25 November 2024

Geleceğe elektrikle dönen tekerlekler

Ucuz elektrikli araçların herkes tarafından satın alınabilmesi hem dünyanın geleceği ve hem de tüketiciler için iyi bir haber. Ancak Avrupalı dev otomotiv şirketleri ve Amerikalı üreticiler, Çin’den esen elektrikli araç rüzgârında savruluyor. Peki, Türkiye bu durumdan nasıl etkilenecek?

Şu an küresel olarak 40 milyondan fazla elektrikli araç kullanılıyor ve bu sayı hızla artıyor.  Dünya genelinde 2023'te satılan yeni araçların yaklaşık 4'te 1'i elektrikliydi. Bu pay Norveç'te %90'ın üzerindeydi ve Çin'de neredeyse %40'tı.

Çin otomobil endüstrisini küresel öneme taşıması, endüstriyi geliştirmek için attığı adımların bir sonucu olarak, özellikle son yıllarda hız kazandı. Çin'in otomobil ihracatı, %54'lük bir artışın ardından 2022'de Almanya'yı çoktan geçmişti. Dünyanın en büyük otomobil pazarı olan Çin’de, satışlar geçen ay 2,28 milyon araca ulaştı. Yılın ilk 10 ayında ise %3 artarak 17,99 milyona tırmandı. Çin, 2023'te motorlu taşıt üretimi pazarında lider oldu ve 30 milyondan fazla otomobil ve ticari araç üretti. Bu, diğer ilk beş ülkenin toplam üretim sayısından bile daha fazlaydı. Bir karşılaştırma yaparsak, ikinci sırada yer alan Amerika Birleşik Devletleri'ndeki araç üretimi yaklaşık 10,6 milyon adetti.

Apaçık Çin’in bu başarısı dünyanın geri kalanında alkışla karşılanmıyor. ABD-Çin ticaret savaşı; Donald Trump’ın Çin’den ithal edilen ürünlere %60 oranında yeni gümrük vergileri uygulama girişimiyle tekrar gündemde… Öte yandan Çin’in aşırı üretim politikasının etkileri Avrupa Birliği’nde daha derin hissedilecek. Avrupa, Çin’in rekabetçi fiyat ve üretim kapasitesine karşı savunmasız durumda. Bunun bir neticesi olarak AB, Çin yapımı elektrikli otomobillere %35'e varan oranlarda ilave gümrük vergisi uygulanmasına onay verdi. %10'luk standart gümrük vergisi ile %45'i bulan yeni vergi düzenlemesi ile bölge ülkeleri, Çin'in yükselen elektrikli araç üretimine karşı ulusal sanayilerini korumayı hedefliyor. Peki, bu yeterli olacak mı?

Pazarı domine eden Çin'in hamleleri

Öncelikle Çin’in iç politikaları, özellikle aşırı üretim stratejileri, küresel ekonomide geniş yankı buluyor. Zayıf iç talebi kabul etmesine rağmen Çin’in son teşvik paketi, makroekonomik yeniden dengelenmeye yönelik bir değişim göstermiyor ve bu da aşırı üretim kaynaklı ticaret gerilimlerinin devam edeceğine işaret ediyor.

Çin’in pazarı domine etmesinin en önemli nedeni ise çok daha ucuza çok daha iyi bir teknoloji sunması. Özellikle yabancı alıcılar için ana cazibesi açık: Batılı otomobil üreticilerinin eşleşemeyeceği fiyatlarda yüksek kalite… En önemli üreticilerden olan BYD’nin 2025 modellerindeki stil ve teknoloji, sektörün bir bütün olarak nereye doğru gittiğini gösteriyor. Bir diğer önemli nokta ise Çinli yeni otomobil alıcılarının ortalama yaşı 35 civarında (Avrupa'daki yeni araç alıcılarından yaklaşık 20 yıl daha genç). Dolayısla Çinli yeni otomobil alıcıları teknoloji meraklısı ve araçların göz alıcı özelliklerle dolu olmasını bekliyor. Ülkenin firmaları ise onlara istediklerini veriyor. Batılı otomobil üreticileri bu hıza yetişemiyor.

Avrupa pazarı küçülüyor

Elektrikli otomobil satışları düşüyor ve Avrupa otomobil pazarı daralıyor. Avrupa'daki otomotiv sektörü derin bir krizle karşı karşıya. Elektrikli araç pazarı büyümek yerine yavaşlıyor ve bu durum Avrupa Birliği'nin 2035 yılına kadar dizel ve benzinli araç satışlarını sona erdirme yönündeki iddialı hedefini baltalıyor.

Oysa otomotiv sektörü Avrupa’da 13 milyon kişiyi istihdam ediyor ve bölgedeki toplam istihdamın %7’sini oluşturuyor. Yani sektör bölge için oldukça önemli. Avrupa Otomobil Üreticileri Derneği (ACEA) verileri ise yaşanan kritik gerilemeyi destekliyor:

  • Eylül 2024'te yeni otomobil kayıtları, bölgenin dört büyük pazarından üçünde geriledi. Avrupa genelinde %6’lık bir daralma yaşanırken Fransa ve İtalya’da yaklaşık %10, Almanya da ise %7’lik bir gerileme yaşandı.
  • 2023 yılında Çin'den AB'ye 9,7 milyar euro değerinde 438 bin 34 adet elektrikli otomobil ithal edildi.
  • Çin'de üretilen otomobillerin AB'deki elektrikli araç satışlardaki pazar payı, son üç yılda yaklaşık %3'ten %20'nin üzerine tırmandı.

Devler havlu attı

Alman otomobil üreticisi Volkswagen 87 yıllık tarihinde ilk kez kendi ülkesindeki en az üç fabrikayı kapatmayı, binlerce işçiyi işten çıkarmayı ve maaşları %10 oranında azaltmayı planlıyor. Şirketin atacağı bu adımlar; Çinli üreticilerle zorlu rekabetin ortasında gelen zayıf satışlarla ve Avrupa’daki elektrikli araç sektöründe yaşanan yavaş büyümeyle doğrudan bağlantılı. Almanya’nın en büyük işvereni olan Volkswagen’in yaklaşık 300 bini Almanya'da olmak üzere dünya çapında 670 binden fazla çalışanı bulunuyor. Daralma adımları, Almanya fabrikalarında çalışan 140 bin kişiyi doğrudan etkileyecek. Volkswagen’in, Çin'de satışları, güçlü rekabet koşulları ve yerli üreticilere daha fazla sübvansiyon nedeniyle düşüyor. Avrupa'da ise pazarının zayıf olması sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Washington Post’un haberine göre; Volkswagen Grubu CEO'su Oliver Blume, geçtiğimiz aylarda çalışanlarına yazdığı mektupta, Avrupa otomotiv pazarının "çok zorlu ve ciddi bir durumda" olduğunu, Almanya'nın rekabet gücü açısından geride kaldığını yazmıştı.

Kötü gidişte Volkswagen yalnız değil. Bir diğer sektör devi Ford, ekonomideki olumsuzlukları, artan rekabetin yarattığı baskıyı ve elektrikli otomobil satışlarının beklenenden düşük olmasını gerekçe göstererek 2027 yılı sonuna kadar Avrupa’daki ve İngiltere’deki iş gücünü 4 bin kişi azaltacak. Kesintiler Ford'un Avrupa'daki 28 bin kişilik iş gücünün yaklaşık %14'ünü eritecek. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği'ne göre Ford satışları, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yılın ilk dokuz ayında %15,3 düştü. Ford tarafından yapılan açıklamada; Avrupa'daki otomobil üreticilerinin "önemli rekabet ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve aynı zamanda karbondioksit düzenlemeleri ile elektrikli araçlara yönelik tüketici talebi arasındaki uyumsuzluğu gidermeye çalıştıklarını" söyledi.

Diğer yandan, Çin ise dünya genelinde kendisine karşı uygulanan yüklü gümrük vergilerinin üstesinden gelmek için yaratıcı yollar arıyor. Çok uzağa gitmemize gerek yok. Çin yakın zamanda, Türkiye’yi elektrikli araç ithalatına uyguladığı vergiler nedeniyle Dünya Ticaret Örgütü'ne şikâyet etti. Yapılan açıklamada: “Türkiye'nin aldığı ayrımcı önlem DTÖ kurallarına aykırıdır ve korumacı niteliktedir” denildi. Ankara, Haziran ayında Çin'den ithal edilen araçlara yüzde 40 ek gümrük vergisi uygulayacağını duyurmuş, Eylül ayında Çin de dâhil olmak üzere hibrit araçların ithalatına sıkı şartlar getirmişti.

BYD, Türkiye'ye 1 milyar dolarlık yatırım yapıyor

Özellikle Amerika tarafından uygulanacak %60’lık gümrük vergilerinden kaçınmanın bir diğer yolu da başka ülkelerde üretim üsleri kurmak. Çinli firmalar, özellikle otomotiv üreticileri, operasyonlarını yurt dışına kaydırarak dünya çapında yeni üretim tesislerine yatırım yapıyorlar. Bu trend 2025'te yoğunlaşacak. Suudi Arabistan, Malezya, Vietnam, Fas ve Kazakistan başı çeken en büyük beş rota. Macaristan'da fabrika kuran Çin'in önde gelen elektrikli araç (EV) üreticisi BYD, temmuz ayında Türkiye'ye 1 milyar dolarlık yatırım yapacağını duyurdu. Yatırımın ayrıntıları ise şöyle:

  • BYD’nin, Manisa’da yıllık 150 bin araç kapasiteli elektrikli ve şarj edilebilir hibrit otomobil üretim tesisi ile sürdürülebilir mobilite teknolojilerine yönelik AR-GE merkezi kurması öngörülüyor.
  • 2026 sonunda üretime başlaması hedeflenen tesiste, 5 bin kişiye kadar doğrudan istihdam sağlanması planlanıyor.
  • Türkiye’de yatırımı teşvik için yıllık araç üretim kapasitesi ve belirli oranda yatırım gibi birtakım unsurların karşılanması durumunda şirketler, ek vergilerden muafiyet hakkı kazanıyor. BYD'nin bu teşvik haklarından faydalanması bekleniyor.

Çin merkezli bir diğer otomotiv devi Chery de Türkiye'ye yatırım yapmaya hazırlanıyor. Türkiye’nin otomotiv sektörü, Çinli devlerin büyük yatırımlarıyla önemli bir dönüşüm sürecine giriyor. Bu gelişmeler iki ülke arasında bir “kazan-kazan” durumu yaratıyor. Yatırımlar hem Çin’in küresel genişleme stratejisinin bir parçası oluyor hem de Türkiye’nin elektrikli araç üretimi ve ihracatında bölgesel bir merkez olma hedefine katkı sağlıyor. Ayrıca Togg gibi yerli üreticiler rekabetin getireceği dezavantajın yanı sıra iş birliği fırsatları yakalayabilir. Türkiye’nin, Çinli otomotiv üreticilerinden aldığı know-how ve teknolojik altyapıyı kendi elektrikli araç üretim kapasitesini artırmak için kullanma şansı yüksek. Ancak pazardaki rekabetin sertleşmesi, Togg başta olmak üzere diğer yerel üreticiler için riskler de barındırıyor. Türkiye’nin bu alandaki politikalarında, yerli üretimi desteklerken yabancı yatırımları da dengelemesi kritik olacak.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...