20 February 2025

Riyad’da ABD-Rusya görüşmeleri: Masada Ukrayna yok

Soğuk Savaş’ın eski ezeli rakipleri, Ukrayna’da süregelen savaşı bitirmek için hamle yapmaya hazırlanıyor. Rusya ve ABD yetkilileri Suudi Arabistan’da buluşarak olası bir ateşkesi tartıştı. Bu buluşma; küresel güç dengesinin yeniden yazıldığı bir sahne. Fakat sahnede iki oyuncu eksik: Ukrayna ve AB.

Yalnızca bir telefon görüşmesi, Rusya ve Rusya lideri Putin’in 2022 yılından beri devem eden izolasyonunu bitirmeye yeterli mi? Bu sorunun cevabı geçtiğimiz hafta Rusya ve Amerika liderleri arasında gerçekleşen telefon konuşmasından sonra yanıt buldu. İzolasyon dönemi, Trump'ın telefon açmasıyla aniden sona erdi. Kremlin'in yaklaşık bir buçuk saat sürdüğünü söylediği görüşme, Ukrayna ve Avrupa'da endişeye yol açtı.

Ve bu endişeleri haksız çıkmadı… İki ülke lideri Riyad’a, Ukrayna Savaşı’nı sona erdirmek adına üst düzey yetkililerin katılacağı bir zirve düzenlemeye karar verdi. Suudi Arabistan’da gerçekleşen bu görüşmeler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ilk dönemlerinden bu yana çatışmaya son vermek amacıyla düzenlenen en üst düzey girişim olma niteliği taşıyor. Savaşın başlangıcında yapılan müzakereler, Putin’in taviz vermeye yanaşmayan talepleri nedeniyle başarısız olmuştu. Görüşmenin Kiev ve Avrupa başkentlerinde endişeyle takip edilmesinin en önemli nedenlerinden biri; Donald Trump’ın, savaşı Vladimir Putin’in koşulları doğrultusunda sonlandırmak isteyebileceği düşüncesi.  ABD Dış İşleri Bakanı Marco Rubio, Kiev'i masanın bir tarafı olarak görmeyen önemli görüşmelerin sonunda, Amerika ve Rusya'nın Ukrayna'daki savaşın sonunu müzakere etmek için üst düzey ekipler atayacağını ve diplomatik kanalları yeniden kurmak için çalıştıklarını açıkladı. Rusya Dış İşleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüştükten sonra gazetecilere konuşan Rubio, çatışmanın sona ermesi için “tüm taraflarca tavizler verilmesi gerektiğini” söyledi. Rubio, Rusların etkileşime girmeye hazır olduğunu, kimsenin kenara çekilmeyeceğini vurguladı. NATO'nun 2008'deki Ukrayna üyeliği sözünü iptal etmesini talep eden Moskova heyeti ayrıca Rusya'nın barış gücü de dâhil olmak üzere Avrupa veya NATO birliklerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasını kabul etmeyeceğini söyledi.

Trump-Putin zirvesinin önünü açabilir

Financial Times’a konuşan Eski Rusya Dış İşleri Bakanı Andrey Kozirev’e diplomatik temasların ve bu tür ödünlerin Putin’i daha da cesaretlendirebileceğinin altını çiziyor ve Rus liderin NATO’nun genişlemesini durdurma ve Ukrayna’yı başarısız bir devlet hâline getirme hedeflerinden taviz vermeye dair herhangi bir sinyal vermediğini belirtiyor.  Son üç yıldır Batılı mevkidaşlarıyla neredeyse hiçbir doğrudan teması olmayan Putin, uluslararası siyasetin gündemine otururken, bu Rusya adına yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Fransız Le monde’a göre, “Toplantı, Trump yönetiminin Rusya'nın izolasyonunu sona erdirmek ve Trump-Putin zirvesi için zemin hazırlamak adına attığı önemli bir adım.” Devam eden temaslar, ABD Başkanı Donald Trump ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin arasında bir zirvenin önünü açabilir.

Riyad'daki görüşmelerin ardından bir anlaşmaya varma konusunda "çok daha emin" olduğunu söyleyen Trump, bu ay içerinden "muhtemelen" Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşebileceğine işaret etti.

Avrupa da masanın dışında kaldı

Öte yandan, Avrupa Birliği masanın dışında kaldığı için oldukça tepkili. Avrupa liderleri, Trump yönetiminin Rusya ile yaptığı bu görüşmeden dışlanmalarının ardından Macron önderliğinde Paris’te acil olarak bir araya geldiler. Zirveye ev sahibi Macron dışında İngiltere, Almanya, Polonya, İtalya ve Danimarka liderlerinin yanı sıra NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen katıldı. Ancak Kiev tarafından kabul edilebilir bir Rusya ile barış anlaşması yapılması durumunda, Ukrayna'ya askerî güç gönderme planı konusunda Paris'ten herhangi bir anlaşma çıkmadı. Avrupa, bir süredir savaş sonrası güvenlik için Ukrayna'ya asker gönderme planı üzerinde sessizce çalışıyordu. Bu çabanın ön saflarında İngiltere ve Fransa yer alıyor ancak detaylar henüz bilinmiyor. Amerika böyle bir plana katılmayı reddederse, Avrupa istenilen sayıda askeri Ukrayna’ya gönderemeyebilir ve bu Rusya'nın Ukrayna'ya tekrar saldırması durumunda Avrupa ülkelerinin çatışmaya çekileceği anlamına gelebilir.  İngiltere Başbakanı Keir Starmer, böyle bir gücün parçası olarak İngiliz birlikleri gönderme sözü vermişti. Ancak Paris'te herhangi bir gücün Amerika tarafından güvence altına alınması gerektiğini açıkça belirtti ve "ABD'nin bir güvenlik garantisi olması gerekir, çünkü Rusya'nın Ukrayna'ya tekrar saldırmasını etkili bir şekilde caydırmanın tek yolu ABD'nin güvenlik garantisidir" dedi.

Son olarak Avrupa Birliği, Rusya’yı hedef alan 16. yaptırım paketinde uzlaştığını açıkladı. Buna göre; Rusya'nın kısıtlamaları aşarak ham petrol ihraç etmek için kullandığı 73 gölge filo tankeri, bazı Rus bankaları ile çok sayıda birey ve şirket yaptırım listesine eklenecek.

Ukrayna’dan sert tepki

Suudi Arabistan'daki ABD ve Rus delegeler arasındaki müzakerelerin "Ukrayna'nın arkasından yürütüldüğünü" söyleyen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, hafta sonu NBC News'den Kristen Welker'a "Ukrayna hakkında Amerika ile Rusya arasında hiçbir kararı asla kabul etmeyeceğini" söyledi ve dünyada kendileri hakkında Putin ile gerçekten anlaşma yapabilecek hiçbir lider olmadığını sözlerine ekledi. Zelenski; adil bir barışı sağlamak için ABD, Ukrayna ve Avrupa'nın Kiev için güvenlik garantileri konusundaki görüşmelere katılması gerektiğini söyledi. Ukrayna Devlet Başkanı’nın bu şikâyetine karşılık olarak Moskova'nın işgalinden Kiev'i sorumlu tutuyor gibi bir yaklaşımla Trump, "çok fazla toprak kaybı olmadan" bir anlaşma yapmak için yılları olduğunu söyledi ve ekledi: “Bugün, ‘Ah, peki, davet edilmedik’ ifadesini duydum. Eh, üç yıldır oradasınız... Hiç başlamamalıydınız. Bir anlaşma yapabilirdiniz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, ABD ve Rus heyetlerinin Riyad’da buluştuğu gün Ankara’da bir araya geldi. “(Riyad'daki) Rusya-ABD görüşmesi bizim için sürpriz oldu. Medyadan öğrendik” diyen Zelenski, ABD-Rusya görüşmelerine yanıt olarak konumunu güçlendirmeye çalışıyor. Basına kapalı olarak gerçekleşen görüşmenin ardından açıklama yapan Zelenski, "Barışı en çok isteyen biziz" dedi. Adil bir anlaşma ihtiyacına ve yeterli güvenlik garantilerinin sağlanması gerekliliğine dikkat çektin.  Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Türkiye’nin her iki tarafça güvenilir arabulucu olarak görüldüğüne işaret etti.

Rusya’yı dışlama dönemi sona mı eriyor?

Rusya, Şubat 2022'de Ukrayna'ya tam ölçekli bir işgal başlattığından beri küresel diplomasiden dışlandı. Kremlin ve Washington arsında telefonlar çalmaya başladığı andan itibaren ise Rus borsası yükseldi. Küresel piyasalarda petrol fiyatı %3 düştü. Salı günü Riyad'da gerçekleşen toplantı, bu izolasyonun sonunu işaret ediyor. İki taraf diplomatik iletişimi yeniden kurma konusunda anlaştı ve Rubio, Ukrayna'daki savaş sona ererse hem ABD hem de Rusya için "olağanüstü fırsatlar" olabileceğini söyleyecek kadar ileri gitti. Pozitif yönlü beklentileri temelinde müzakerelerin sonunda Kremlin'in rehabilitasyonu ve Rusya'nın enerji sektörü ve daha geniş ekonomisine yönelik Batı yaptırımlarının kaldırılması olasılığı yatıyor.

Sonuç olarak Putin, işgalin üçüncü yılına girerken Ukrayna’daki savaşı kazanmaya hiç bu kadar yaklaşmamıştı. Sıcak savaş bitse bile Rusya Devlet Başkanı’nın hedefi aynı: Avrupa’yı zayıflatmak ve Rusya’nın nüfuz alanını geri kazanmak. NATO’nun Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanı’nın danışmanı Steve Covington, Putin’in nihai amacının Ukrayna’yı çökertmek ve 1945 sonrası Amerikan liderliğinde kurulan küresel düzeni parçalamak olduğuna işaret ediyor. The Economist’te yer alan bir habere göre Kremlin lideri, geçen yıl diplomatlarına yaptığı bir konuşmada bunu açıkça dile getirmişti: “Avrupa-Atlantik güvenlik sistemi gözlerimizin önünde çöküyor. Avrupa, küresel ekonomik gelişimde kenara itiliyor, kaosa sürükleniyor ve uluslararası gücü ile kültürel kimliğini kaybediyor” demişti Putin.  Unutmayalım ki Washington, NATO'yu Çin'e odaklandığı için Avrupa'nın artık en önemli güvenlik önceliği olmayacağı konusunda uyarmıştı. Bu, “Tarihin en başarılı askerî ittifakı olan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Amerika olmadan yoluna devam edebilir mi?” sorusunu akıllara getiriyor.

Putin’in -istediği tavizleri almazsa- Ukrayna’daki işgali sürdürme kabiliyeti devam ediyor gibi gözüküyor. Bu süre zarfında Trump’ın, Rusya’nın dünya ekonomisine yeniden entegre olmasına izin vereceği öngörülüyor. Putin ve Trump dansı devam ederken NATO’nun ve uluslararası iş birliklerinin geleceği gibi küresel güç dengelerinin yeniden yazıldığı bir sürecin başlangıcındayız.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...