09 April 2025

İsrail’in Suriye’ye son saldırıları ne ifade ediyor?

İsrail’in Suriye’ye karşı son saldırıların arkasında hangi sebepler var? Bu saldırılar, Suriye’nin yeni rejimini nasıl etkiliyor? Türkiye’nin Suriye’deki varlığı, İsrail’i neden rahatsız ediyor? İsrail, Türkiye karşıtı koalisyonu mu koordine ediyor?

İsrail, Esad rejiminin düşmesiyle ortaya çıkan boşlukta kendisini kilit bir oyuncu olarak konumlandırmaktadır. Bu bağlamda rejimin düşmesinden sonra gelişen olaylara bakıldığında, İsrail’in birkaç temel hedef güttüğü gözükmektedir. Bu hedefler büyük ölçüde askerî ve stratejik bir muhtevaya sahipti. İsrail, ilk aşamada Suriye'nin askerî altyapısını ve teçhizatını ortadan kaldırmayı önceledi.  Kendisi açısından önemli gördüğü bu askerî hedefe ulaşmak için büyük bir çaba harcadı. Stratejik bağlamda ise ana hedeflerden birisi, İran ile doğrudan kara koridorunu keserek Tahran’ı denklem dışı bırakmaktı.  Eş zamanlı olarak Hizbullah’ın İran ve Irak'a bağlayan kara lojistik koridorunu kaybetmesi ve böylece izole olması hedeflenmekteydi.  İsrail özellikle İran’ın Suriye’deki etkisinin sıfırlanması ve Hizbullah’ın etkisinin kırılması konularındaki hedeflerine ulaşmış görünüyor. 8 Aralık sonrası gerçekleştirilen askerî operasyonlar ve Suriye’deki toprak kazanımları, İsrail’in güvenlik ve istihbarat bağlamındaki acil stratejik hedeflere ulaşmasını da büyük ölçüde sağladı. Diğer önemli hedef ise Suriye sahasındaki güç gösterisinin İsrail'in bölgesel ve küresel rolünün yeniden tanımlamasıyla ilgiliydi. İsrail, Suriye’yi özellikle “bölgesel liderlik iddiasını” göstermek için elverişli bir saha olarak görüyor.

İsrail’in Suriye’ye yeni saldırısı: Hazımsızlığın anatomisi

İsrail 3 Nisan’da Suriye'nin Hama ve Şam'daki hava üslerine ve diğer askerî tesislerine bir dizi hava saldırısı düzenledi. Ayrıca İsrail kuvvetleri Suriye’nin güneyinde bir kara operasyonu gerçekleştirdi. Ahmed Al Şara liderliğindeki yeni Suriye yönetimi, İsrail saldırısını şiddetle kınadı. Ancak İsrail, ulusal güvenlik adına hareket ettiğini söyledi ve saldırıları “gelecek için bir uyarı” olarak nitelendirdi. İsrail'in Suriye'de düzenlediği hava saldırılarında Hama askerî havaalanı ve Humus T-4 hava üslerinin yanı sıra Şam'ın Barzeh bölgesindeki bir araştırma merkezi de hedef alındı. İsrail'in Suriye'nin güneyindeki Nawa bölgesi yakınlarında da hava ve topçu saldırıları düzenlediği bildirildi. Jerusalem Post'un İsrailli bir yetkiliden aktardığına göre İsrail'in Suriye'ye düzenlediği son hava saldırılarının amacı “Türkiye'ye Suriye topraklarında askerî üs kurmaması ve İsrail'in Suriye semalarındaki faaliyetlerine müdahale etmemesi yönünde bir mesaj vermek”ti. İsrail Savunma Bakanı Israel Katz’ın “Suriye lideri Şara’ya yönelik “İsrail'in çıkarlarına zarar veren düşman güçlerin Suriye'ye girmesine izin verirsen ağır bir bedel ödersin" söyleminde “düşman güçten” kastın Türkiye olduğu anlaşılmaktadır. İsrail Dış İşleri Bakanı Gideon Saar’ın ise doğrudan Türkiye’yi hedef alması, Tel-Aviv’in hadsizliğini apaçık ortaya koymaktadır. Türk Dış İşleri Bakanlığı, İsrailli iki bakanın düşmanca söylemlerine güçlü bir yanıt vermiştir. Türk Dış İşleri Bakanlığı, İsrail’in çatışmadan beslenen dış politika anlayışına sahip olduğunu ve İsrail’in Türkiye’yi hedef alarak, Gazze’de işledikleri soykırımı, Filistin halkına karşı sürdürülen topyekûn savaşı, yerleşimci terörünü, Batı Şeria’yı ilhak niyetini, Suriye ve Lübnan’a saldırılarının arkasındaki yayılmacı emellerini gizlemeleri mümkün olmadığını açık bir şekilde vurgulamıştır.

İsrail’in Türkiye’ye yönelik düşmanca tavırları Esad rejiminin devrilmesiyle daha açık bir hâl aldı. Ocak 2025’te İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi'nin eski başkan vekili ve hâlihazırda İsrail hükûmetinin silahlı kuvvetlerin geliştirilmesinden sorumlu komitenin başında bulunan Yaakov Nagel’in hazırladığı rapor, İsrail’in düşmanca tavırlarını ortaya koymaktadır. Nagel raporunda Türkiye, “potansiyel olarak İran'dan daha tehlikeli bir düşman olarak tanımlanmakta ve İsrail’in Türkiye ile doğrudan bir çatışmaya hazırlanması gerektiğine vurgu yapmaktadır.” Raporda, Suriye'de faaliyet gösteren grupların Türkiye ile yakınlaşması riskinin İsrail'in güvenliği için yeni ve ciddi bir tehdit oluşturacağı vurgulanıyor. Komite, İsrail'in savunma bütçesinin arttırılmasını; daha fazla uçak, insansız hava aracı, uydu, hava savunma ve diğer silahların satın alınmasını öneriyor. Rapor ayrıca İsrail Savunma Kuvvetleri'nin Türkiye'nin yarattığı zorluklarla başa çıkabilecek donanıma sahip olması için İsrail'in savunma bütçesinin önümüzdeki beş yıl içinde 15 milyar şekel (4 milyar dolar) daha arttırılmasını öneriyor.

İsrail’in hazımsızlığının temel nedeni, İslam coğrafyasında Türkiye’nin giderek artan etkisi ve bölgesel bir stratejik vizyona sahip olmasıdır.  Türkiye’nin yapıcı stratejisine sadece tehditlerle ve karalama kampanyalarıyla yanıt verebilen İsrail yönetimi, bölgede kalıcı bir istikrarı açık bir şekilde istememektedir. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyor ve bu istikamette yapıcı ve bütünleştirici bir tutum sergiliyor. Buna karşın İsrail, bölgedeki kaosun sürmesini temel önceliği olarak görüyor. Çünkü bölgedeki kaosu ve istikrarsızlığı İsrail’in emellerine ulaşması açısından elverişli bir aparat olarak görüyor. Bu bağlamda toprak bütünlüğünü, istikrarını sağlayamayan, parçalanmış ve zayıf bir Suriye, İsrail’in daha çok işine gelmektedir.

İsrail, Türkiye karşıtı koalisyonu mu koordine ediyor?

İsrail, çatışmalardan beslenen dış politikasını devreye sokarak, Türkiye karşıtı koalisyonu koordine etmeye çalışıyor. Tel-Aviv öncelikle Doğu Akdeniz’de yeni bir provokasyonu tetiklemektedir. 30 Mart’ta Netanyahu, Batı Kudüs'teki İsrail Başbakanlık Ofisi'nde Yunanistan Başbakanı Mitsotakis ile bir araya gelerek farklı alanlardaki iş birliğini müzakere etti. Yunanistan’ın Ege'deki su altı elektrik kablosu projesini yeniden başlatması, Doğu Akdeniz’deki jeopolitik dengeler açısından önemli tehdit içeriyor. İsrail-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi-Yunanistan arasındaki söz konusu proje, Türkiye'nin kıta sahanlığını ihlal ediyor. Netanyahu, Yunanistan’a gerektiğinde ABD'yi devreye sokma garantisi vererek, bölgedeki durumu açık bir şekilde kışkırtıyor. Görüşmenin ardından Netanyahu, İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi'ye İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi liderleri arasında enerji iş birliği konusunda üçlü bir toplantı için hazırlık yapması talimatını verdi.

İsrail, Suriye'deki Tartus ve Hmeymim Rus askerî üslerinin korunmasını desteklemeleri için ABD'li politikacılar arasında lobi çalışmaları yürütüyor. İsrail’in ABD ve Rusya arasındaki yumuşama sürecinde önemli bir rol oynadığı açıktır. İsrail, Türkiye'nin etkisinin keskin bir şekilde artmasını önlemek için Suriye'deki Rus askerî üslerinin muhafaza edilmesini önceliyor. İsrail, üslerin Rusya’da kalmasının Türkiye'nin artan etkisini dengelemeye yardımcı olacağına inanıyor.  Bu bağlamda Moskova ve Tel-Aviv'in çıkarları örtüşüyor. Çünkü Rusya da askerî üslerinin Suriye topraklarında kalmasını istiyor. Amerikalılar İsrail’in bu isteği karşısında çekimser davranıyorlar. Washington’a göre NATO üyesi Türkiye, Suriye’deki güvenliği tek başına sağlama potansiyeline her hâlükârda sahiptir. Ayrıca İsrail, Körfez ülkeleriyle Türkiye arasında nifak tohumu ekmekten kaçınmıyor. Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni Türkiye ile karşı karşıya getirme politikasını güdüyor.

Türkiye’nin Suriye’deki etkin varlığını hazmedemeyen İsrail yönetiminin, birçok provokasyona gidebileceği aşikârdır. Bu provokasyonların bertaraf edilmesi bağlamında birkaç husus önem taşıyor. Yeni Suriye yönetiminin politikaları bu noktada ehemmiyet arz ediyor. Bu bağlamda Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması İsrail provokasyonlarına en iyi yanıt olacaktır.  Türkiye’nin Suriye yönetimi üzerindeki etkinliğinin daha da pekişmesi açısından, yeni mekanizmaların ortaya koyulması önemlidir. Söz konusu mekanizmaların askerî, stratejik, iktisadi ve kültürel bir mahiyet ihtiva etmesi önemlidir. Özellikle Türkiye’nin Suriye’deki askerî varlığını çeşitlendirmesi bu bakımdan hususen önem taşımaktadır. 

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...