06 February 2025

Devlet desteği ve millet azminden doğdu: Bir Anka kuşu efsanesi

Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman asrın felaketinin yıkıcı alevlerinden geçti. Bugün üç kadim şehir de tıpkı Anka gibi, enkazların arasından yükseliyor. Her yeni bina ve restore edilen tarihi eser, Anka’nın tüylerindeki rengarenk desenler gibi şehirlerin yeni silüetini oluşturuyor.

Türkiye'nin kalbini derinden yaralayan 6 Şubat depremleri, aradan geçen iki yılın ardından hâlâ taze bir acı olarak hafızalarda yer alıyor. Efsanevi Anka kuşunun küllerinden yeniden doğuşu gibi, depremle yerle bir olan şehirlerimiz de adeta yeniden hayat buluyor. Nasıl ki Anka, her 500 yılda bir kendini ateşe atıp küle dönüşüyor ve sonra daha güçlü, daha görkemli bir şekilde yeniden doğuyorsa, Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman da asrın felaketinin yıkıcı alevlerinden geçti. Şimdi bu kadim kentler, tıpkı Anka’nın gökyüzüne yükselişi gibi, enkazların arasından yükseliyor.

Her yeni bina, her restore edilen tarihi eser, Anka’nın tüylerindeki rengarenk desenleri andırırcasına, şehirlerin yeni siluetini oluşturuyor. Bu yeniden doğuş, fiziksel bir inşanın çok ötesinde; umudun, dayanışmanın ve insanlığın yenilmez ruhunun bir tezahürü. Tıpkı Anka’nın ölümsüzlük simgesi olması gibi, bu şehirler de Anadolu’nun binlerce yıllık medeniyetinin sürekliliğinin ve direncinin canlı birer kanıtı olarak yükseliyor. 6 Şubat depremlerinde büyük hasar gören şehirler birer birer inşa ve ihya hareketiyle topyekûn bir seferberlik halini andıran manzaralarla geleceği selamlıyorlar.

Adıyaman: Umudun yükseldiği şehir

Adıyaman, depremin en ağır darbelerini alan illerden biri olarak, 5 binin üzerinde enkazda 8 bin 561 canını yitirdi. Bu rakamlar, yaşanan felaketin boyutunu gözler önüne sererken, aynı zamanda yeniden inşa sürecinin ne denli zorlu olacağının da bir göstergesiydi. Ancak Adıyaman halkı ve devlet el ele vererek, imkânsız görüneni başarmaya koyuldu. Adıyaman Valisi Osman Varol’un gururla aktardığı gibi, kentin yapı stokunun yüzde 36,5’i şimdiden yenilendi. Bu rakam, umudun ve azmin somut bir göstergesi. Özellikle İndere Kalıcı Deprem Konutları projesi, dünyanın en büyük yapı inşa alanlarından biri olarak dikkat çekiyor. 5 milyon metrekarelik bu devasa alanda, 16 bin 467 konutun inşası hızla devam ediyor. Bu proje tamamlandığında, 65 bin kişiye yeni bir yuva sunacak.

İndere’de yükselen her yapı taşı, Adıyaman’ın geleceğine atılan sağlam bir adım niteliğinde. Şu anda 8 bin kişinin aralıksız çalıştığı bu şantiye, umudun ve azmin somut bir tezahürü adeta. Elektrik, su, doğal gaz altyapıları tamamlanan bölgede, sosyal alanlar ve okullar da planlanıyor. Bu bütüncül yaklaşım, konut ihtiyacını karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda yeni bir yaşam alanı oluşturuyor.

Örenli Mahallesi’nde yükselen afet konutları da Adıyaman’ın yeniden doğuşunun bir başka örneği. 31 blokta 3 bin 34 konutun tamamlandığı bu bölge, 15 binin üzerinde insana ev sahipliği yapacak. Hüznün ve umudun iç içe geçtiği bu yeni yerleşim alanı, Adıyaman’ın geleceğine dair ümit veriyor. Ancak Adıyaman’ın yeniden inşası sadece yeni konutlarla sınırlı değil. Kentin tarihi ve kültürel mirasının korunması da bu sürecin önemli bir parçası. Ulu Camii’nin devam eden restorasyonu ve Mor Petrus-Mor Paulus Kilisesi’nin yenilenmesi, geçmişin mirasını geleceğe taşıma çabasının birer nişanesi. Bu çalışmalar, Adıyaman’ın çok kültürlü yapısını koruma ve yaşatma kararlılığının da bir göstergesi.

Kahramanmaraş: İnşa ve ihyanın merkezi

Kahramanmaraş, depremin merkez üssü olarak en ağır darbeyi alan illerden biri. 12.789 canını bu felakette yitiren şehir, asrın afetinin ardından adeta yeniden doğmak zorunda kaldı. Deprem, 11 ilçeyi yoğun bir şekilde etkilerken, ilin tamamını kapsayan 1.177.436 kişiyi derinden sarstı. Depremin yıkıcı etkisi, yapı stokunda ciddi hasarlara neden oldu. Toplam 54.135 bina ve 142.355 bağımsız bölüm yıkık, acil yıkılacak, ağır hasarlı veya orta hasarlı olarak tespit edildi. Vali Mükerrem Ünlüer’in ifadesiyle, “Şehrimizde yapılı her 3 binadan biri depremde zarar gördü…” Bu yıkımın boyutu, yeniden inşa sürecinin ne denli kapsamlı ve zorlu olacağının bir göstergesiydi. Ancak Kahramanmaraş, bu zorlu süreci aşmak için var gücüyle çalışıyor. Vali Ünlüer’in aktardığı rakamlar, kentin yeniden doğuşunun hızını gözler önüne seriyor. 74 bin 145 bağımsız birimin temeli atılmış durumda ve bunlardan 34 bin 600’ü tamamlanarak hak sahiplerine teslim edildi bile. Bu rakamlar, sadece sayılardan ibaret değil; her biri yeni bir umut, yeni bir başlangıç anlamına geliyor.

Kahramanmaraş’ın yeniden inşası, sadece konut yapımıyla sınırlı kalmıyor. Kent, adeta yeniden tasarlanıyor. Altyapıdan üstyapıya, eğitim kurumlarından sağlık yatırımlarına kadar her alanda bütüncül bir yaklaşım sergileniyor. Bu yaklaşım, kentin sadece fiziksel olarak değil, sosyal ve ekonomik olarak da yeniden ayağa kalkmasını hedefliyor. Azerbaycan Mahallesi, bu yeniden doğuşun en çarpıcı örneklerinden biri. İki kardeş ülkenin ortak projesi olan bu yerleşim alanı, uluslararası dayanışmanın somut bir göstergesi. Şehrin en önemli yerinde, özenle tasarlanan bu yapı topluluğu, tamamlandığında Kahramanmaraş’a büyük bir değer katacak.

Kırsal alanlar da bu yeniden yapılanma sürecinde unutulmadı. Özbek Kırsal Kalıcı Afet Konutları projesi, kırsalda yaşayan vatandaşların ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran bir yaklaşımın ürünü. Toplam 15 bin 27 köy evinin planlandığı bu proje, geleneksel yaşam tarzını modern güvenlik standartlarıyla buluşturuyor. Vatandaşlara sunulan betonarme, çelik konstrüksiyon ve yerinde dönüşüm seçenekleri, her ihtiyaca cevap vermeyi amaçlıyor.

Hatay: Anka misali kanat çırpan şehir

Kadim toprakların üzerinde, asırların tanıklık ettiği acıların ardından, Hatay da diğer şehirlerin gibi yeniden doğuyor. Tarihin derinliklerinden gelen bir güçle, bu şehir kendi küllerinden yükseliyor, tıpkı efsanevi Anka kuşu gibi. 6 Şubat’ın karanlık gölgesi altında, 327.245 yuva yıkıldı, 88.367 yapı hasar gördü. Ancak Hataylıların yüreğindeki umut ateşi hiç sönmedi. Bu ateş, şimdi şehrin her köşesinde yeniden inşa edilen evlerde, okullarda ve hastanelerde parlıyor.

Hatay Valisi Mustafa Masatlı’nın verdiği bilgilere göre aradan geçen iki yılda; devletin şefkatli eli, 23,1 milyar TL’lik bir destekle Hatay’ı kucakladı. 73.654 aileye kira yardımı yapıldı, 171.122 kişi konteyner kentlerde yeni bir yaşam kurdu. Bu rakamlar, sadece sayılar ibaret değil; her biri yeniden filizlenen umutların, yeniden kurulan yuvaların hikayesi. Tüm bunların yanında Hatay’ın kadim ruhu, restore edilen tarihi eserlerde yeniden can buluyor. Bayezid-i Bistami Türbesi’nin taşları, geçmişin bilgeliğini geleceğe taşıyor. Tıbbi Aromatikler Müzesi, şehrin kokusunu ve tadını yaşatmaya devam ediyor. Şehrin kalbi ise Antakya Gastronomi Çarşısı’nda yeniden atmaya başladı. 15 restoran, eski Antakya evlerinin mimarisini yansıtan yapılarıyla, şehrin lezzetlerini ve misafirperverliğini yaşatıyor. Bu çarşı, bir yemek mekânı olmanın ötesinde; Hatay’ın ruhunu, birliğini ve dayanışmasını temsil eden bir buluşma noktası haline geldi. Hatay Kültür Sanat Çarşısı ise şehrin zengin kültürel mirasını geleceğe taşıyan bir köprü oldu. 82 işyeri, 7 restoran ve 1 kafe ile bu çarşı, Hatay’ın el sanatlarından gastronomisine kadar her sembol değerini bir araya getiriyor.

Şehrin geleceği ise çocukların gözlerinde parlıyor. “Yüreğimizdeki Işık” projesiyle 6.868 öksüz ve yetim çocuğa umut olundu. Her bir çocuk, Hatay’ın yarınlarına atılan sağlam bir tohum gibi özenle yetiştiriliyor. Hatay, binalarıyla birlikte ruhunu da yeniden inşa ediyor. Coğrafi işaret sayısını 25’ten 44’e çıkararak, kültürel mirasını koruma altına alıyor. Kadın kooperatifleri ve girişimciler, şehrin ekonomik kalkınmasının öncüleri oluyorlar.

Geleceğe emin adımlarla birlikte yürümek

Bu yeniden doğuş hikayesi, Hatay’ın manevi gücünün de bir kanıtı. Her yeni ev, her restore edilen tarihi eser, her açılan iş yeri, Hatay’ın yenilmez ruhunun birer simgesi. Bu şehir, tarihinin en zorlu sınavından geçerken, sevginin, dayanışmanın ve umudun ne kadar güçlü olduğunu tüm dünyaya gösteriyor. Hatay, binlerce yıllık tarihinde olduğu gibi, yine farklı kültürleri, inançları ve insanları bir araya getiren bir hoşgörü ve barış şehri olmaya devam ediyor. Bu şehrin hikâyesi, insanlığın zorluklar karşısındaki direnme gücünün ve yeniden başlama azminin en güzel örneklerinden biri olarak tarihe geçiyor.

Tüm Türkiye 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak için birlik oldu. Devletin desteği, yerel yönetimlerin çabaları ve halkın azmiyle, bu üç şehir ile birlikte depremden etkilenen tüm illerde umut yeniden yeşeriyor. Yeni konutlar yükseliyor, tarihi ve kültürel miras restore ediliyor, sosyal ve ekonomik hayat canlanıyor.

Bu yeniden doğuş destanı, Türkiye için yeni bir ilhamın da kaynağı. Bu üç şehir, zorlu bir süreçten geçiyor olsa da geleceğe umutla bakıyor. Birlikte, dayanışma içinde, yeniden inşa ve ihya süreçlerinin başarıyla tamamlanacağına onların da bizlerin de inancı tam.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...