13 May 2024

Toplumsal değişimin aynası: Orient Ekspress’in ilk seferi

Doğu ile Batı arasında kesintisiz kıtalararası seyahat etme imkânını sunan Orient Ekspress ilklerin trenidir. 4 Ekim 1883’te Paris’ten başlayıp İstanbul’da son bulan yolculuğun keyifli ve merak uyandırıcı hikâyesi…

Şark Ekspresi, 19. yüzyılda yaşanan baş döndürücü teknolojik gelişmelerin ve toplumsal değişimin bir aynasıdır. Bu yolculuğa giden sürecin tohumları İngiltere’de atıldı. George Stephenson 1830’da lokomotifi icat etti ve bu lokomotifin çektiği tren katarı, ilk yolculuğunu Liverpool-Manchester arasında gerçekleştirdi. Böylece modern kara yolu ulaşım araçlarına kapı aralanmıştır. Başta İngiltere olmak üzere bütün dünya, 19. yüzyılın sonlarına doğru demir yolu ile bir ağ gibi sarılmaya başladı.

Demir yollar üzerinde ilerleyen yolcu ve yük vagonları, bir yandan ulaşım için gereken zamanı kısaltırken bir yandan da mekânı daraltır. Tren yolculukları; yeniliklerin hızla yayılması, toplumların ve devletlerin daha fazla etkileşim içerisinde olması, yerküre üzerinde siyasi, sosyal, ekonomik ve ticari ilişkilerin daha yoğun yaşanmasına sebep olur. Modern seyahatin bu çarpıcı değişiminin bir sonucu da birçok roman ve filme konu olan ünlü Orient Ekspress (Şark Ekspres) treni seferlerinin başlamasıdır. Bu trenin ilham kaynağı Belçikalı Mühendis George Nagelmackers’in 1868’de Amerika’ya yaptığı seyahattir. Amerika’da bulunduğu sırada Pullman ismindeki bir girişimci tarafından uzun ve yorucu seyahate bir alternatif olarak geliştirilen Pullmann Yataklı Vagonları ile seyahat eden Nagelmackers; bunu önce Avrupa’ya, daha sonra bütün dünyaya yaydı.

Konfor ihtiyacının ürünü

Nagelmackers’ın Amerika’dan esinlendiği tren projesini gündeme getirdiği 1870 yılı, Prusya’yla Fransa arasında savaş ihtimalinin çoğaldığı bir zamana denk gelir. Buna rağmen Nagelmackers, babasının bağlantılarından faydalanarak 1870’te taşımacılık için Belçika Kralı II. Leopold’un desteğini elde etmeyi başarır ve Paris-Viyana arasında yataklı vagon işletme imtiyazını 1872’de alır. Aynı yıl, Amerikalı mucit ve yazar William d’Alton Mann ile Compagnie Internationale des Wagons-Lits’i (Uluslararası Yataklı Vagonlar Şirketi) kurar. Dört yıl sonra Mann Amerika’ya dönünce Nagelmackers şirketin tek sahibi olur. Böylece Şark Ekspresi’ni de işletecek şirketin kuruluşu ve Nagelmackers’ın kontrolüne geçmesi süreci tamamlanmış olur.

Nagelmackers’ı Batı ile Doğu arasında bir tren seyahati başlatmaya götüren sebebi, yüzyılın içinde meydana gelen sosyal ve ekonomik değişimlerin içinde aramak gerekir. Gelişen refah ve güçlenen ekonominin de etkisiyle insanlar, daha fazla konfor ihtiyacı hissetmekte ve bunu uzun yolculuklar yaparken de arzu etmekteydi. İşte Amerika’da Pullman ve Avrupa’da Nagelmackers, bu ihtiyacı karşılayan öncü kişilerdi.

Şark Ekspresi treninin İstanbul varışlı ilk seferi, 4 Ekim 1883’te 19.30’da Paris’ten başladı. Yolculuk Paris’ten İstanbul’a yaklaşık 81 saat 40 dakika sürmüştü. İstanbul’dan Paris’e dönüş ise 77 saat 40 dakikada gerçekleşmişti. Bu tren katarı, yaklaşık 42 yataklı iki salonlu vagon, bir restoran vagonu ve bir bagaj vagonundan (furgon) meydana gelmekteydi.

Yolcular kimlerden oluşuyordu?

Trenin Paris’ten İstanbul’a ilk seyahatine katılanlar; bizzat Nagelmackers tarafından davet edilen devlet adamı, diplomat, zengin, soylu kişiler ve elbette dönemin önde gelen gazetecileriydi. Bunlar arasında The London Times gazetesinin muhabiri Opper de Blowitz ile birlikte Fransız yazar Edmond de About bulunuyordu. Bu kişiler daha sonra bu seyahatlerini kitaplaştırarak deneyimlerini aktarmışlardı. Konuklar arasında Osmanlı Devleti’nin Paris Başkâtibi Hovsep Misakyan (Yusuf Misak) Efendi de vardı. Yaklaşık 40 kişilik bu ilk seyahat grubunun çoğu Fransız’dı. Yolcuların neredeyse tamamı erkek olup trende sadece iki kadın seyahat etmişti. Onlar da Avusturya’dan trene binen Avusturya Devlet Demir Yolları ve Haberleşme Bakanı Von Scala’nın eşi ve baldızıdır.

Trenin yolcularına sağladığı hizmetler

Saatte 90 kilometre hıza erişebilen Şark Ekspresi, en lüks yiyecek ve içeceklerden meydana gelen menüsünü restoran vagonunda yolcularına sunmaktaydı. Menüde taze havyardan Fransız şampanyasına ve uğranılan her ülkenin yöresel lezzetlerine sınırsız bir lezzet şöleni sıralanmaktaydı. Trende görevli personelin çoğu Paris ve İsviçre’de yıllarca çalışmış işinin ehli profesyonellerden oluşmaktaydı. 17,5 metre uzunluğunda dönemin her türlü teknolojisi ile donatılmış lüks vagonların her iki ucunda her zaman içinde sıcak suyun ve temiz havluların bulunduğu her türlü hijyenik önlemin alındığı tuvaletler vardı. Bu ve benzeri özellikleriyle Şark Ekspresi ile seyahat etmek bir ayrıcalıktı. Elbette bu ayrıcalığın dikkate değer bir bedeli vardı. Bu lüks trende Paris-İstanbul arası her şey dâhil bir bilet, yaklaşık 60 sterlindi. Bu meblağ o dönemde Londra’da bir yıllık ev kirasının karşılığıydı.

4 Ekim 1883’te Paris’ten İstanbul’a ilk seferine çıkan ve toplamda 11 gün süren bu lüks seyahatin güzergâhı, zaman içerisinde farklı nedenlerden dolayı birçok kez değişti. 1883’teki ilk seferin güzergâhı, Paris’ten başlayıp İstanbul’a kesintisiz bir yolculuk sunmak gibi cezbedici bir slogana sahipti. Ancak Paris ile İstanbul arasında kesintisiz bir tren yolculuğunun gerçekleşmesi 1889’u bulacaktı. Seferin ilk güzergâhı; Alman topraklarında Strazburg, Würtemberg, Ausburg ve Münih’ten geçip Avusturya-Macaristan’ın başkenti Viyana’ya ulaşıyordu. Viyana’dan sonra güzergâh Budapeşte, Bratislava, Szeged, Temeşvar ve Romanya’nın başkenti Bükreş’e; oradan da Giurgiu (Yergöğü) mevkiine erişmekteydi. Burada Orient Ekspress treninin yolcuları vapur ile Tuna Nehri’ni geçerek Rusçuk’a, oradan da Avusturya Devlet Demir Yollarına bağlı başka bir tren ile Varna’ya hareket etmekteydiler. Varna’dan yine Avusturya Llyod Denizcilik Şirketi’ne bağlı Espero adlı lüks bir vapurla yapılan 15 saatlik deniz yolculuğunun ardından İstanbul’a varılmaktaydı.

İlk yolcular İstanbul’da

Doğu’nun incisi İstanbul’a 9 Ekim 1883 Salı sabahı boğaz manzarasıyla giriş yapan yolculara şehrin kadim kültürü ve mirası, eşsiz bir turistik gezi deneyimi yaşatmıştı. Trenin gazeteci yolcuları Blowitz ve About bu seyahati kaleme aldıkları eserlerinde İstanbul’un büyüsüne kapıldıklarını hayranlıkla dile getirirler. İstanbul’da kaldıkları süre içinde Kurban Bayramı’na ve Sultan II. Abdülhamid’in bayram dolayısıyla bir merasim düzenlemesine şahit olmuşlardı. İstanbul’da Topkapı, Dolmabahçe ve Beylerbeyi saraylarını, Ayasofya Camii ve Galata Mevlevihanesi gibi tarihî yapıları ziyaret etmişlerdi. Şark Ekspresi, İstanbul’dan Paris varışlı ilk dönüş yolculuğuna 13 Ekim 1883’te öğleden sonra ilk kafilenin vapurla Varna’ya hareket etmesi ile başlamıştı. Paris-İstanbul ile aynı güzergâh üzerinden geri dönülecek bu ilk seyahat, kısa zamanda dünyanın birçok bölgesinde duyulacaktı. Üstelik Wagons-Lits Şirketi bu konforu sadece seyahatle sınırlandırmayacaktı. Şirket, 19. yüzyılın sonunda bir ilke daha imza atıp trenlerinde seyahat eden yolcularına aynı konforda konaklama imkânı sağlayacak olan oteller zincirini kuracaktı.

Trenin meşhur misafirleri

Doğu-Batı arasında toplu ulaşımı lüks ve konforla birleştiren Şark Ekspresi, modern seyahat ve turizmin tarihine dair pek çok başlangıca imza attı. Tren, Avrupa ile Asya arasındaki karşılıklı seferleri boyunca siyaset, sanat, edebiyat, ekonomi gibi farklı alanlardan birçok ünlü kişiyi ağırladı. Bunlar arasında Romanya Kralı II. Carol, Rus Çarı II. Nikolay ve Fransa’nın 1920 yılında cumhurbaşkanı olan Paul Eugène Louis Deschanel gibi siyasi liderler vardır. Bunun yanı sıra siyonizmin kurucusu Theodor Herzl, ünlü silah tüccarı Basil Zaharoff, petrolün dünya ticaretinde dolaşımına olanak sağlayan Sarkis Gulbenkian ve daha birçok kişi bulunmaktadır. Tren, Agatha Christie’nin Şark Ekspresi’nde Cinayetromanının da ana dekorudur. Hava ulaşımında artan olanaklar, bu trenin işleyişine olumsuz etki etti ve 1977’den itibaren trenin seferlerine son verildi. Ancak anısı hâlâ zihinlerde yaşamaktadır.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...