04 June 2025

Doğaya verilen söz: “Sıfır atık”

Sıfır atık, tüketim çılgınlığına dur diyen, kaynakları koruyan ve doğayla uyumlu bir yaşam felsefesidir. Atığı kaynağında önleyip döngüsel ekonomiyi hedefler. Hem dünyada hem Türkiye'de geleceğimiz için atılan bu bilinçli adımla daha temiz bir çevre ve sürdürülebilir bir gelecek mümkün.

Yakın zamanda Sıfır Atık Vakfı, “Sıfır Atık Çocuk: Geleceğe Değer” adlı projesi kapsamında ilkokul öğrencilerine doğaya ve çevreye karşı farkındalık sağlamak amacıyla çeşitli eğitimler vermeye başladı. Bu doğrultuda önce İstanbul’daki ilkokulları dolaşarak 3. ve 4. sınıf öğrencilerine “sıfır atık” kavramı tanıtıldı, çevreye duyarlı olmanın önemini vurgulayan çeşitli etkinlikler ve uygulamalar yapıldı. Hakikaten günümüz dünyasının en yıkıcı sorunlarından biri olan atık yığınları, gezegenimizin geleceğini tehdit ederken “sıfır atık” kapsamında gerçekleştirilen her çaba bir umut ışığı gibi parlıyor. Peki aslında sürekli vurgulanan bu kavram aslında neyi işaret ediyor, hangi amaçları kapsıyor? Sadece çöp kutularını boşaltmak için mi kullanılıyor, yoksa çok daha derin bir felsefeyi mi barındırıyor? “Sıfır atık” kavramının ne olduğunu, neleri kapsadığını, neyi amaçladığını ve hem dünyada hem de Türkiye'de bu ideal için atılan adımlara beraber bakalım.

Çöp kutusundan yaşam biçimine

Sıfır atık -en basit tanımıyla- atıkların kaynağında önlenmesi, azaltılması, yeniden kullanılması, geri dönüştürülmesi ve kompostlanması yoluyla düzenli depolama sahalarına gönderilen atık miktarının minimuma indirilmesini, hatta ideal olarak sıfırlanmasını hedefleyen bir yaşam biçimi ve yönetim stratejisidir. Ancak bu tanım, buzdağının sadece görünen yüzünü oluşturur. Sıfır atık, aslında bir tüketim kültürü eleştirisi, kaynakların bilinçli kullanımı çağrısı ve doğayla uyumlu bir yaşam arayışıdır. Tek kullanımlık ürünlerin saltanatına son vermeyi, döngüsel bir ekonomiyi ve sürdürülebilir bir geleceği hedefler.

“Sıfır atık”ın kapsamı oldukça geniştir ve hayatımızın her alanına dokunur: Öncelikle bireysel düzeyde; alışveriş alışkanlıklarımızdan mutfak pratiklerimize, kişisel bakım ürünlerimizden giyim tercihlerimize kadar her seçimimiz “sıfır atık” felsefesine uygun hâle getirilebilir. Bez torbalar kullanmak, ambalajsız ürünleri tercih etmek, plastik kullanımını en aza indirmek, gıda israfını önlemek, kompost yapmak gibi adımlar bireysel sorumluluğumuzun bir parçasıdır. Kurumsal düzeyde, işletmelerin üretim süreçlerini yeniden tasarlaması, daha az atık üreten teknolojilere yatırım yapması, ürün ambalajlarını optimize etmesi, atıklarını kaynağında ayrıştırması ve geri dönüşüme kazandırması beklenir. Çalışanların bilinçlendirilmesi ve “sıfır atık” uygulamalarına teşvik edilmesi, bunun için eğitimlerin ve uygulamaların yaygınlaştırılması da bu kapsamdadır. Yerel ve ulusal düzeyde yapılacaklar ise çok daha etkili uygulamalar olacaktır. Örneğin, belediyelerin etkin atık toplama ve ayrıştırma sistemleri kurması, geri dönüşüm tesislerini yaygınlaştırması, kompost alanları oluşturması, halkı bilinçlendirme kampanyaları düzenlemesi ve “sıfır atık”ı destekleyen yasal düzenlemeler yapması kritik öneme sahiptir.

Amaç sadece temiz bir çevre değil, doğayı korumak

Sıfır atık projesinin temel amacı, doğayı ve insan sağlığını tehdit eden atık sorununu ortadan kaldırmaktır. Evet, ancak hedefleri bununla sınırlı değil:

Doğal kaynakların korunması: Daha az üreterek ve tüketerek, var olanı yeniden kullanarak ve geri dönüştürerek sınırlı doğal kaynakların tükenmesini yavaşlatır.

  • Enerji tasarrufu: Ham maddeden yeni bir ürün üretmek yerine geri dönüştürülmüş malzemeler kullanmak önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlar.
  • İklim değişikliğiyle mücadele: Sıfır atık çalışmaları, atıkların depolanması sırasında açığa çıkan metan gazı gibi sera gazlarının salınımını azaltarak iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıda bulunur.
  • Ekonomik faydalar: Yeni iş kolları (geri dönüşüm, onarım, kompost vb.) yaratarak ve kaynak verimliliğini artırarak ekonomiye olumlu katkılar sunar.
  • Toplumsal bilinç ve sorumluluk: Bireyleri ve toplumları daha bilinçli tüketmeye ve çevreye karşı daha sorumlu davranmaya teşvik eder.
  • Sağlıklı yaşam alanları: Atıkların neden olduğu kirliliği azaltarak daha sağlıklı ve yaşanabilir çevreler oluşturur.

Dünyada sıfır atık rüzgârı: Öncü adımlar ve ilham veren örnekler

Sıfır atık hareketi, küresel ölçekte giderek daha fazla kabul görüyor ve birçok ülke bu konuda somut adımlar atıyor:

  • Avrupa Birliği: Döngüsel Ekonomi Paketi ile atıkların azaltılması, geri dönüşüm oranlarının artırılması ve tek kullanımlık plastiklerin yasaklanması gibi iddialı hedefler belirlemiştir. Özellikle Slovenya, Ljubljana gibi şehirler “sıfır atık” konusunda öncü rol oynamaktadır.
  • San Francisco (ABD): Dünyanın en başarılı “sıfır atık” şehirlerinden biri olarak kabul edilir. Kapsamlı ayrıştırma programları, kompost zorunluluğu ve belirli malzemelerin depolama sahalarına gönderilmesinin yasaklanması gibi politikalarla yüksek geri dönüşüm oranlarına ulaşmıştır.
  • Kamikatsu (Japonya): “Sıfır Atık Kasabası” olarak bilinen Kamikatsu, 45 farklı kategoride atık ayrıştırma sistemiyle dikkat çekiyor ve 2030 yılına kadar tamamen sıfır atık hedefine ulaşmayı amaçlıyor.
  • Güney Kore: Gıda atıklarını ayrı toplama ve ücretlendirme sistemiyle gıda israfını önemli ölçüde azaltmayı başarmıştır.
  • Uluslararası ağlar ve kuruluşlar: Zero Waste International Alliance (ZWIA) gibi uluslararası ağlar ve sivil toplum kuruluşları, Sıfır Atık ilkelerinin yaygınlaşması, bilgi paylaşımı ve iyi uygulamaların tanıtılması için aktif olarak çalışmaktadır.

Bu örnekler, farklı coğrafyalarda ve farklı ölçeklerde “sıfır atık”ın uygulanabilir olduğunu ve başarılı sonuçlar elde edilebileceğini göstermektedir. Temel stratejiler genellikle yasal düzenlemeler, altyapı yatırımları, eğitim ve bilinçlendirme kampanyaları ile teşvik ve yaptırım mekanizmalarını içermektedir.

Türkiye’de sıfır atık: Geleceğe umutla bakan bir proje

Türkiye, son yıllarda “sıfır atık” konusunda önemli bir ivme yakalamıştır. Özellikle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen "Sıfır Atık Projesi" bu alandaki en kapsamlı ve dikkat çekici girişimdir. Bu projenin temel hedefleri şöyle: İsrafın önlenmesi ve kaynakların daha verimli kullanılması, atık oluşumunun kaynağında azaltılması, atıkların türlerine göre ayrı toplanması ve geri dönüşüme kazandırılması, geri kazanım oranlarının artırılması, düzenli depolamaya giden atık miktarının azaltılması, toplumda sıfır atık bilincinin oluşturulması.

Peki, projenin bu hedefleri doğrultusunda neler yapılıyor?  

  • Yasal düzenlemeler: “Sıfır Atık Yönetmeliği” yayımlanarak kamu kurumları, belediyeler, alışveriş merkezleri, hastaneler, okullar ve büyük ölçekli işletmeler için “sıfır atık” yönetim sistemine geçiş zorunlu hâle getirilmiştir. Plastik poşetlerin ücretlendirilmesi de bu kapsamda atılan önemli adımlardan biridir.
  • Altyapı yatırımları: Atık getirme merkezleri, kompost tesisleri ve geri dönüşüm tesislerinin sayısı artırılmaktadır. Belediyelere bu konuda teknik ve mali destek sağlanmaktadır.
  • Eğitim ve bilinçlendirme: Kamu spotları, eğitim materyalleri, seminerler ve kampanyalar aracılığıyla toplumun her kesimine ulaşılmaya çalışılmaktadır. Okullarda sıfır atık konusunda farkındalık çalışmaları yürütülmektedir.
  • “Sıfır Atık Mavi”: Deniz ve kıyı kirliliğiyle mücadele amacıyla başlatılan bu alt proje ile deniz çöplerinin azaltılması hedeflenmektedir.
  • Dijital takip sistemleri: Atıkların takibi ve yönetimi için dijital platformlar geliştirilmektedir.

Böylelikle birçok kamu kurumu ve özel sektör kuruluşu, sıfır atık sistemini başarıyla uygulamaya başlamış ve "Sıfır Atık Belgesi" almıştır. Türkiye'nin Sıfır Atık yolculuğu henüz başında olsa da atılan adımlar ve ortaya konan vizyon gelecek için umut vericidir. Projenin başarısı, sadece devletin çabalarıyla değil, her bir bireyin ve kurumun bu felsefeyi benimsemesi ve günlük yaşamına entegre etmesiyle mümkün olacaktır.

Bir tercihten daha fazlasına ihtiyacımız var

Sıfır atık, geçici bir moda ya da sadece çevreci bir slogan değildir. Gezegenimizin ve gelecek nesillerin refahı için bir zorunluluk, bir sorumluluk ve bilinçli bir tercihtir. Doğrusal “al-kullan-at” modelinden, doğadan ilham alan döngüsel bir modele geçişi ifade eder. Bu, sadece daha az çöp üretmek değil, aynı zamanda daha az tüketmek, daha çok paylaşmak, onarmak, yeniden kullanmak ve en önemlisi her bir eylemimizin gezegenimiz üzerindeki etkisini düşünerek hareket etmektir.

Dünyada ve Türkiye’de atılan adımlar, bu dönüşümün mümkün olduğunu gösteriyor. Ancak unutmamalıyız ki “sıfır atık” bir varış noktası değil, sürekli bir yolculuktur. Bu yolculukta her birimizin atacağı küçük adımlar, büyük bir fark yaratma potansiyeline sahiptir. Geleceğe atacağımız en değerli imza, toprağa verdiğimiz sıfır atık sözü olacaktır.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...