yani yaşayan insanların mini, hatta mini mini dertlerinden, ihtiyaçlarından, tedirginliklerinden arınmış bir toprakta tutabilir. Sayın Erim ekibi, üstünlük, umut ve proje hesaplarını yaparken, bunları da önceki iktidarların tenkidine dayarken, meseleye ve CHP, DP, AP iktidarlarına bir de bu gözle baksalar isabetli olacaktır.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...